HASAN DAYI SENDEN ÖZÜR DİLİYORUM!

Büyükşehir Belediyesi Verdiği Sözü Geçiştiriyor!

 

Uçmakdere Mahallesi’nde yaşayan Hasan ÇINAR, Ekim ayı içerisinde gündeme gelmiş, gazetemizin köşesinde FERYADI duyurulmuştu. Bu duruma Kadir Başkan hemen sahiplenmiş ilgili Daire Başkanlığına bu sorumluluğu havale etmişti.

 

Uçmakdere doğumlu Hasan ÇINAR 86 yaşında. Yaratıcının uzun ömür verdiği, nice zenginin büyük paralar harcayarak gelemediği bir yaşa gelmiş. Ödülü ne oluyor? Tarihi eser kabul edilen evi yıkılmak üzere. Dokunamıyor. Yalnız yaşayan Hasan Çınar’ın imdadına yetişmek amacıyla Büyük Şehir Belediyesi ilgili Daire Başkanlığı yöneticileri yıllar önce söz veriyor;

 

“ Hasan Dayı, ilk önce senin evini yapacağız! En kısa zamanda…”

 

Nasıl derler;  “Ölme eşeğim ölme…” Hoca Nasreddin’in borcunu ödemek için koyunların geçtiği yere tel germesi gibi. Koyunlar tele sürtünecek, yapağıları telde kalacak. Hoca da bunları toplayıp yün haline getirecek. Sonra! Sonra da satıp borcunu ödeyecek…

 

Seksen altı yaşında yalnız yaşayan bir insana verilen sözün tutulmaması ne demek? Bir mahallenin, bir köyün, bir topluluğun güvenini kaybetmek demek değil mi? Zaten, siyaset mesleği de, gazetecilik de halkın güvendiği meslekler arasında en altlara düşmüş. Düşürülmüş… Ayağa kaldırıp, en onurlu yere, başköşeye oturacak, halkın takdirini, dualarını almak varken; insanların bu insanlık hatasını, gafletini anlamakta zorluk çekiyorum…

 

Büyük Şehir Belediyesi büyüyor. Çok hızlı çok ciddi yollar aldı. Tüm ilçelerde imzasını atarken, aynı oranda bütün oluşturan Daire Başkanlıkları ve onların müdürleri sahaya inmekte GEÇ kalıyorlar. Niçin? Niçin herhangi bir Daire Başkanı veya müdürü yarım saatlik yer olan Uçmakdere Mahallesi’ne gidip Hasan Dayının yıkılmakta olan evini görmüyor?

 

Koltuklara bağlı mısınız? Özgür değil misiniz? Bu işin hakkını böyle mi vereceksiniz? Kalkınma böyle olacaksa, bu şehir neredeyse yüzyıllardır beklediği o büyük kalkınma reformunu daha yüz yıl bekler. Çünkü Lokomotif gitmek istiyor ama ardındaki vagonları çekmekte zorlanıyor.

 

Kadir Başkan şafağın bir vaktinde koşmaya başlaya dursun! Ekip, sabah mahmurluğundan arınamıyor. Büyük Şehir Belediyesi için Hasan Dayının derdi çocuk oyuncağı kadar kolayken, her daim ertelenmesi,”İhale” mantığına bağlanması büyük kayıp…

 

Aralık ayı kış ayı demek! Poyrazın hüküm sürdüğü bu zamanlarda kış kendini daha sıkı, daha sert gösterdiği vakit Hasan Dayının evinin başına yıkılması anlamına geliyor. Eğer ki bu evde yaşayan Hasan ÇINAR, ihmalkârlık sebebinden yaralanır veya daha kötü bir şey olursa; bu kurumların yöneticileri hukuk önünde veya vicdanları karşısında gerekli hesabı verecekler mi?

 

Hasan Dayı senden özür diliyorum. Sana verdiğim sözü tutmama rağmen, bu konuyu ikinciye gündeme getirmeme rağmen sen halen geceleri korkuyla yatıyorsun. Yüce yaratıcı sana uzun ömür vermiş. Sağlık ve özgürlük vermiş. Ama bunu anlamayacak derece bürokrasinin rahatlığına alışmış bunca yönetici, daire başkanı, müdür varken, daha çok yazılar yazar, çok Hasan Dayıların feryadı havada kalır…

 

Yöneticiler çok çabuk söz veriyor. Bu bir yalan değil mi yerine gelmediği vakit! Yalancının mumu ne vakte kader yanar, sizler de biliyorsunuz ama durumu kurtarmak çok tatlı, keyifli bir şey olmalı…