DOLAR 32,3400 % -0.07
EURO 34,8790 % 0.06
GRAM ALTIN 2.393,53 % -0,14
ÇEYREK A. 3.913,42 % -0,14
BITCOIN 63.967,75 1.604
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 13°

HOŞKÖY HORA FENERİ IŞIK SAÇMAYA DEVAM EDİYOR

Son Güncelleme :

27 Ekim 2020 - 11:03

Tahminlere göre insanoğlu denizcilikle tanışmasından bu güne on binlerce yıl geçti. İlk zamanlar kıyıda yakılan büyük ateşlerle denizcilere işaret verilir, yol gösterilirmiş… Öykülere ve tarihe geçen ilk deniz fenerlerinden olan Siguem Feneri ( Kumkale Feneri ) Hora Fenerinden 150 km ötedir. Bu yüzdendir Hora Feneri’nin duruşundaki endamın soylu tarafı…

 

Hora Feneri Hoşköy’ün Mürefte çıkışında kurulmuş olduğu tepenin hemen üzerinde 160 yıldır ışık saçmaya devam ediyor. Kim bilir kimlere ilam verdi; zeytin ağaçlarının, incirlerin arkadaşlık yaptığı Hora Feneri.

 

Fazla değil birkaç yıl önce kaderine terk edilmiş, boyaları silinmiş, paslara terk edilmiş vaziyette, kapısı, camı-çerçevesi kırılmıştı. Duyarlı kişiler ve Habertrak Gazetesinin istikrarlı duruşu ve bu durumu farken Kıyı Emniyet Müdürlüğünün sayın yöneticileri hiç olmazsa Hora Feneri’ne bir parça dinlenme, kendi yaralarını onarma hakkı verdiler. Boyandı, paslarından arındı ve hiç olmazsa bir parça koruma olur diye tel örgüler içine alındı.

 

Şair-yazar Öksel Demir’e sorsak; beyaz bir kadın gibi endamlı olan bu değerli feneri tel örgüleri içine almak olur mu? Desek; ne yanıt verir acaba?  Belki de şairlerin yaptığı gibi yapar; zamanın içine bırakır zamansızlığa ait olan şiirin dizelerini;

 

“ Beyaz bir kadının

Düşlerini sararak eylül mavisine…

 

Vazgeçilmez mendil gibi,

Sancılarımızı saklayarak göğsümüze

Parmaklarımızda

Kırmızı ve solgun mercan pulları

Gitmek kaldı yine bize

Başomuzluğumuzu döven

Bin yıllık rüzgârla

Bir kırmızı karanfil yüreğimizde

 

Çünkü yeniden dönmektir her gitmek

Çünkü yeniden doğmaktır her ölmek

 

Hadi vira bismillah…”

 

Hora Feneri Kıyı Emniyet Müdürlüğümüzün koruması-kollaması altında yirmi tarihi fenerimizden bir tanesi! Kendi görevini eksiksiz yaptı. Gaz yağlı zamanlardan, fenerli, lambalı devirlerden bu yana denizcilere her daim karayı, doğru yönü söylüyor. Işığı, yanıp sönme aralıkları konuşuyor sislerin, pusların ardındaki denizcilerle. Sadece onlarla mı? Hayır! Denizlerin en büyük Tanrısı Poseidon ve diğerleri; Doris,Nereus,sürekli şarkılar söyleyerek kandıracak denizci bekleyen sirenlerle ( güzel görünüşlü yaratıklar-kadınlar ) söyleyişiler yapıyor gece karanlığa bürünüp,ışıklarını denize doğru çevirdiği vakit…

 

Hora Feneri bekçilerini kaybedeli çok oldu. Onlar gazyağının geçerli olduğu zamanlarda yaşardı fenerci evinde; çoluk-çocuk hep birlikte koruyucusuydular Hora Fenerinin. Zeytinleri, incirleri eken ellerin sahibiydi fenerciler. Yazlık, biberlerin, patlıcanların, domateslerin de sahibiydiler. Hora Feneri gündüz onlarla eğlenir, dertleşir. Gece ise ancak masallarda, mitolojide olacak kadar olağandışı sırlarla yüzleşir ama şaşmaz bir iradeyle görevini yapmanın ciddiyeti içindedir Hora Feneri.

 

Turizmin, özellikle iç-yerli turizmin hizmetine girecek bilgeliğe, tarihe ve meziyetlere sahiptir. Ama niçin susuyor Hoşköy insanı? Mürefte ve Şarköy insanı niçin susuyor? Bağları, bahçeleri, tütünü, ipek böcekçiliği giderken, ellerinden alınırken de susmuşlardı. Ya şimdi? Hep böyle susup, sadece yılda iki ay olan deniz turizmine mi bağlanacak bütün hayaller; bütün umutlar ve ekonomik, sosyal, kültürel gerçekler?

 

Hora Feneri sadece Hoşköy,Mürefte,Şarköy için değil, Tekirdağ’ın merkez ilçeleriyle birlikte bütün ilçeleri ve bütün ülke için değerli bir şanstır.Bugüne kadar yaşamış nadir fenerlerdendir.Mühendislik yapımıyla,bulunduğu yerin-coğrafyanın çok değerli oluşuyla ve kalkınmaya muhtaç oluşuyla; Hora Feneri,bölgenin üzümü,şarabı,zeytini,denizi,mitolojik öyküleri ve insanı kadar önemlidir; DEĞERLİDİR…