DOLAR 32,2795 % -0.2
EURO 34,8447 % 0.01
GRAM ALTIN 2.408,21 % 0,61
ÇEYREK A. 3.937,42 % 0,61
BITCOIN 63.755,79 -0.428
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

Tarihe fotoğraflı yolculuk

Son Güncelleme :

26 Kasım 2019 - 11:17

[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Oku”]

Çocukluk döneminde başlayan merak, sosyal medyanın da hayatımıza girmesiyle fotoğraf biriktirmeye doğru şekillendiğini kaydeden Haluk Ecevit, kurduğu bir grup sayesinde de fotoğraf biriktirmeyi oradan sürdürmeye başladı.

“Trakya’nın Dili, Tarihi, Fotoğrafları” adında açtığı grupta paylaşım yapmayı sürdüren Ecevit, kendi köyünden yola çıkarak başlayan fotoğraf arşivine; diğer köylerden, Trakya’nın diğer illerinden ve hatta Balkanlar’dan da fotoğraf gelmeye başladığını kaydetti. Ecevit ayrıca “Tekirdağ başta olmak üzere bu yörenin insanının yaşayışını, bu yaşayışları yansıtan fotoğrafları, tarihi olayları paylaşıyorum.” Diye konuştu.

13 yıl askerlik yapan Gazi Yusuf Dalakçı

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine bağlı Yanıkağıl Köyü’nde dünyaya geldiğini kaydeden Ecevit, “Doğduğum köy önceleri Saray’a bağlıymış. Daha sonra Çorlu’ya, oradan Çerkezköy’e bağlanmış. Şimdi ise Kapaklı Belediyesi’ne bağlı. Orada doğdum büyüdüm.” diyerek ailesinin önce çiftçilik, ardından da Organize Sanayi’nin yaşadığı ilçede yaygınlaşmasıyla birlikte fabrikada çalışarak yaşamlarını sürdürdüklerini belirtti.

Aret Dalı-1974

“BALKANLAR’DAN DA FOTOĞRAF GELMEYE BAŞLADI”

Çocukluk döneminde oldukça meraklı olduğunu fotoğraf toplama tutkusunu daha geniş bir yelpazeye yayarak Trakya’nın genelinde sürdürmeye başladığına değinen Ecevit, “Facebook aracılığla bir tane grup kurduk. ‘Trakya’nın Dili, Tarihi, Fotoğrafları’ adında. Burada da insanlar işin kaliteli yapıldığını görünce akrabalarını, arkadaşlarını davet etmeye başladılar ve bu aile de gittikçe büyüyor. Ben buradan da çok güzel şeyler çıkacağına eminim. Köyde topladığım bin 500 adet fotoğrafa ilaveten, fotoğraf albümü gittikçe büyüyor. Trakya’nın diğer köylerinden de fotoğraflar gelmeye başladı. Biliyorsunuz bizim bir yanımız da Balkanlar’da. Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya’dan da fotoğraflar gelmeye devam ediyor.” Şeklinde konuştu.

Trakya’da batos döven köylüler-1962

FOTOĞRAFLARIN HİKÂYELERİNİ DE DERLEMEYE BAŞLADI

Ecevit, gruba gelen fotoğraflara bakmaya ve paylaşmaya başladığında ise fotoğrafların bambaşka yaşamlarla tanışmasına vesile olduğunu kaydederek “Fotoğrafların da hikâyelerine gittiğiniz zaman çok başka yaşamlar, acılar ve yaşanmışlıklar görüyorsunuz. Bir taraftan da onları derlemeye başladım.  Buradan yine sosyal medyanın faydalarına değinecek olursak, ben bunu iyi ve doğru anlamda kullandığıma inanıyorum ve iddia ediyorum. Sosyal medyanın kötü kullanımını da çevremde gördükçe üzülüyorum.  Farklı açılan gruplar da var fakat paylaşımlara baktığımız zaman grup tamamen amacını aşmış durumda oluyor. Örneğin Trakya’nın ismiyle bir grup açmışlar; orada siyasi paylaşımlar var. Bakıyorum altında kavgalar var. Çok üzücü. Amacından sapmış bir grup oluşuyor. Siyaset yapılmasın mı? Tabi ki yapılsın. Fakat başka bir grup kur. Orada paylaş istediğini. Yani o grubun ismini, köyün ismini lekeleme.” Değerlendirmesinde bulundu.

Trakya’da damat tıraşı-1975

“BAZI GRUPLAR SOSYAL MEDYANIN YANLIŞ KULLANILMASINA SEBEP OLUYOR”

Sosyal medyanın bazen de farklı amaçlar için kullanıldığını ve amacını aştığını belirten Ecevit, “Başka bir şey de bu facebook ile beraber çapkınlık meseleleri de arttı. Gruplarda, profillerde görüyoruz insanlar birbirlerinin resimlerini, yorumlarını beğeniyor oradan buradan bir muhabbet açılıyor. Bakıyorum grubun böyle bir kirliliği de var. Bu da sosyal medyanın yanlış kullanılmasına sebep oluyor. Ben grupta yalnızca kendim paylaşım yapıyorum ve bu konuda çok fazla eleştiri aldım. ‘Ya sen kendi şovunu mu yapıyorsun?’ deniliyor. Hayır konu kesinlikle bu değil. Eğer yöneticiliğini iyi yapabileceğine inanıyorlarsa; bütün yetkileri vereyim, yapsınlar. Fakat bu öyle bir şey değil. Bakın grupta diğer kişilere paylaşım yapma hakkı sunulduğu zaman buralarda ilk önce paylaşılan şeyler arkadaşlık siteleri. Yerel bir siteyseniz emlak, tapu resimleri paylaşılmaya başlıyor. Ondan sonra satılık ilanları gelmeye başlıyor. Grupta amacını aşmış oluyor. Mesela benim başkasının fotoğrafını paylaşmamak gibi bir lüksüm yok ki. Ben paylaştığım fotoğrafları başka bir yerden çalmıyorum da. Profilde görüyorum ismini alıyorum resmi alıyorum, altına da diyorum ki ‘ismiyle ve bu kişinin katkılarıyla.’” İfadelerini kaydetti.

Trakya’da bir düğün salonu-1981

“SOSYAL MEDYA DETOKSU DA HAYATIMIZA GİRDİ”

“Paylaşım yaparken de şuna çok dikkat ediyorum. Acaba yaptığım paylaştığım paylaşım kişisel algılanır mı? ‘kendi reklamını yapıyor’ derler mi? Buna çok imtina ediyorum.” Diyerek konuşmasını sürdüren Ecevit, “Sosyal medya ile birlikte insanlarda garip bir alınganlık başladı. Bana paylaşmam için atılan resimlerde bakıyorum grupla ilgili değil, fotoğraf çok kötü çekilmiş. Bunu paylaşmadığınız zaman insanlar size gönül koyuyor. Hatta sizi engelliyorlar. İnsanların bu şekilde bir ilgi beklemesine alınganlık göstermesine gerek yok. İnsanlar artık sosyal medyada yaşıyorlar, her şeyleri orada. Bir ara ben bile çok fazla kapıldığımı düşünüyordum. Daha sonra kontrol altına aldım bu durumu. İnsanlar daha uyanır uyanmaz yüzlerini yıkamadan başucunda ki telefona saldırıyorlar. Bu durumdan uzaklaşılması gerekiyor. Bu sosyal medyanın hayatımıza girmesi ve haddinden fazla hayatımızda yer etmesiyle beraber, şu da girdi hayatımıza: “sosyal medya detoksu”. İnsanlar diyor ki: “ben akşam eve geleceğim. Sosyal medyayı kapatacağım, hiç elime almayacağım ve başka işlerle meşgul olacağım.” Hiç açmadan da o şekilde uyuyorlar.” Dedi.

Yanıkağıl Köyü’nde damat tıraşı-1977

“SOSYAL MEDYADA DOĞRU PAYLAŞIM YAPILMALI”

Ecevit, kişilerin sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımların insanlara örnek oluşturması gerektiğine dikkat çekerek, “Yeniliklere açık değiliz. Yeni bir şey keşfettiğimizde bunun üzerine fazla gidip hemen tüketip kendimizi kaptırıyoruz. İnsanların sosyal medyadan çok fazla beklentileri var. Bir anda popüler olacaklarını, paylaştıkları bir fotoğrafın bir anda 400-500 beğeni alacağını düşünüyorlar. Böyle bir şey yok. Bunlar kaliteli işler ve her yerde belli olduğu gibi sosyal medyada da kendini belli ediyor. Bunun için emek vermeniz gerekiyor. Doğru paylaşımlar yapmanız lazım. İnsanlar çok sık paylaşım yapıyorlar. Günde bir tane paylaşım yapılmalı ve buda insanın kişiliğiyle ve yaşayışıyla bağlantılı olmalı. Örnek oluşturmalı insanlara. Bundan üç sene önceki beş sene önceki paylaşımlarınıza bakın. Kimler beğenmiş, kimler yorum yapmış. İnanın şu anda sosyal medya hesaplarında o insanlar yok. Yüzde doksanı çeşitli sebeplerden ya sizden kopmuşlar, ya sizi engellemişler ya da hesaplarını kapatmışlar.” Dedi.

Yanıkağıl Köyü’nde ilkokullu kızlar

“BENİM ÇİZGİM BELLİDİR”

Ecevit sözlerini şöyle noktaladı: “Birde şunu merak ediyorum takipçilere göre mi paylaşım yapılmalı? Benim paylaşımlarım en az 75, en çokta 350 beğeni alıyor. Ben bunu 500’e taşıyabilir miyim? Taşırım. Herkese istek atarım, olur olmaz herkesi gruba dahil ederim. Fakat yapmıyorum. Ben hesabının sahte olduğunu anladığım anda onu bile gruptan atıyorum. Bir de cıvık paylaşımlar yaparım, bir sürü insanın koyduğu Trakya ile ilgili absürt şivenin abartıldığı, insanlar bunları beğenir mi? Evet. Fakat benim grubumda değil. Beğenmiyorlarsa başka gruplara gitsinler. Bu bir tercih meselesi. Benim çizgim bellidir. Ben bu yörenin insanının yaşayışını, bu yaşayışları yansıtan fotoğrafları, tarihi olayları paylaşırım.”

Habertrak/Ayşe Keşkek