DOLAR 32,3812 % -0.32
EURO 34,7745 % -0.12
GRAM ALTIN 2.411,83 % -0,45
ÇEYREK A. 3.943,35 % -0,45
BITCOIN 57.594,37 -3.646
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 13°

“Öğretmenler bakıcı değil eğitim emekçisidir”

Son Güncelleme :

16 Nisan 2021 - 12:12

Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Barış Özer, okul öncesinde eğitimin devam etmesine ve okul öncesi öğretmenlerinin henüz aşılanmasının tamamlanmadan yüz yüze eğitimin devam etmesine tepki gösterdi.

Okul öncesi öğretmenlerinin zorunlu olarak aşısız bir şekilde eğitim verdiklerini vurgulayan Özer; “Okul öncesi öğretmenleri bakıcı değil eğitim emekçileridir! Aşıları yapılmadan onları yüz yüze eğitime zorlamak, cinayettir!” diye konuştu.

“YİNE KARA DÜZEN BİR KARAR ALINDI”

Aşıları yapılmadan yüz yüze eğitimin devam ettiği kademelerdeki öğretmenlerin tehlike altında olduğunu dile getiren Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Barış Özer; “Ortaokullarda 8.sınıflarda, liselerde 12.sınıflarda, sınava hazırlanan bu sınıfların öğrencileri için düzenlenen kurslarda ve okul öncesi eğitim kurumlarında yüz yüze eğitime devam edeceği ilan edilmiştir. 8. ve 12 sınıflar, okul öncesi, halk eğitim merkezi öğretmenleri, özel eğitim öğretmenleri yüz yüze eğitime devam edecekse, neden sadece ilkokul öğretmenlerinin aşılanacağı anlaşılamamıştır. Yüz yüze eğitime devam edileceği ilan edilen sınıflardaki öğrencilerin toplu taşıma olmadan okullara ulaşımının nasıl sağlanacağı da cevapsız bırakılmıştır. Köy okullarının, özel eğitim kurumlarının, özel kursların faaliyet gösterip göstermeyeceği de netleştirilmemiştir. Yani yine kara düzen bir karar alınmış, ‘ben yaptım oldu’ bir anlayışla uygulamaya konmak istenmektedir.” ifadelerini kullandı.

“ÖĞRETMENLERİN HENÜZ 10’DA BİRİ AŞILANDI”

Öğretmenlerin henüz 10’da birinin aşılandığını ifade eden Barış Özer; “Her şeyden önemlisi: öğretmenlerin henüz 10’da biri bile aşılanmamışken, (açıklanan son rakamlara göre) kaba bir hesapla ülkede sadece 1.5 milyon insanımıza yetecek kadar aşı kalmışken, yüz yüze eğitimin başladığı 1 Mart’tan bu yana resmi rakamlara göre bile 26 öğretmenimiz salgın nedeniyle yaşamını yitirmişken iktidar hala yanlıştan dönmemekte, okulları tümüyle kapatmamaktadır. 8. ve 12. sınıflara dair bu karara ilişkin “sınav hazırlığı” bahanesine sığınılırken, okul öncesi kurumların salgına ve aşısızlığa rağmen neden açık tutulduğuna dair bir bahane bulmaya bile lütfedilmemiştir. Ama biz biliyoruz ki bu vahim kararın sebebi açıktır. Tam kapanma ilan edilip on yıllardır kendilerinden toplanan vergilerle, kendi kaynaklarından biriktirilen ve şu anda akıbeti bilinmeyen kara gün akçesiyle desteklenmeyen toplum kesimleri, iktidarın dayattığı üzere salgın yokmuşçasına her gün işe gitmek zorunda bırakılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısmi kapanmayı ilan ettiği konuşmasında ‘Çok şükür gece gündüz çalışıyorlar’ diye övdüğü fabrikalar, işyerlerindeki milyonlar için küçük çocuklarını bırakacak bir yer gerekmektedir. Salgına meydan okurcasına çalışmak durumunda kalan toplumun emekçi kesiminin akılları çocuklarında kalmasın, sadece ölüm tehlikesine rağmen “gece gündüz” sürdürülen ‘üretime’ odaklansın istenmektedir.” şeklinde konuştu.

“AŞI BİLE OLMADAN İŞE GİTMELERİNİ İSTEMEKTELER”

Özellikle okul öncesi öğretmenlerinin tehlike altında olduğuna dikkat çeken Özer; “İşte bu noktada zaten eğitimciye çarpık bakışıyla ezbere bildiğimiz iktidarın, okul öncesi öğretmenlerine dair “bakıcı” algısı devreye girmektedir. Yani iktidar, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi tam kapanma ilan edip salgın ve tepetaklak giden ekonomi nedeniyle beli bükülen yurttaşları desteklemek yerine, onların hiçbir şey yokmuşçasına, aşı bile olmadan işe gitmesini istemektedir. On yıllardır “en az 3 çocuk” tembihlediği bu insanların küçük yaştaki çocuklarına ise yine aşı yapmadığı okul öncesi öğretmenlerini bakıcı yapma niyetindedir. Okul öncesi öğretmenlerinin, 8. ve 12. sınıf öğretmenlerinin, özel eğitim öğretmenlerinin virüse doğal bir bağışıklığı yoktur ve Libya vatandaşı değillerdir. Belki şaşıracaksınız ama okul öncesi öğretmenleri bakıcı değil eğitim emekçileridir! Aşıları yapılmadan onları yüz yüze eğitime zorlamak, cinayettir! Eğitimin ne uzaktan ne yüz yüze halini planlayabilen MEB’i uyarıyoruz: Yapılması gereken yüz yüze eğitimin tamamen durdurulması ve ancak öğretmenlerin aşılanmaları bittikten sonra başlatılmasıdır.” diyerek sözlerini tamamladı. Habertrak/Nijat Ayvaz