PATRON

Söylemesi bile güzel geliyor.

Kim bu ?

Patron.

Duymak ne keyif veriyordur.

Ancak şunu iyi bilmeliyiz “herkes patron olamaz.”

Yani “iyi idareci” olamaz.

İnsan çalıştırmak bir beceri ister.

Yön vermek, onları ikna etmek, severek ve güven vererek iş yaptırmak zor iştir.

Herkes yapamaz.

Elbette parası olan patron olur.

Babadan kalma imkanları olan da patron olur.

Ancak “herkes patron olamaz.”

Bunu derken herkes idareci olamaz demek istiyorum.

Çalışanları arkasından sürükleyen idareciler lazım.

Büyük işlere öyle patronlar gerekiyor.

Bu kişiler yaptıkları işi sever ve etrafında olanlara da işini sevdirirler.

Bu kişilerde büyük amaç sadece para kazanmak olmaz.

İş yapmanın, faydalı olmanın güzel duygularını taşırlar.

Bunu gösterir ona göre yönetirler.

Bu bağlamda patron olmak iyi bir yönetici olmak demek değildir.

Dikkat edin çoğu büyük işletme CEO ataması yapıyor.

“Ben patronum ancak yönetici kişi başkasını atıyorum.”

Neden?

Evet size soruyorum neden böyle oluyor?

Kendileri neden var olan işi yönetmiyor da işi bilene bırakıyorlar?

Çok basit işin iyi ilerlemesi için bir bilene ihtiyaç var.

Yani yöneticiler, idareciler lazım.

Bunları seçebilen kişi iyi patrondur.

Bunları ayırıp görev verebilen kişi iyi patrondur.

Patron olmak talimat vermek ve kafana göre iş yapmak değildir.

Patron olmak işini iyi idare edecek adamları çalıştırmaktır.

Böyle patronlar hem işletmeyi kalkındırır hem de çalışanı…

Bu sebeple her patron ya da  başkan her seçilmiş kişi dört dörtlük iş yapamıyor olabilir.

Ancak iyi iş yapacakları göreve getiriyorsa işte benim patronum o dur.

Saygılar…