DOLAR 32,3113 % 0.08
EURO 34,8433 % -0.02
GRAM ALTIN 2.407,56 % -0,07
ÇEYREK A. 3.936,36 % -0,07
BITCOIN 63.646,00 -0.587
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 10°

DENİZ MANZARALI KÜTÜPHANE

Son Güncelleme :

26 Ağustos 2020 - 16:10

Kaç şehrin deniz manzarasına sahip kütüphanesi vardır! Denize tepeden bakarak, ufka, adalara, kitaplardaki masallara, şiirlere, destanlara, öykülere dokunmak; dokuna bilmek hiç de lüks değil…

 

Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezine taşınan Namık Kemal Halk Kütüphanesinden söz ediyorum. Daha önceki yeri de deniz manzaralıydı. Şehir içi olması nedeniyle özellikle yaşlı insanlarımızın daha fazla gidebildiği kütüphanemiz, yeni yerinde adeta ışıklarla, denizle dans edercesine; mavi, sarı, beyaz salonlarında okuyucusuna hizmet vermeyi bekliyor.

 

Şehrimiz büyüyor ve büyüyen şehre yakışan bir kütüphane; on binlerce kitabı; kültürel çağrıları, aydınlatıcı, düşündürücü bilgileriyle insanlarımızı bekliyor. Bu bekleyiş devam ederken, kütüphanemizin eski yeri; İtalyan Konağı olarak bilinen yer de bir bilinmezlik içinde bekliyor. Umarım ki Sayın Meclis Başkanımız Mustafa Şentop, bu yanlışı düzeltecek ve bu değerli yeri; Tekirdağ’ın kültürel, sosyal hayatına yeniden kazandıracaktır…

 

Kimin yanına otursam, kime kulak misafiri olsam; en fazla on beş-yirmi sözcükle konuşuyor. Konuşurken karşısındakini dinlemiyor. Hal böyle olunca kendini de dinleyen olmuyor. Ne acı bir durum; konuşacak, dertleşecek, sosyalleşecek, şarj ve deşarj olacak birilerini bulamamak…

 

Okumayan, irdelemeyen, bilgiyi, kültürleri süzmeyen, süzemeyen insanların; bu insanlardan oluşan toplumun tam olarak huzuru ve neşesi olabilir mi? Sanki her şey her daim para-pul ve şöhretmiş gibi öyle bir akıntıya girdik ki, yoksulluğun da, zenginliğin de anlaşılır bir tarafı kalmadı. Tam olarak kim yoksul, kim zengin, belli değil… Bir bakıyorsunuz tanıdığınız insanın tonlarca parası var; ama sefil bir yaşantı içinde yüzündeki acıların, can sıkıntısının izleri derin vadilere dönüşmüş. Bir başka birine bakıyorsunuz, günlük ne bulursa onunla geçiniyorken bile yüzünde bir IŞIK, bir gülümseme ve bir; UMUT var.

 

Okumak, aynı zamanda öğrenmekle başlıyor dostlarım. İrdelemek ve süzmekle! Tıpkı, böbreklerimizin zararlı olan atıkları süzmesi gibi; bilgi; okumak, öğrenmek ve onu rafine etmek; hoşgörüyü, bilirliği, görgüyü ve zihne yayılan ışığı, bu sayede de mutluluğu arttırıyor. Konumunuz ne olursa olsun; içinizde çalışan mutluluk motorlarının sesini duymaya başlıyorsunuz…

 

İşte size deniz manzaralı çok değerli bir okuma yeri; Namık Kemal Halk Kütüphanesi. Çok değerli müdiresi ve insana yakın çalışanlarıyla birlikte günün her saati hizmet veren bol ışıklı ve bol seçenekli mekânlar topluluğu…

 

Belki bir öykü, bir şiir veya bir başka kültürel çalışma, bilimsel makale; yaşamımızda yepyeni bir başlangıç olacak! Kim bilebilir ki, umudumuzu tazelemek, sıkıntımızı anlamlı hale getirip ehilleştirmek, hatta yok etmek ancak ve ancak; tıp âleminde; STRES YÖNTEMİYLE, edebi ve felsefi âlemde de; BİLGİ YÖNTEMİ; OKUMAKLA çözülecektir; iyi okumalar, iyi irdelemeler ve bolca özgüvenler size…

 

Bir kitabın sayfasını açmak için biraz çaba harcadınız ve deniz manzaralı kütüphanemize gittiniz. Işığı en bol olan, denize en yakın olan masaya oturdunuz. Elinizde tuttuğunuz kitabın sayfalarını içinizden gelen bir şevk ile çevirdiniz. Ve bir şiir, bir felsefe çıktı karşınıza size dair;

 

“ Atilla Tunayı geçti

Hanibal Alpleri

Sezar da Rubikan nehrini geçti

Bense kendi kendimi geçtim

Ardımdaki bütün gülleri yakıp…”

 

Sayfasını açtığınız şiir belki de Can Yücel’in sesi, felsefesidir; sizinki ile arkadaşlık etmeye hazır, çoğaltıcı ve düşündürücü, sürükleyici bir davet-sarılış…