DOLAR 32,3831 % 0.07
EURO 34,7796 % -0.05
GRAM ALTIN 2.395,75 % -0,04
ÇEYREK A. 3.917,05 % -0,04
BITCOIN 59.254,28 2.659
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°

TEKİRDAĞ’IN SAKIP AĞA-SI OLSAYDI!

Son Güncelleme :

19 Ekim 2020 - 12:07

Anlaşılan o ki zorla hiçbir şey olmuyor; olamıyor. Sevgi, para, başarı ve eğitimle iç içe geçtiğinde ortaya çıkan başarı; eserlere dönüşüyor. Üstelik kalıcı eserlere; bizden yüzyıllar sonra bile anılacak, kullanılacak, övgü ve dualar sunulacak değerlere…

 

Tekirdağ’ın ilçeleriyle bir araya gelen iş gücü, ulusal sermaye ve yatırımı ülke ve dünya çapında öncü sıralara girse bile, şehrimizin merkez ilçesinden tutun da diğer ilçelere kadar bu zenginlikten yeterince pay almadığını, alamadığını görürsünüz…

 

Niçin? Çünkü Tekirdağ’ın bir SAKIP AĞA-SI yok! Kuşaklar arası eğitimin, deneyimin, tokluğun, sevginin süzgecinden geçen zenginlerimiz olmadığı için Tekirdağ çok şeyler kaybediyor…

 

Düşünce ve düş değil midir bizi umutlandıran şey. Gelin hep birlikte bir düş kuralım. Tekirdağ’ın Sakıp Ağa-sı olsaydı nelerimiz olurdu onu düşleyelim…

 

Anaokulu’ndan tutun da İlkokula, Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Ortaokuluna, Meslek Yüksekokullarına ve üniversitemize kadar her türlü ve her branşta-dalda eğitim kurumlarımız olurdu.

 

Kültür merkezlerinden, kütüphane, konferans salonundan fuar merkezine, tiyatro binalarına kadar her türlü sanat mekânına sahip olurduk. Kız ve erkekler için ayrı ayrı ihtiyaca göre öğrenci yurtları olurdu.

 

Bütün bu yatırımlarla yetinir miydi Tekirdağ’ın Sabancı Ağa-sı? Asla! Yetinmez, viran durumdaki tarihsel, sosa kültürel yapılara katkı verirdi. Örneğin 57.Alay Binalarına şehrimizin yitik tarihine, kültürü ve turizmine acilen kazandırırdı. Hoşköy Hora Fenerini bir an önce turizmin hizmetine geçirip yöreyi ve şehir insanını huzurlu kılacak bir efsane işe imza atardı.

 

Şehrimizin bir türlü bitirilemeyen, gerekli yardımı, ilgiyi göremeyen Trak kazılarına ciddi destekler verir çoktan turizmin hizmetine açar, şehir esnafı için bir kurtarıcı rolünü üstlenecek hareketi başlatırdı. Kral Yolu efsanesini dikkate alır, en azından birkaç kilo metrelik bölümünü ulusal ve uluslar arası turizme kazandırırdı. Antik yolların haritasını çıkartır, yürüyüş rotaları arasında çok önemli bir rol oynayan şehir unvanını kazanırdık.

 

Yüzme havuzlarından tutun da kapalı spor tesislerine kadar yeni yepyeni binaların sadece bina olarak yükselmesini sağlamaz, aynı zamanda şehir sporunu ulusal ve uluslar arası seviyelere taşıyacak yarışmalar düzenlerdi.

 

Ülkemizin Sakıp Ağası ve onun ailesinin, akrabalarının kurduğu vakıf ise hiç boş durmuyor. Ülkemize kattığı Sabancı Üniversitesinin yanında 120’yi geçen büyük yatırım ve daha nicelerine desteler hiç durmadan devam ediyor.

 

Büyük milletler, zenginlerinin ülkesine yaptığı büyük hizmetlerle var olurlar, öne çıkıp ayrıcalık ve saygınlık kazanırlar.

 

Ya Tekirdağ’ın zenginleri nerede? Burnundan kıl aldırmayan, burnu yere düşse tenezzül etmeyen bankalardaki hesaplarının miktarını bile unutan o muhterem zenginlerin açlığı ne zaman sona erecek?

 

Bu şehre, yaşadığınız yere otel ve pansiyon olarak bakmaya ne zaman vazgeçecek siniz; sayın aydınlar, zenginler, sevgili sessizler, titizlikten kendinden geçenler; bir de siz bu şehrin geleceğine ve kendi manevi huzurunuza, saygınlığınıza bir el atsanız; fena mı olur acaba…

 

Sakıp Sabancı’yı; Sakıp Ağa’yı anlamak için sadece Emirgan’da bulunan Sabancı Müzesine bir gidin ve orada bir gün geçirin. Bir köşkün, tokluğa ulaşmış bir zenginin kendi ülke insanına verdiği değeri, tüm kalbi; kalpleriyle açmış oldukları özel dünyalarına bir konuk olun.

 

Sadece müzenin sergi salonlarında değil, çay bahçesinde, lokantasında, Sakıp Sabancı’nın özel odalarında da gezinin, dinlenin ve irdeleyin. Müzenin bahçesindeki yeşili, ağaç ve bitki çeşitliliğini her ağacın ve bitkinin karakterlerini, Sabancı titizliği, istikrarı ve ülke sevdası içinde bir günlüğüne izleyin…