Hatırlıyor musunuz? Bir ara iş ilanlarında falanca üniversitesi mezunu işçi aranıyor yazardı. Şimdi ise işçi ilanlarında, takım çalışmasında başarılı, sosyal, özgüvenli işçi aranıyor, yazıları görüyoruz. Bu özgüvensiz ve utangaç toplumu yaratan bir eksiklik var; mahalle kültürü ve orada kurulan arkadaşlıklar. Özellikle okul öncesinde çocukların özgüven kazanmasında ve arkadaş edinmesinde etkili olan, büyük ihitmalle ilk arkadaşlarını edindikleri ortamlar. Benim ucundan yakaladığım, büyüklerimin ise içinde büyüdüğü, çocukların görünce korktuğu SUV’lerin olmadığı, gaspçıların, madde bağımlılarının olmadığı çocukların neşe ile oyun oynadığı sokaklar, parklar, mahalleler.
Sokaklarımız, artık aynı değil. O kadar kötü hale geldiler ki Tekirdağ’da yaşıyorsanız önerimdir küçük yaşta iken büyüdüğünüz sokakları ve parkları tekrar ziyaret edin. Eminim, çocukken hissettiğiniz kadar bile rahat olamazsınız. 17 yaşında olmama rağmen, ben bile sokaklara ve parklara acaba biri tehtid edermi, para istermi, araba çarparmı, korkusu ile giriyorum. İlkokul veya ortaokul çocuklarının, sokaklarda rahatça gezmelerinin imkansız olduğunu düşünüyorum. İnsanların zarar vermesinden korkmuyorsanız, başıboş sokak hayvanlarından korkabilirsiniz.
Büyüklerimizin, civar köylere yövmiyeye gittiği yaşlarda günümüz gençleri zar zor mahalleden dışarı çıkabiliyor. Çocuklar ise okuldan eve, evden okula bir yaşam stili izliyorlar. Sosyalleşmelerine imkan bile verilmiyor. İlkokul çağında aile bireyleri ve birkaç sınıf arkadaşı hariç kimse ile iletişim kurmadıkları, kurma şansını bile elde edemediği için, arkadaş edinirken zorlanıyor. İnsanlar ile konuşurken utanıyorlar. Eski dönemlerdeki videoları ve sokak röportajlarını izlerseniz, sıradan insanların bile bir spiker gibi akıcı konuştuğunu görürsünüz. Şuanki insanlar ise akıcı konuşamayı geçtim, birinden birşey rica etmekte bile sorun yaşıyorlar.
Aileler ise çocuklarını sokaklarda gezdirmek, arkadaş edinmelerine izin vermek yerine toplumdan daha da uzaklaştırıyor. Toplumdan uzak yetişen çocuklar; insanların ne kadar tehlikeli olduğunu anlamayan, tamamen aileleri tarafından kötü insanların hiç olmadığı kurgu bir ortamda büyütülüyor. Belli bir yaşa gelince ise aileler çocukların ellerine, gerekli olarak bir cep telefonu veriyor. Aile ortamından sıkılan ve hayatları boyunca yalnız kalan çocuklar, akıllı telefonlar aracılığı ile bütün dünyaya açılma şansına sahip oluyor. Akıllı telefonlar ise kötü insanların var olmadığını düşünen çocuklar ile birleşince. Küçük çocuklar, kötü niyetli insanlar için kolaylıkla yem olabiliyor. Zararlı olanların video oyunları veya internet ortamı olduğunu düşünmüyorum. bu dönemde ilkokul çocuklarının sokaklarda gezmesinin de çok tehlikeli olduğunu biliyorum. Sorun insanlardadır, insanların birbiri ile iletişim kurmasını sağlayan araçlarda değil.
Sorunların çözümü telefonlar yasaklansın, çocuklar evde otursun ders çalışsınlar bitsin-gitsin demekle olmuyor tabilki. Çocuklara telefondan farklı bir alternatif verilmediği sürece, yasaklamak sadece geçici bir ceza olarak kalacaktır. Parklarımızın ve bahçelerimizin serserilerden kurtulması ve çocukların yaşıtları ile eğlenebileceği ortamların kurulması. Bu ortamlara da herhangi bir tehlike ile karşılaşmadan ulaşmaları lazım. Öbür türlü emin olunki Üniversite mezunu olup iki cümleyi bir araya getiremeyen gençleri görmeye devam ederiz.