DOLAR 32,2792 % -0.64
EURO 34,7941 % -0.28
GRAM ALTIN 2.410,78 % -0,49
ÇEYREK A. 3.941,63 % -0,49
BITCOIN 57.277,84 -4.346
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

“Köy enstitüleri eğitim tarihimizin aydınlanma devrimidir”

Son Güncelleme :

19 Nisan 2021 - 11:51

Köy enstitülerinin kapatıldıkları 1954 yılına kadar 1500′ ü kız 20 bin öğretmen, 1600 sağlıkçı, 9 bin eğitmen yetiştirdiğini ifade eden Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Tekirdağ İl Temsilcisi, Emekli İlköğretim Müfettişi Sabri Işık, köy enstitülerinin onlarca şair, yazar, ressam, bilim adamı yetiştirdiğini ve eğitim tarihinde aydınlanma devrimi olduğunu ifade etti. 

Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Tekirdağ İl Temsilcisi, Emekli İlköğretim Müfettişi Sabri Işık, köy enstitülerinin 81. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada; “Bu güzide öğretim kurumları kapatılmasaydı; belki de bugün imrenerek baktığımız  İskandinav ülkelerini çok geride bırakmış bir Türkiye olacaktık.  Almanya’ dan bile daha güçlü bir ekonomimiz olacaktı. “diye konuştu.

“ÇAĞDAŞ VE ÖZGÜN BİR EĞİTİM MODELİ UYGULANIYORDU”

Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Tekirdağ İl Temsilcisi Sabri Işık, köy enstitülerinin eğitimdeki önemine değinerek; “Kapatılışlarının (27 Ocak 1954) üzerinden 67 yıl geçmiş olmasına karşın, bu gün hala kamuoyunda konuşulup tartışılıyor olmaları boşuna değildir. Günümüz Türkiye’ sinde salgının, ölümün, yıkımın, ötekileştirmenin, yok sayılmanın, yaşam adaletsizliğinin, eşitsizliğin, eğitimde geri kalmışlığın, kadın cinayetlerinin alabildiğince yaşandığı bu günlerde Köy Enstitülerini anımsamanın ve anmanın tam da zamanıdır. Yirmi yıl cephelerde köylülerle yazgı birliği yapmış, Kurtuluş Savaşını onlarla birlikte kazanan  Ulu Önder Atatürk’ e göre bu yurdun gerçek sahibi, toplumumuzun büyük çoğunluğunu oluşturan köylülerimizdi.  Ancak Türk Köylüsü; yokluk, yoksulluk ve hastalık içindeydi. 40 bin köyün 37 bininde okul yoktu, yüzde 80′ i okuma yazma bilmiyordu. Cumhuriyet yurttaşı olma bilincini kazanmamıştı. Atatürk’ ün eğitim politikalarının temel felsefesi bilgisizliği yenmekti. Cumhuriyetçi, ulusçu, halkçı, devletçi, laik ve devrimci yurttaşlar yetiştirmek istiyordu. Cumhuriyeti kuranlar yüzyıllardır kaderine terk edilmiş köylüyü aydınlatıp çağdaş, özgün bir eğitim modeli geliştirdiler. Eğitim içinde üretim olarak tanımlanan; okuyan, araştıran, inceleyen, sorgulayan, üreten,  köylerde yaşayan vatandaşlarımızın gereksinimlerine yanıt veren; ünlü eğitim bilimcilerinin görüşlerinin taklit edilmesine değil, Kemalizmin ilkelerine dayanan, ülkemizin özel koşullarına yanıt veren bu özgün eğitim modelinin adı köy enstitüleriydi. “şeklinde konuştu.

“20 BİN ÖĞRETMEN, 1600 SAĞLIKÇI  VE 9 BİN EĞİTMEN YETİŞTİRİLDİ”

Köy enstitülerinin mimarlarının Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un olduğunu dile getiren Köy Enstitülüleri Tekirdağ İl Temsilcisi Sabri Işık; “Köy Enstitülerinin açılış aşamasında; 40 bin köyü birlikte dolaşarak ” El koyduğumuz bu ilköğretim davasını gerçekleştirerek, Türk  vatanının  dağlarında, bayırlarında hatta kırlarında ve en ücra yerlerinde kendi kendine açıp solan çiçek  bırakmayacağız.” demişlerdi. Kapatıldıkları 1954 yılına kadar, kısacık ömründe; 1500′ ü kız 20 bin öğretmen, 1600 sağlıkçı, 9 bin eğitmen yetiştirdi Köy Enstitüleri. Onlarca şair, yazar, ressam, bilim adamı yetiştirdi.  Cumhuriyetimizin eğitim tarihindeki aydınlanma devrimiydi köy enstitüleri. Yeşertilen bozkırlar, torağa vurulan kazmalar, tuğla üstüne konan tuğlalar, kurutulan sıtmalı bataklıklar, dilsizlere öğretilen diller, susuz yerlere getirilen sular, ışıksız yerlere getirilen ışıklardı. Türk Köylüsünün kalkınmasına ant içenlerin bayramıydı. Kısacık ömürlerinde coşkulu bir imecede elele vermenin sevincini yaşamış insanların bayramıydı. Yaşadıkları o mutlu günlerde yediklerini hak eden, aldıklarından çoğunu veren, emeklerinin boşa gitmediğini gören gençlerin yeşerttikleri topraklar üstünde kutladıkları bayramlardı Köy Enstitüleri. Yaratıcı düşünce ve kültürün gücü iyice görülsün diye 1500m. rakımlı dağ başlarında meşaleydiler.” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ SUNULUYORDU”

Köy enstitülerinde verilen çağdaş eğitim modelini vurgulayan Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Tekirdağ İl Temsilcisi Sabri Işık Tiyatrolarıyla, ekip biçtikleri bağ ve bahçeleri, topraklarıyla, cıvıl cıvıl kitaplıklarıyla, süt mandıraları, arı kovanları, damızlık hayvanlarıyla, elektrik santrallarıyla özgün-örnek bir eğitim modeliydiler. Bilgili, bilinçli, düşünen, araştıran, sorgulayan, daha çok üreten, hakça bölüşen,  özgürleşen ülkenin kız ve erkek  köy çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği sunan, kısacası; eğitim seferberliği ile “Millet olma, insan olma” davasını başlatan kurumlardı köy enstitüleri. Kapatılmasaydı köy enstitüleri; elektriksiz, susuz köy, işlenmemiş kafa, yontulmamış gönül kalmayacaktı. Baştan başa aydın, çalışkan insanların ülkesi olacaktı; Atatürk’ ün özlediği “Çağdaş uygarlığın üstüne çıkmış Türkiye” kurulacaktı. Ama; gericiliğin, yobazlığın ağır bastığı yerde, hangi iyi niyet toza dumana karışmamıştır ki; hangi ışıklar söndürülmeye çalışılmamıştır? Gerçek şu ki; siyasi çıkarlar uğruna kurban edildi Köy Enstitüleri. Hangi siyasi partiden olursa olsun, kendi çıkarları uğruna bu ülkenin geleceğini  yok ettiler, kutuplaşmanın bedelini Köy Enstitülerine ödettiler, bizlere ödettiler. “ifadelerini kullandı.

“KÖYLÜMÜZ GERÇEKTEN MİLLETİN EFENDİSİ OLACAKTI”

Köy enstitülerinin ülkenin zor günlerinde büyük bir atılım kazanmasını sağladığını ifade eden Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Tekirdağ İl Temsilcisi Işık; “Düşünsenize bir; kapatılmasaydı   Köy Enstitüleri, Türkiye’mizde bugün neler değişecekti. Anadolu kültürü almış insanımızın eğitim almasına izin verilseydi, şahlanacaktı ülkemiz, kalkınma köylerden başlayacaktı, zenginleşecekti Anadolu insanı. Daha çok edebiyatçımız, matematikçimiz, fizikçimiz, felsefecimiz, daha çok heykeltıraşımız, doğa bilimcimiz yetişecekti. Ülkenin her bölgesinin özünü kaybetmeden geliştiğini, kalkındığını, aydın, gelişmiş köyleri düşünsenize. Bu güzide öğretim kurumları kapatılmasaydı; belki de bugün imrenerek baktığımız  İskandinav ülkelerini çok geride bırakmış bir Türkiye olacaktık. Almanya’ dan bile daha güçlü bir ekonomimiz olacaktı belki de. Kapatılmasaydı Köy Enstitüleri, köylümüz gerçekten milletin efendisi olacaktı. Hepimiz mega kentlere doluştuk şimdi. Neden doğup büyüdüğümüz o güzelim köylerimizde kalamadık hiç birimiz? Bir gün gelecek aç kalacağız. Lüks evlerimiz, arabalarımız, bilgisayarlarımız, akıllı telefonlarımız bizi doyuramayacak. İşte o zaman eğitim içinde üretimin önemini ve terk ettiğimiz köylerimizin yolunu öğreneceğiz. Bugün 17 Nisan toprağa can veren köy enstitülerinin kuruluşunun 81. yılı. Bu eğitim kurumlarımızda yetişen, bu kurumların bir parçası olan tüm güzel insanlara, onların mimarları ve kurucuları olan aydınlanma devrimcileri Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç ve yol arkadaşlarına selam olsun. Yarınlarınız Köy Enstitülerinin ışığı kadar aydınlık olsun.” diyerek sözlerini tamamladı.