DOLAR 32,3025 % -0.13
EURO 34,8419 % 0.03
GRAM ALTIN 2.411,50 % 0,75
ÇEYREK A. 3.942,80 % 0,75
BITCOIN 63.310,00 -1.617
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

TEKİRDAĞ DEPREME HAZIR MI?

Son Güncelleme :

24 Ağustos 2020 - 10:01

Bu soruyu niçin soruyorum? 17 Ağustos 1999 gecesini, o büyük felaketi uzaktan da olsa yaşamış, yaşayan insanların hiçbir zaman unutamadığı yazgıya dönüşmüş olmasından ötürü soruyorum; Tekirdağ DEPREME hazır mı?

 

İnanıyorum ki birçok şey yapıldı, yapılmak istendi 1999 yılından bu yana. Tam olarak ne kadar? İşte asıl soru bu; “ Olmak ya da olmamak! “ sorgulaması kadar net; büyük felakete ne kadar hazırız?

 

Neredeyse her vakit, bilim insanları tarafından uyarılıyor, felaketin haberleri yapılıyor. Bölgemiz, eninde sonunda büyük bir felaket daha yaşayacak. Tekirdağ’ın eski evlerini düşünürsek; neredeyse yarısı; 1999 deprem öncesi yapılmış çok eski yapılar. Ne kadarı kontrol edildi; kaç insan evinin depreme dayanıklı olup olmadığını öğrendi? Belirsiz… Büyük çoğunluğun altyapısı, ekonomisi, görgüsü eksik olduğundan bu olay; yazgıya-ALLAHA bırakıldı…

 

İyi de; Allah sana akıl vermiş, bu akıl bilimi keşfetmiş, her gün deprem olan Japonya’da bir tek insan ölmüyorsa; Japonların daha çok sevildiği, korunup kollandığı için değil; BİLİM ve BİLİNÇ sayesinde…

 

Her şeyi düşünen yöneticilerimiz, bir faturaya neredeyse beş tane vergi, harç koyan büyük düşünce insanları deprem riski olan şehirlerde evlerin sağlam olup olmadığını denetleyen projeleri bir türlü oturtamadılar. Niçin zorunlu değil? Niçin kurumların bu işi üstlenip şimdiye kadar bu işi bitirip; Evet, biz depremlere hazırız, diyemiyoruz? Dememiz gerekmez miydi; 1999 Ağustosundan bu yana…

 

17 Ağustos günü AKILLI telefonuma üç kez aynı mesaj geldi. Yollayan kurum AFAD. Mesajın içeriği şöyle;

 

“ Bugün 17 Ağustos, hatırlatıyoruz!

Afet öncesi aile afet planı yapılmalı.

Kendinize en yakın toplanma alanı e-devletten sorgulanarak belirlenmeli.”

 

Anı mesaj üç kez geldi. AFAD kendini sorumlu hissetmiş şehir insanlarımızı uyarıyor. Toplanma alanının herkes öğrensin; deprem meydana geldiğinde koşarak oraya gitsinler… Böylece görevlerinden bir tanesi tamamlanmış oluyor AFAD’ın…

 

Oysa AFAD’ın personel durumu, ellerindeki donanım beni daha çok düşündürüyor. Beklenen büyük felaket geldiğinde, sadece bir apartman için onlarca insan, takım –araç gerekiyorken, binlerce bina yerle bir olduğunda kaç kişi gereklidir? Böyle bir senaryoya hazır personel ve ekipman var mıdır? Sadece toplanma alanı şurasıdır, diyerek bu iş biter mi? Çözülür mü? Canını kurtaracak ki kişi; toplanma alanına gitsin…

 

Ya insanlarımızın malları; “Canın yongası olan malları, kişi kendi canını kurtardıysa, geride kalan canlar!” hepsi soru işareti. Esas sorun şu değil midir; toplanma yerlerinden çok önce; güçlendirilmedik binanın kalmaması üzerine yapılan çalışmalar-destekler çoktan bitmiş olması gerekmez miydi? Çürük binaların yıkımı çoktan tamamlanmış olması lazım değil miydi?

 

Kâğıt üzerinde ve ne hazindir ki şova yakın gösterileri, söylemleri, uyarıları pek seviyoruz. Hatırlarsınız 1999 depremi yaşandığında KIZILAY denen değerli kurumumuzun depolarında çürümüş binlerce malzeme bulunmuştu. Gerekli yerlere yardım yapılması gereken eşyalar; oluşmuş o çürük bürokrasi yüzünden eriyip gitmişlerdi…

 

Kurumlarımıza, kuruluşlarımıza güvenmek istiyoruz. Ama saf güven, saf yaslanma hiçbir zaman sağlıklı olmadığını da düşünüyorum. Vatandaş olarak bizler ne kadar bilgili ve üzerimize düşeni ne kadar yapıyoruz; bundan da oldukça fazla şüphelerim var…

 

Sözün kısası; deprem şakaya gelecek bir şey değil. Hem cana, hem mala; hem ülkeye zarar veriyor. 21. yüzyıl, bu kadar teknoloji, bu kadar bilim; kıyamet gibi bilgi ama halen; şehrimizin DEPREME hazır olup olmadığında emin bile değiliz. Çünkü binlerce bina var kontrol edilecek; yüzleş ilecek ama bizler halen toplanma yerlerinin bilinip bilinmemesiyle meşgulüz…