DOLAR 32,3400 % -0.07
EURO 34,8790 % 0.06
GRAM ALTIN 2.393,53 % -0,14
ÇEYREK A. 3.913,42 % -0,14
BITCOIN 63.698,75 3.035
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 13°

BURASI SİT ALANI MI YOKSA ÇÖP ALANI MI?

Son Güncelleme :

22 Ekim 2020 - 12:39

Tekirdağ’ın en değerli bölgeleri Kumbağ ile başlar. Ormanları, koyları, tarihsel geçmişi, efsaneleri, dağları, tepeleri hep buradadır. Ihlamuru, adaçayı, zeytinleri, bağları, kekikleri, keklikleri, çoban aldatan, karatavuklar, meşelikler, çınarlar, dut ağaçları ve daha nice bitki ağaç çeşidi burada yaşarlar ve yaşam sunarlar.

 

Yakın gelecekte buranın zenginliği paylaşılamayacaktır. Balon turizminden, at turizmine, yürüyüş, deniz, şarap turizmine kadar. Burada unutulan düşlerinizi yeniden gün yüzüne çıkartma imkânı bulabilir, Kumbağ ile Şarköy arasında masalımsı bir yolculuk yapabilir, belki de yaşam denen zorlu sınavın en eğlenceli, en yaşanası tarafını görme fırsatı yakalayabilirsiniz.

 

Dikkatinizi, özellikle doğayı sevenlerin, doğadan beslenenlerin ve doğayı korumakla görevli olanların dikkatini yeniden ve hiç bıkmadan çekmek istiyorum.

 

Bu bölge; Dut Limanı ile Sütlüce Mevkii daha yeni SİT alanı ilan edildi.19 Eylül 2020 ve 191763 sayılı olurla korunması kabul edildi. Niçin? Çünkü buranın doğal zenginlikleri, tarihsel geçmişi ve BİLGE ağaçları var. Yani, şehrimiz, ülkemiz adına oldukça önemli bir alan da onun için…

 

Burayı korumakla, kollamakla görevli olanların koltuğa bağlılıkları, insanımızın pişkinliği, savurganlığı, gamsızlığı ve korkunç doğa cehaleti yüzünde; buraları KORUMA ALANI olmaktan çok ÇÖP ALANI olmuş…

 

Yakışıyor mu bu rezilliğe? Evine ayakkabısını çıkartarak giren insanlar, buraya ne büyük zarar verdiklerini çok iyi çalışma yaparak ortaya çıkartabiliriz. Huzur bulmaya, eğlendikleri yerlere insanlar neler bırakmışlar; tahmin bile edemezsiniz! Doğa, bu utanmazlıklar, bu pislikler karşısında artık kendi gücüyle baş edecek bir enerjiyi bulamıyor.

 

Yüzlerce, binlerce plastik, cam, teneke, kâğıt ve daha nice insan kalıntısı… Bütün bunları yapanların insan olmasına şaşırmıyorum derken bile şaşırıyorum… Çünkü buradaki tersliğin, buradaki yanmışın hiçbir savunması, mazereti olamaz! Kabul edilemez bir suç, korkunç bir kentli cehaletidir…

 

Bu cahil kentlilere dur demeyecek miyiz? Doğamızı, özellikle koruma altına alınan yerlerin bu kadar kolay harcanmasına, yok olmasına seyirci mi kalacağız?

 

Eşi, dostu, sevgilisi, arkadaşlarıyla eğlenmeye gelen insanların gerçek manada huzur bulacaklarına inanmıyorum. Doğayı, doğruluğu, güzelliği, zarafeti her kim çiğnerse kendi belasını zaten buluyor ama bizim doğamız, bizim cennetimiz bizden gittikten sonra ne kıymeti kalacak…

 

Şems-i Tebrizi ne güzel söylemiş;

 

“ Anladım ki insanlar;

Susanı korkak,

Görmezden geleni aptal,

Affetmeyi bileni çantada

Keklik sanıyorlar.

Oysaki biz istediğimiz

Kadar hayatımızdalar.

Göz yumduğumuz

Kadar dürüstler

Ve sustuğumuz

Kadar insanlar…”

 

Doğamızı, bugünü ve yarınlarımızı, gençlerimizi kurtaralım bu ruhları kirli insanlardan…