DOLAR 32,2624 % 0.06
EURO 34,7750 % -0.01
GRAM ALTIN 2.401,19 % -0,34
ÇEYREK A. 3.925,94 % -0,34
BITCOIN 63.682,83 0.306
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

ALTINOVA, DENİZDEN UZAKLAŞIYOR

Son Güncelleme :

28 Aralık 2020 - 13:08

Altınova sahilinde, Süleymanpaşa Belediyesi’nin Ekrem Eşkinat zamanında yaptığı çalışmalar var. Bazıları alkışlanacak, bazıları ise “Korkunç” denecek cinsten…

 

Şimdi de Cüneyt Yüksel zamanı aynı yerde; sahilde çalışmalar var. Beton bloklarla doldurulan deniz, kordon boyunda kazanılacak dört-beş metre; ama denizden uzak kalacak insanlarımız…

 

Uygar dünya insanını denizle buluşturmak için bin bir çeşit buluşlar, hizmetler yaparken, bizler denizden koparmak için elimizden geleni yapıyoruz. Aynı hatayı Ekrem Eşkinat zamanında yaptılar. Düzensiz ve hiçbir yararı olmayan molozlar dökülerek insanların denize girmesi engellendi.

 

Şimdi de güya deniz doldurulacak diye, bir parça yer kazanılacak deye dikilen büyük beton bloklar yüzünden insanımız denizi sadece seyredecek! Zaten denizden uzak bırakılmış, balık kültürü yok edilmiş bir Tekirdağ varken, bu kadar güzel, incecik kumu olan Altınova niçin öldürülüyor?

 

Halkın girmesini engellemeden beton bloklar atılamaz mı? Marmara Adası, Marmara yerleşim yeri tam karşımızda! Erdek de öyle. Orada ki plajlar, gezinti alanları incelendi mi? Denizin ve kumun olmadığı yerde, denize sadece yukarıdan bakmanın bir manası var mıdır? Kedinin kasapta ki ciğere bakması gibi bir şey değil midir?

 

Bizler, Süleymanpaşa merkezde dahi halk plajlarını yıllardır yazarken, hazır denizimiz temizlenmişken, bu uygulamalara, bu düşüncelere, doğallığa, insanımızın denizle buluşmasına BETON engeller dikiliyor. Mühendisler, mimarlar nerede? Halkın denizden faydalanmasına engel olan bu tür uygulamaları uygulama kararını kimler veriyor? Bu kadar kolay mı verilir bu kararlar?

 

Altınova’ya dikilen beton bloklar sadece halkı denizden uzaklaştırmakla kalmayacak. Sahile gelecek kumları engellediği gibi aynı kumların KRAL YOLU taşlarını örtmesi de kaçınılamaz. Yani çifte kavrulmuş zarar; hem halkın denize girmesi zorlaşıyor, hem de Kral Yolu taşları bir süre sonra denizin kumları tarafından gömülmeye mahkûm ediliyor.

 

Gelişmiş dünya, deniz altı müzeleri, denizle ilgili onlarca, yüzlerce etkinliği, deniz ile insanı buluşturma bilincini geliştirirken, bizler ise denizi seyredilecek bir objeye dönüştürmekle oldukça başarılıyız.

 

Bu tür uygulamaların halka yarardan çok zararı olduğunu düşünüyorum. Halk da öyle düşünüyor ki bu beton bloklar dikilirken arayan arayana. Gittim ve gördüm; sahil geridekalıyor… Kral yolu geride kalıyor… Kumlar geride kalıyor; yok oluyor… Öyleyse, öne çıkan ne? Beton bloklar, beton düşünceli gülmeyen, eğlenmeyen insanlar…

 

Sormak lazım bu uygulamayı yapan yöneticilere; denizin ince kumlarına basarak yürüyecek bir halkın mutluluğu, huzuru lüks müdür diye? Gelişmiş ülke mimarları, mühendisleri doğa bozulmasın diye inanılmaz hünerler sergilerken, bizlerin okumuşları, koltuk sevdalıları ise eski uygulamaları sürdürmeye devam ediyorlar.

 

Yani, ben yaptım oldu! Daha önceki belediye başkanımızın sahilin her tarafındaki kiraz ağaçlarını söküp çınar ağacı diktirmesi gibi! Şimdi, yapraklarını temizlemeye yetişemiyor temizlik görevlileri. Yağan yağmurda araçlar için ayrı bir tehlike!

 

Henüz vakit varken, Altınova’nın kumunu, denizini ve Kral Yolunu, halktan koparmayacak projelere imza atın: Sayın Yüksel, sayın mühendislerim…