DOLAR 32,3400 % -0.07
EURO 34,8790 % 0.06
GRAM ALTIN 2.393,53 % -0,14
ÇEYREK A. 3.913,42 % -0,14
BITCOIN 63.325,98 0.261
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

ÖĞRETMENİ OLMAYAN ÖĞRETMEN EVİ

Son Güncelleme :

02 Kasım 2020 - 16:52

İlkokul zamanında aklımda kalan bir öğreti var. Ufuktan yaklaşan bir geminin ilk önce direkleri ve bacası görülür, sonra da yavaş yavaş gövdesinin tamamı… Bu coğrafya, fen, biyoloji bütün bilgiler eninde sonunda işimize yarar. Yaşamımızı kolaylaştırdıkları gibi arkanızda bilimin, felsefenin desteği varsa, niyetiniz de sevgiyle beslenmişse her daim iyi şeylere tanıklık edersiniz.

Öğretmeni olmayan Tekirdağ Öğretmen Evi de uzaktan, yani ufukta görünen bir gemi gibiydi. İlk önce bacısı göründü Kıdemli Müdür ve ekibinin öğretmensizliğe olan düşkünlüğünün fikrinin. Bacısı, direkleri derken tüm gövde çıktı ortaya. Kıdemli Müdürümüz ve destek aldığı bürokrat ekibi, öğretmen evinin içkili lokantasını, sonra oyun yerleri-çayhaneleri ve sonra pastanesi derken, sosyal, kültürel, eğlenceye dayalı bütün öğretmen faaliyetleri yendi, yandı bitti, yok olup gittiler.

Fazla değil 15–20 yıl önce Tekirdağ Öğretmen Evi’ne gelirken şenliğe gider gibiydi insanlar-öğretmenler. Dinlendikleri, eğlendikleri, yemek yedikleri, içtikleri, sosyalleştikleri hem ruhlarını hem de bedenlerini besleyip dinlendirdikleri bu yer; sessizliğe-ÖĞRETMENSİZLİĞE gömülmüş durumda.

Buradan herkes gitti de bir Kıdemli Müdür direniyor. Sanki başarıymış gibi öğretmen evini OTELE çevirmiş, sanki öğretmen evlerinin önceliği otelmiş gibi bu büyük, bu kusurlu ve şehir mimarisine uygun olmayan yapının merdivenlerinde, salonlarında gurur içinde dolanıyor. Nereden alıyor bu yetkiyi? Nereden buluyor bu cesareti?

Önce birbirine küsen öğretmenlerden! Sonra birer birer öğretmen evini terk eden aydınlarımızdan, öğreticilerimizden! En son kalanlar da savurmak, dağıtmak çok kolay oldu. Önce çayhaneleri-oyun yerleri sonra pastaneleri ve derken; öğretmen evinin öğretmenleri yitik bir uygarlık; Atlantis Kıtası gibi gizemli bir yok oluşa karıştı…

Bizim Kıdemli Müdür oldukça mutlu görünüyor, bölgesinde dolaşır, dolanırken. Öğretmen Evi’nin hemen yanında tarihi bir bölge var; Rüstem Paşa Cami ile Rüstem Paşa Çarşısı. Geçmişlerini yüzyıllar ötesinde alan, şehrimizin kayıp tarih hafızası, taş kültürüyle barışmaya can atan, sosyal, kültürel ve turizm yaşamımızın başlangıcı olan bu yerin önünde bir canavar gibi duran tek yapı var; TEKİRDAĞ ÖĞRETMEN EVİ… Kısacası, öğretmensiz öğretmen evi…

Bir de kıdemli müdürleri; tıpkı öğretmen evinin sessizliği, gururu, mimari hatası gibi oradan ayrılmıyor. Sanki babasının çiftliği diyen nice öğretmen sessiz kalıp küserek uzaklaştılar kendi kurdukları yapının, sosyal ve kültürel oluşumun içinden…

Tekirdağ Öğretmen Evi’nin öğretmenlere bir şey kattığı yok artık. Kalkınan, değişen, turizm ve şehrin eski kimliğine karışması için yapılan meydan çalışmalarına hiç uygun olmayan bu yerin son iki kadı yasal mı? Yani ruhsatlı mı? Yani bu öğretmen evi depreme dayanıklı mı? Öğrencilerimizin oradan oraya savrulmasına neden olan çürük okullar, öğretmen evi için geçerli değil mi bu çürüklüğü kontrol etmek?

Burası deprem bölgesi olduğuna göre, şehrimiz kaçak, eski ve mimari özelliği olmayan yapılardan temizlenir, onarılırken ve bir de atalarımızdan kalmış en güzel mimarinin hemen dibinde; Rüstem Paşa Cami ve çarşısının önünde bir ürkünç engel gibi duran bu yapıya, ne fiziki ne de sosyal açıdan gerek var mıdır? Ama illa ki Kıdemli Müdür ve onun taraftarları bu işi yapmak istiyorlarsa Kumbağ Öğretmen Evi oteli, sosyal tesisleri onlara yeter ve artar bile…