ödemede ilk on sırada bulunan Tekirdağ’ın, 2016 yılında bütçeden yapılan 138 milyon TL’lik yatırımla iller arasında 46’ncı sıraya kadar indiğine dikkat çeken CHP’li Öztrak, Maliye Bakanı Naci Ağbal’a “Tekirdağ’ı neden cezalandırıyorsunuz?” diye sordu.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bütçenin geneli üzerinde yapılan görüşmelerde, büyüme rakamlarıyla ilgili Hükümetten gelen çelişkili ifadelere dikkat çekti. Yapılan açıklamalarda bahsedilen büyüme rakamlarının vatandaşın gerçekleriyle uyuşmadığını belirten Öztrak, konuşmasında özetle şunları söyledi:
TÜİK’E AYAR MI VERİLİYOR?
Çift haneli büyüme rakamlarından bahsediliyor. Fakat ben vatandaşla konuştuğum zaman böyle bir büyümenin emarelerini göremiyorum. Acaba TÜİK’e ayar verilerek büyüme rakamları yükseltilmeye mi çalışılıyor? Bir program getirmişsiniz. Bütçenin vergi gelirleri 2017 yılında 2016’ya göre Gayrisafi Yurt İçi Hasılaya oran olarak yüzde 0,4 düşmüş. Eğer gerçekten yüzde 7 büyüme olacaksa, eğer gerçekten çift haneli büyüme olacaksa bu vergi gelirlerinin çok daha hızlı artmış olması lazım. En azından katma değer vergilerinin patlıyor olması lazım. Artmıyor, yani o zaman bu bütçe doğru değil. Vergilerde GSYH’ya oran olarak 0,4 puanlık düşüş var. Vergilerde bu kadar büyük bir indirim olduğunu ben tahmin etmiyorum.
EKONOMİ BASKILARA AÇIK HALE GELDİ
Ekonomide işler düzgün gittiğinde Adalet ve Kalkınma Partisinin ekonomi politikaları nedeniyle düzgün gidiyor ama kötü gittiği zaman, “Dışarıdan birtakım Türkiye’ye karşı komplolar düzenleniyor… Türkiye şahlanır giderken ayağımıza çelme takmaya çalışıyorlar” diye bir yaklaşım var. Dışarısı bize çelme takmaya çalışabilir, birtakım şeyleri yapmamız için ekonomiyle ilgili baskılar kurabilir ama eğer ekonominiz bu baskılara açıksa bunu yapar. İşte ekonomiyi bu rüzgârlara açık hâle getiren, bu baskılara açık hâle getiren nedir diye baktığımız zaman, tamamen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin borçlanma politikaları, geçmişte izlediği ekonomiyi borçla şişirme siyasetinin sonucunda bu tablo karşımıza gelmiştir.
BORCU MİLLETİN SIRTINA YÜKLEDİLER
Dış borcumuz 2002 yılında 130 milyar dolar, 2017’nin ikinci çeyreğinde 432 milyar dolar. GSYH’ya oran olarak yüzde 50’nin üzerinde bu bir rekor. Sıcak para stoku yani yabancıların mevduatı artı kısa vadeli borç toplamı 292 milyar dolar, oran yüzde 34,5, bu da bir rekor. Kamunun, reel sektörün ve hane halkı borçları toplamının GSYH’ya oranı 2002 yılında yüzde 94,3; 2017 ikinci çeyrek yüzde 107,4. Şimdi, siz diyeceksiniz ki: “Devletin borcunu yarı yarıya aşağıya çektik, nasıl çıkıyor bu rakam?” Yüzde 71,5’tan yüzde 31’e çekmişsiniz, doğru ama reel sektörün borcu yüzde 21’den gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak yüzde 60’a çıkmış. Bunun büyük kısmı da dövizli borç. Yine hane halkının borcu yüzde 1,8’ten yüzde 16,1’e çıkmış. Yani devletin sırtından borcu almışsınız, milletin sırtına yüklemişsiniz ve borç yükünü de artırmışsınız. Bu kadar borçla bu işe girdiğiniz andan itibaren dışarı da sizi sıkıştırmaya başlar. Çünkü siz, ekonomiyi dışarıdan gelecek olan paranın durması hâlinde takla atmaya açık bir ekonomi hâline getirmişsiniz.
KİMSEYİ İKNA EDEMEZSİNİZ
Kamu açıklarındaki büyümeyi önlemek için gelecek yıl 76 milyar Türk liralık ilave vergi almaya çalışıyorsunuz. Biz “Vergi almayın, tasarruf yapın” diyoruz. Başbakan da “Artık şaşaa ve debdebe dönemine son veriyoruz” diyor. Demek ki bir şaşaa ve debdebe dönemi varmış. Hemen saraydan ses geliyor “İtibardan tasarruf olmaz”. Bunlar olacak işler değil, bir müddet sonra insanları ikna etmekte, bu politikaların etrafında bu politikalara uyum sağlama konusunda ikna etmekte giderek zorlanırsınız.
FAİZLER ALDI BAŞINI GİTTİ
Bakın, orta vadeli programda bütçeyle ilgili olarak bir kur tahmini yapmışsınız; 2018’de 1 dolar 3,73 TL. Şu an sene 2017, durduğumuz yer 3,80 TL. Bu getirdiğiniz bütçenin dengeleri şimdiden bitmiş durumda. Bu sene için 61 milyar TL’lik bir bütçe açığı tahmin ediyorsunuz ama 89 milyar TL’lik borçlanma limiti istiyorsunuz. Bunu kim açıklayacak? Ayrıca Merkez Bankası’nın kasasında 30 milyar TL para tutma ihtiyacı neden ortaya çıktı? Devlet olarak tahvile tefeci faizi ödüyoruz, ondan sonra faizden şikâyet ediyoruz. Merkez Bankası piyasalara yüzde 12’yle likidite veriyor. “Faizleri düşüreceğim” dediğiniz yerde faizler aldı başını gitti.
BÜTÇEDE MANEVRA ALANI KALMADI
Mali disiplini zorlayarak kredi genişlemesiyle şişirilen bir ekonomide büyüme devamlı olmaz, istihdam da yaratmaz. Dolayısıyla, bu sene büyüme hesap hikâyeleriyle belki yüzde 7 olabilir ama vatandaş böyle bir şey hissetmiyor. Önümüzdeki dönemde yüzde 5,5 büyümeleri bile tutturmak son derece zor olacaktır. Son beş günde benzinin litresine 21 kuruş zam yaptınız, motorinin litresine de 17 kuruş zam geldi. Hükümet yapmıyor, piyasada belirleniyor ama sizin elinizde bir araç var. Siz özel tüketim vergisini düşürerek bu fiyat artışlarının vatandaşa yansımasının önüne geçebilirdiniz ama bütçede bunu yapacak manevra alanınız dahi kalmamış.
ÇİFTÇİYE BORCUNUZU ÖDEYİN
Bir kanun çıkardınız, “Her yıl tarıma GSYH’nın yüzde 1’i kadar destek vereceğim” dediniz. 2007-2016 döneminde verdiğiniz destek GSYH’nın yüzde 0,48’i, 1 falan değil, 0,48. Çiftçiye ödenmesi gereken 81 milyarı ödemediniz ama bu sene yine bütçede, 2018 bütçesinde çiftçiye GSYH’nın yüzde 0,4’ü oranında destekleme ödemesi yapmayı öngörüyorsunuz. Yani Hükümetin her bir çiftçi ailesine 36 bin lira borcu var, ödeyin şunu.
TEKİRDAĞ’I NEDEN CEZALANDIRIYORSUNUZ?
Son olarak da söyleyeceğim memleketim Tekirdağ’la ilgili. 2014 yılında bütçeden Tekirdağ’a 154 milyon yatırım yapmışsınız, 154 milyon TL. İlk on sırada vergi ödeyen Tekirdağ’ımız, bütçeden yatırım almak bakımından 32’nci sıradaydı. 2016 yılında yine ilk on sıradayız vergi ödemede ama Tekirdağ’ımızın yatırımları 138 milyon liraya düşmüş ve 46’ncı sıraya inmişiz. Tekirdağ’ı neden cezalandırıyorsunuz? “Habertrak/Serhat Yeşilipek