DOLAR 32,3400 % -0.07
EURO 34,8790 % 0.06
GRAM ALTIN 2.393,53 % -0,14
ÇEYREK A. 3.913,42 % -0,14
BITCOIN 63.877,80 5.492
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

Tekirdağ çocuğa şiddete tepki gösterdi

Son Güncelleme :

29 Nisan 2019 - 17:07

Tekirdağ Demokrasi Platformu adına açıklamalarda bulunan SES Sağlık Emekçileri Şube Başkanı Hayriye Ekin, çocuğa yönelik artan istismar vakaları toplumsal çürümenin de göstergelerinden biri olduğunu, Türkiye’nin çocuk istismarında üçüncü sırada bulunduğunu belirterek “Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı. Çocuk istismarını önlemek için adım atması gereken yetkililerin bu artış karşısında hiçbir somut önlem almadıklarını görüyoruz.” dedi

Tekirdağ Demokrasi Platformu, çocuğa yönelik artan istismar vakaları toplumsal çürümenin de göstergelerinden biri olduğunu açıkladı.

Platform adına açıklamalarda bulunan SES Sağlık Emekçileri Şube Başkanı Hayriye Ekin, “Bildiğimiz tüm o suç skalası içinde ‘vicdanımızı en çok yaralayan, öfkemizi en çok kabartan umutsuzluk ve kedere en fazla sevk eden suç nedir?’ diye sorsalar, şüphesiz ‘çocuk istismarı’ Çünkü bir suçun kurbanı ne kadar savunmasızsa toplumun suçluluk duygusu o kadar artar.” dedi.

“ARTIK İNSANLARIN CANINA TAK ETTİ”

“Biz, son yıllarda bu suçluluk duygusuyla çok yüzleştik. ”sözleriyle konuşmasını sürdüren Ekin, ”Hemen hemen her gün ülkenin dört bir yanından çocuklara yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberleriyle karşılaşıyoruz. Yaşanan olaylar ne kadar acıysa, bu olayların faillerinin bir bölümünün neredeyse ceza almadan yeniden topluma karışması bizler için o derece sarsıcı. Özellikle bazı davalarda suçu sabit olan sanığın “iyi hâl indirimi” alması bizlerin öfkesini dizginlenemez boyutlara çıkardı. En son İstanbul Küçükçekmece’de 5 yaşındaki çocuğun cinsel istismara uğraması toplumun her kesiminde büyük bir üzüntü ve kaygı yarattı. Artık insanların canına tak etti.” diye konuştu.

“YILDA ORTALAMA 8 BİN ÇOCUK İSTİSMARA UĞRUYOR”

Türkiye’nin çocuk istismarında üçüncü sırada olduğunun altını da çizen Ekin,” Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı. Rakamlar Türkiye’de çocuk istismarının giderek yaygınlaştığını ve çocuk istismarını önlemek için adım atması gereken yetkililerin bu artış karşısında hiçbir somut önlem almadıklarını görüyoruz. Çocuğa yönelik artan istismar vakaları toplumsal çürümenin de göstergelerinden biridir. Suçu işleyenlerin aldığı cezalar tek başına sorunun çözümü için yeterli değil. Caydırıcı önlemler alınmalıdır. Çocuğu korumak devletin birinci görevidir. Çocuğun her türlü istismarına karşı hemen acil bir eylem planının hazırlanması gerekiyor. Bu utanç tablosundan kurtulmalıyız. Çocuğa yönelik istismarı önlemek hem hukuki hem de insani bir görevdir. Ne yazık ki bu durum kamuoyunda tek boyutuyla tartışılıyor. Hukuk bu sorunun sadece bir boyutudur. Hukuk; oluşan ihlalin ortadan kaldırılması, telafi edilmesi ve bir yönüyle bu ihlallerin önüne geçilmesini sağlayacak bir araçtır. Oysa asıl önemli olan, cinsel istismar suçlarının işlenmeyeceği, bu ihlallerin oluşmayacağı koşulları, toplumsal sistemi inşa etmektir.” değerlendirmesinde bulundu.

“ÇOK CİDDİ POLİTİKALAR OLUŞTURMAK VE UYGULAMAK GEREKİYOR”

Toplumun her kesiminde farkındalık yaratacak eğitsel, dönüştürücü programlan sistematik ve yaygın hale getirmek; çok ciddi politikalar oluşturmak ve uygulamak; vakaları bilimsel veri analizleri temelinde izlemek ve çözümler sunmak gerektiğini de bir kez daha yineleyen Ekin, “Bunun için şimdi içinde bulunduğumuz siyasal, ekonomik, sosyokültürel koşullan dönüştürmek, eğitim sistemini yeniden, çağdaş insani değer anlayışı temelinde yapılandırmak gerekiyor. Çocuklarımıza yönelen cinsel, fiziksel ve duygusal şiddetin her türlüsünü kınıyor ve en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Aynı zamanda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’u görevini layıkıyla yapmaya davet ediyoruz. Çocuk istismarının önlenmesi için bizlerden istenen her türlü desteği sağlayacağımızın teminatı veriyoruz ve şunun çok iyi bilinmesini istiyoruz: Yok sayarak, konunun üzeri kapatılarak taciz konusunun önüne geçilemez. Hepimiz biliyoruz ki bu konuda herkes sorumlu ancak iktidarın sorumluluğu çok daha fazla. Caydırıcı yasaların bir an evvel çıkmasını ve önlemlerin alınmasını istiyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.

“ÇOCUKLARA İLİŞKİN TÜM DÜZENLEMELER TEK BİR YASADA TOPLANMALI”

Tekirdağ Demokrasi Platformu adına ikinci konuşmayı yapan Tekirdağ Eğitim Sen İl Başkanı Kemal Bilginer ise “Susmayacağız, yılmayacağız. İstismar, aklayan düzenlemelere izin vermeyecek, çocukları, koruyacak kapsamlı bir çocuk koruma sisteminin kurulması için tüm gücümüzle çalışacağız. Yasal mevzuatta dağınık olarak yer alan bu yasa çocuğa özgü adalet ilkeleri doğrultusunda önleme ve koruma odaklı hükümler içermelidir.” ifadeleriyle başladığı konuşmasında: “Çocuk Koruma Kanununa istismara yönelik çocuğun risklerini belirleyen, koruyucu, destekleyici ve önleyici tedbir içeren kapsamlı kanun hükümleri eklenmelidir. Çocuk İzlem Merkezlerinin yasası ve uygulama yönetmeliği bir an önce çıkarılmalı, bu merkezlerde çalışanların görev, sorumluluk, yetki, yeterlilik ve kriterleri ilgili yasa veya yönetmelikte düzenlenmelidir.” Şeklinde konuştu.

“YEREL YÖNETİMLERDE ÇOCUK İSTİSMARI İLE İLGİLİ BİRİM OLUŞTURULMALI”

Ayrım gözetmeksizin tüm çocukların yaşama, korunma ve katılım hakkını gözeten, çocukların ihmal ve istismarından etkili şekilde korunmasını sağlayan bir çocuk politikası oluşturulması ve etkin bir çocuk koruma kanununu hazırlanması gerektiğine de işaret eden Kemal Bilginer, “Yerel yönetimlerde çocuk istismarı ile ilgili birim oluşturulmalı, toplumsal cinsiyet ve cinsel eğitime yönelik ailelere mahallelerde farkındalık seminerleri verilmeli ve bilinçlendirme faaliyetleri oluşturulmalıdır.” ifadelerine yer verdi.

“MEDYADA İSTİSMAR İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRİCİ MESAJLAR VERİLMELİDİR”

Sağlık Bakanlığı ve MEB arasında imzalanan Okulda Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesi Projesi’nin de bir an önce hayata geçirilmesi konusunda da uyarıda bulunan Bilginer şunları söyledi: “İstismar ile mücadelede öğretmen, öğrenci ve veliye ulaşacak bir olanak olarak bu projenin kullanımı sağlanmalı, Medyada istismar ile ilgili bilgilendirici mesajlar verilmelidir. Medyada’ kullanılan dil yeniden inşa edilmeli, medya izleme grubu oluşturulmalı, kullanılacak dile ve görsellere ilişkin etik normlar geliştirilmelidir. Cinsel istismara uğrayanların rehabilitasyonu sağlanmalı ve rehabilitasyon sürecinden sonra takip sürecinde kurumların görev ve sorumluluklarını belirleyecek bir yönetmelik çıkarılmalıdır.”

Habertrak /Zekiye Türkkan