DOLAR 32,2647 % 0.02
EURO 34,7632 % -0.15
GRAM ALTIN 2.409,48 % 0,01
ÇEYREK A. 3.939,50 % 0,01
BITCOIN 63.933,06 -0.351
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 11°

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–598

Son Güncelleme :

13 Ağustos 2020 - 14:15

 

MURATLI CADDESİNİN BAŞINA GELENLER

PİŞMİŞ TAVUĞUN BAŞINA GELMEMİŞTİR

Bilimden, mimariden, mühendislikten, vicdan ve vefadan beslenmeyen sözler; havada kalıyor… Laf ola beri gele denen slogana dönüşüyor; saman alevi gibi varla yok arası yok olup gidiyor.

Muratlı Caddesi ve Akçeşme,30–40 yıl öncesini arıyor, özlüyorsa bunun bir nedeni var. Mimariden, planlamadan uzak yöneticilerin, “ Ben yaptım; oldu! “ saflıklarından kaynaklanan onlarca yıllık kayıp! Oysa bu cadde; Ortacami-Eskicami ve Zafer Mahalleleri arasında bir köprü olduğu gibi; Hükümet Caddesi ile Çevre yolu, Muratlı ve Kuzey yönü giriş-çıkış kapımızdır.

Muratlı Caddesinin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Önce prestij caddesi diye savurganca yerle bir olan aylarca trafiğe kapanan cadde doktor zamanında geniş kaldırımlarla, çınar ağaçlarıyla süslendi. İlk bakışta pek de güzel. Ama ne yayanın, ne de şoförün, esnafın gerçek ihtiyacı hesaplanmadan yapılan bu prestij denen caddenin ilk önce çınar ağaçları kurudu. Sonra kaldırım taşları bozuldu; çünkü orası kaldırım olmaktan öte araçların park yerine dönüştü. Nerede kaldı prestij caddesi? Tamamen iflas; tam bir fiyasko; çünkü destekleyen planı, programı yok…

İşin garibi bu cadde ile beslenen, bu cadde ile kesişen onlarca sokak, hane, binlerce insanın Akçeşme civarında gidecekleri bir TUVALET yok. Ne hazin bir korkunç cehalet bu… Nasıl bir şehir yönetimidir bu yoksulluk, gaflet uykusuna düşmüşlük…

Bu pişmiş tavuğun; özür dilerim; Muratlı Caddesinin başına gelenlerin hangi birini anlatayım! Sabuncu Kahvesi ile Hastane Bayırı arasında araç yanaşmak için bir cep var. Gece olunca burasının yeterince aydınlatılmaması, banketlerin mühendislikten uzak kalışı yüzünden kim bilir kaç araç bu görünmez bankete çarpıyor. Her an ölümcül bir kaza olabilir! Şükür şu ana kadar ölümcül bir kaza olmasa da, aralara gelen hasarların; kırılma-dökülmenin haddi hesabı yok…

Aynı yerde; Hastane Bayırı ile Sabuncu Kahvesi-Abide Taksi arasında halk otobüsleri bekleme durağı var. Güya bekleme durağı! Ne bir işareti, ben bir korunaklığı var. Rüzgârda, yağmurda, karda bekleyen insanların hazin-acıklı-çaresiz durumunu gerecek bir yönetici, bir AMİR var mıdır? Biliyorum hepsi çok yorgun! İşe gelirken bin bir söz ver; sonra işin içinden çıkamamama gibi büyük yorgunluğa büyük gaflete düş…

İşin garibi Cüneyt Yüksel’in de seçilmeden önce bir sürü sözü var; bu cadde ve Akçeşme insanı için. Abide Taksi’nin yanındaki boş alanda yapılacak olan düğün salonu nerede? Buradaki sosyal, kültürel alanlar nerede? Şehrimizin en önemli caddelerinden birisi olan Muratlı Caddesinin TUVALETİ, YOLCU BEKLEME yerleri yok. Bu bir zavallılık değil de nedir? Bu caddenin işlevini; sosyal ve kültürel yönlerini attırmak için verilen bunca söz; uçup gitmişe benziyor…

Böyle uysal halk, böyle suskun insanlık; sonunda şairin Büyük İnsanlık şiirindeki insanlara benziyor; belki de onların ta kendisi oluyor;

“ Büyük insanlık gemide güverte yolcusu

Tirende üçüncü mevkii

Şosede yayan

Büyük insanlık.

Büyük insanlık sekizde işe gider

Yirmisinde evlenir

Kırkında ölür

Büyük insanlık

Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter

Pirinç de öyle

Şeker de öyle

Kumaş da öyle

Kitap da öyle

Büyük insanlıktan başka herkese yeter

Büyük insanlığın toprağında gölge yok

Sokağında fener

Cam

Ama umudu var büyük insanlığın

Umutsuz yaşanmıyor…”