Kurultay’a sayılı günler kaldı.
Medyada hep Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel haberleri çıkıyor.
Prof. Dr. Örsan K. Öymen ve İlhan Cihaner de genel başkanlığa aday adayı olduklarını açıkladılar.
Basın ve televizyonların bütün aday adaylarına eşit davranması gerekiyor.
PROF. DR. ÖRSAN KUNTER ÖYMEN KİMDİR?
Örsan Kunter Öymen, 20 Ağustos 1965’te Berlin’de doğdu.
Babası Mustafa Örsan Öymen, Milliyet gazetesinde “Politika Kazanı” başlığıyla özgün politik taşlamalar yazdı, Uğur Mumcu ile ortak araştırmalar yaptı.
Dedesi, 7 ve 8. dönem CHP milletvekili Hıfzırrahman Raşit Öymen; amcası, 6. CHP Genel Başkanı ve 13. Turizm ve Tanıtma Bakanı Altan Öymen; akrabası, eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen‘dir.
Örsan Kunter Öymen, lisans derecesini 1987’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümünden, yüksek lisans derecesini David Hume‘s Problem of Induction (David Hume’un Tümevarım Problemi) başlıklı teziyle 1990’da New York Üniversitesinden, doktora derecesini ise Sextus Empiricus‘ Problem of Criterion (Sextus Empiricus’un Ölçüt Sorunu) başlıklı teziyle 1999’da Orta Doğu Teknik Üniversitesinden aldı.
Halen Işık Üniversitesinde öğretim üyesidir.
“Assos’ta Felsefe”, “Galata Felsefe Okulu” gibi etkinlikleri bulunan, Felsefe Sanat Bilim Derneğinin kurucusu ve “The Hume Society”’nin üyesidir.
Milliyet, T24, Aydınlık ve OdaTV‘de köşe yazarlığı yapmıştır, günümüzde ise Cumhuriyet gazetesinde yazmaktadır.
Geçmiş senelerde CHP Parti Meclisinde yer alan Öymen, 38. Cumhuriyet Halk Partisi Olağan Kurultayı için genel başkan aday adayı olmuştur.
(Wikipedia)
Prof. Dr. Örsan Öymen tarafından başlatılan “CHP’de İlke ve Demokrasi Hareketi”nin amacı, ideolojisi, hedefleri ve çözüm önerileri web sitesinde (https://www.chpilkedemokrasi.org/ ) detaylı bir şekilde veriliyor.
CHP’DE İLKE VE DEMOKRASİ HAREKETİ’NİN AMACI NEDİR?
“CHP İlke ve Demokrasi Hareketi’nin amacı, Cumhuriyet Halk Partisi’nde CHP’nin tarihsel ve kurumsal kimliğine ve ilkelerine sahip çıkılması ve parti içi demokrasinin tesis edilmesidir.
Bu çerçevede, Kurultay tarafından onaylanan CHP Parti Programı’ndaki ve CHP Parti Tüzüğü’ndeki cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik/kamuculuk, laiklik, milliyetçilik/ulusçuluk, devrimcilik, sosyal demokrasi ve demokratik solculuk ilkelerinin bir bütün olarak söylem ve eylem temelinde yaşama geçmesi, bu ilkeler doğrultusunda, ekonomi, tarım, sanayi, teknoloji, çevre, doğa, turizm, ulaşım, iletişim, güvenlik, dış politika, göç, siyaset, hukuk, yargı, adalet, laiklik, sağlık, eğitim, kültür, sanat, bilim alanlarında somut projelerin geliştirilmesidir.
Cumhuriyetçilik, halkın egemenliğine dayalı yönetim biçimini savunan ilkedir.
Halkçılık, ayrıcalıklı bir sınıfın değil, halkın ve toplumun bütünü için siyasi mücadele verilmesini savunan ilkedir.
Devletçilik, özel sektörü ortadan kaldırmamakla birlikte, özel sektörü her alanda dengeleyen güçlü bir devlet ve kamu sektörünün oluşturulmasını ve karma ekonomik modeli savunan bir ilkedir.
Laiklik, dinin, devlet, siyaset, hukuk, eğitim işlerine müdahale etmemesini ve karışmamasını, devletin de bu koşulla, dindar vatandaşın dini inanç ve ibadet özgürlüğünü, dinsiz vatandaşın dünya görüşünü ve yaşam tarzını güvence altına almasını savunan bir ilkedir.
Milliyetçilik, bir millet/ulus bilincinin geliştirilmesini, ortak sınırlar içinde yaşayan bir toplumun, bir dinin, mezhebin ve etnik kimliğin değil, anayasa ve vatandaşlık bilincinin etrafında bütünleşmesini savunan bir ilkedir.
Devrimcilik, doğada ve toplumda her şeyin sürekli bir değişim ve dönüşüm halinde olduğunu, muhafazakarlığa karşı mücadele edilmesi gerektiğini savunan bir ilkedir.
Monarşinin anti-tezi cumhuriyetçilik, oligarşinin anti-tezi halkçılık, serbest piyasacılığın ve özelleştirmeciliğin anti-tezi devletçilik/kamuculuk, teokrasinin anti-tezi laiklik, ümmetçiliğin anti-tezi milliyetçilik/ulusçuluk, statükoculuğun anti-tezi devrimciliktir.
“Altı ok” olarak da bilinen ve CHP’nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün döneminde Kurultay tarafından kabul edilen cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik/kamuculuk, laiklik, milliyetçilik/ulusçuluk, devrimcilik ilkeleri, aynı zamanda aydınlanma devrimlerinin temel ilkeleridir.
AKP’nin 21. yüzyılda gerçekleştirdiği monarşik, oligarşik, kapitalist, teokratik, ümmetçi, statükocu karşı devrim sürecinde, bu ilkelerin hala geçerliliğini ve güncelliğini koruduğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin uygarlık yolunda ilerlemesi için zorunlu bir gereklilik olduğu açıktır.
Sosyal demokrasi ve demokratik solculuk, kapitalizmin yol açtığı ekonomik ve sosyal adaletsizlikleri azami bir seviyede bertaraf etmek için geliştirilen kavramlardır. Sosyal demokrasi ve demokratik solculuk, ekonomik ve sosyal adaletin azami düzeyde sağlanması gerektiğini ve karma ekonomik modeli savunan ilkedir.
CHP 1970’lerde ve 1990’larda bu ilkeleri de, “altı oku” tamamlayan ilkeler olarak, Kurultay kararıyla kabul etmiştir. Bu ilkeler, Atatürk döneminde kabul edilen halkçılık ve devletçilik/kamuculuk ilkeleriyle ve karma ekonomik model ile örtüşmektedir.”
CHP’DE İLKE VE DEMOKRASİ HAREKETİ’NİN İDEOLOJİSİ NEDİR?
“Günümüzde sosyal demokrasi denildiğinde, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Avrupa’daki sosyal demokrat, demokratik sol, demokratik sosyalist ve sosyalist partilerin temsil ettiği siyasal çizgi ve ilkeler kastedilmektedir.
Başka bir deyişle, kökeninde 19. yüzyıl Alman düşünürü Karl Marx olduğu halde, bazı açılardan Marx ile yollarını ayıran; Marx’ın sözünü ettiği komünizmin aksine, sınıfsız toplumu ve özel mülkiyeti tamamıyla ortadan kaldırmayı hedeflemeyen, ancak yine de sınıflar arasındaki uçurumu reformlarla asgari düzeye çekmeyi amaçlayan; özel sektörün yol açacağı adaletsizlikleri güçlü bir kamu sektörüyle, sendikal örgütlenmeyle ve emekçi sınıfın lehine düzenlenen vergi politikalarıyla dengeleyen; karma ekonomik politikaları benimseyen; ücretsiz ve nitelikli eğitim ve sağlık hizmetlerini tüm vatandaşlara sunmayı ilke edinen; kapitalizmi belli bir ölçüde frenleyerek ekonomik ve sosyal adaleti sağlamayı hedefleyen; “ortanın solu” ya da “merkez sol” olarak bilinen siyasal çizgi kastedilmektedir.
CHP’nin kurucusu ve ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün ve ikinci Genel Başkan İsmet İnönü’nün ortaya koyduğu devrim süreçlerine baktığımızda, söz konusu devrimlerin, sosyal demokrasinin, demokratik solculuğun ve genelde sol akımların Türkiye’de gelişmesi için önemli bir zemin ve altyapı oluşturduğu açıktır.
Cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik/kamuculuk, laiklik, milliyetçilik/ulusçuluk ve devrimcilik ilkeleri, sosyal demokrasi/demokratik solculuk ile çelişen değil, sosyal demokrasi/demokratik solculuk ile bağdaşan, sosyal demokrasi/demokratik solculuk için zemin hazırlayan ilkelerdir; sosyal demokrasi/demokratik solculuk da, “altı oku” tamamlayan ilkelerdir.
Siyaset, ideoloji ve dava üzerine kurulur; siyasetin temeli ideoloji ve dava olmalıdır. İdeolojik bilincin eksik kalması durumunda, sadece şahıslar belli başlı makam ve mevkiler için mücadele verirler; bu makam ve mevkilere gelebilirler de; ancak bu durumda ideoloji ve dava hiçbir zaman iktidar olmaz; toplum, halk ve ülke bundan hiçbir yarar sağlamaz.
Kitle partisi olmak, kimliksiz ve ideolojisiz olmak anlamına gelmez. Kitle partisi olmak, popülizm yapmayı, sermayenin partisi olmayı, emperyalist güçlerle, dinci ve şövenist ırkçı kesimlerle uzlaşmayı; din, mezhep ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapmayı gerektirmez. Kitle partisi olmak, kitlelerin yararına halkçı politikalar üretmek anlamına gelir.
Bu çerçevede CHP’nin, tarihsel kökenlerindeki devrimci bir ruhla, idealizmle, ideolojik bilinçle, bir dava için mücadele etmesi, buna göre tutarlı kadrolar, politikalar, projeler oluşturması ve ekonomi, tarım, sanayi, teknoloji, çevre, doğa, turizm, ulaşım, iletişim, güvenlik, dış politika, göç, siyaset, hukuk, yargı, adalet, laiklik, sağlık, eğitim, kültür, sanat, bilim alanlarındaki sorunlara somut çözüm önerileri getirmesi gerekmektedir.”
CHP’DE İLKE VE DEMOKRASİ HAREKETİ PARTİ İÇİ DEMOKRASİYE NASIL BAKIYOR?
“Türkiye’nin kurucu ve ana muhalefet partisi CHP’de parti içi demokrasi sağlanmadan, Türkiye’de demokrasinin sağlanması olanaklı değildir.
CHP’de parti içi demokrasinin sağlanabilmesi için; sınırlı bir genel merkez kontenjanı hariç, milletvekillerinin ve adayların önseçimle belirlenmesi; parti içi eğitimin etkinleştirilmesi; partinin ilkeleriyle uyumlu sağlıklı bir üye yapılandırmasının sağlanması; mahalle kongrelerine iki defa üst üste katılmayan kişinin üyeliğine son verilmesi; mahalle kongrelerinin ilçe ve il kongreleri formatında yapılmasının zorunlu kılınması ve bu kongrelerdeki usulsüzlüklerin önlenmesi; kongrelerde ve kurultayda, blok listeyle seçime gidilmesinin zorlaştırılması, çarşaf listeyle seçime gidilmesinin kolaylaştırılması; kongrelerde ve kurultayda birden fazla adaya imza verilmesinin sağlanması; partinin yetkili organlarının çalıştırılması; Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin Parti Meclisi’nden atamayla değil, seçimle göreve gelmeleri; Genel Sekreterlik makamının yetkilerinin, örgütle bağlarını geliştirecek biçimde arttırılması; Kurultay iradesine, Parti Programı’nda ve Parti Tüzüğü’nde yer alan temel ilkelere uygun politikaların ve stratejilerin geliştirilmesi; kongre ve kurultay süreçlerinde adaylar belirlenirken, genel merkez ve belediyeler tarafından uygulanan baskı ve dayatmaların son bulması; iki genel seçimi üst üste kaybeden genel başkanın bir daha genel başkan adayı olmaması; tüzükte bu doğrultularda değişikliklerin yapılması gerekmektedir.”
CHP’de tabandan tavana bir örgütlenme modeli ancak bu yolla sağlanabilir, CHP ancak bu yolla halkın partisi olabilir ve oligarşik bir yapılanmadan kurtulabilir.
SONUÇ
İlke ve Demokrasi Hareketinin destekçilerinden Ahmet Akküçük’ün dediği gibi
“CHP kurultayında aynı plağın iki yüzünü dinlemeye mahkum değiliz.”
Partide gelişim ve değişim için yeni yüzler görmek, yeni sesler duymak istiyoruz.
CHP Tüzüğü’ne göre, CHP Genel Başkan Aday Adayı Prof. Dr. Örsan K. Öymen’in, Genel Başkan Adayı olması ve diğer Genel Başkan adaylarıyla birlikte Kurultay’da kürsüde delegelere düşüncelerini, ilkelerini, hedeflerini, politikalarını anlatabilmesi ve delegelere seslenebilmesi için, Kurultay delegelerinin %5’inin imzasını alması gerekiyor.
CHP’de esas değişiklik bu şekilde başlayacak.