DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–244

Son Güncelleme :

21 Kasım 2017 - 16:19

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–244

TEKİRDAĞ  GENÇLİK ve SPOR MÜDÜRÜ KOLTUĞUNDA RAHAT MI?

——————————————————

Bu kadar sorumsuzluk, kol geziyorken; milyon dolarlık tesisimiz randımanlı işletilmez, bakımsızlıktan, ilgisizlikten çığlık atıyorken; bu değerli yapıların, insanımıza, gençliğimize yönelik etkilerini bu kadar az tutulması, birçok insan gibi benin de şaşırtıyor.

Benim de kullandığım çok önemli hizmet yerlerimizden sadece birisi; Olimpik Yüzme Havuzudur. Tekirdağ için çok önemli, bölge için değerli bir spor mekânıdır. Anlaşılan o ki; bu kuruluşun sorumluluğunu üstlenmiş yöneticiler için; çok şey değildir.

Buraya gelen gençlerin yanında yetişkinler hiçe sayılıyor. Yüzme havuzunun kullanımı, kullanım zamanları sıkça değişime uğruyor. Anlaşılan, anlatılmak istenen şey; buraya yetişkinlerin gelmemesi! Önceden gelip de küsenlerin, artık gelmeyenlerin ortak düşüncesi; bu düşüncedir.

Bakanlık, bakanımız, siyaset; insanımız üzerine titrerken; beden ve ruh sağlığının, spor merkezlerinde tam manasıyla üst seviyeye çıkılacağı bilinirken; Tekirdağ Gençlik ve Spor Müdürlüğünün sorumlu yöneticileri, sadece koltuklarını korumakla yetiniyorlar.

Yukarıda da yazdığım gibi; şehrimizin, hatta Trakya Bölgesinin çok önemli spor merkezlerinden birisidir Olimpik Yüzme Havuzu. Gençliğe, tüm insanımıza adanmıştır. İlk zamanlarda gelen insan sayısı; yetişkin sayısı hızla azalıyor. Özellikle; sauna ve fitnes, hiçbir zaman yarı dolulukla bile çalıştığına tanıklık etmedim.

Gençlik Müdürünün ne kadar haberi var bilmiyorum! Sauna Bölümüne gelen yetişkinlerin büyük çoğunluğu kaçırıldı. Bunun bilinçli yapıldığına dair kuşkular hızla yayılıyor. En son; saunaya ait dinlenme yeri; yerle bir edilmiş. Yanmış, yıkılmış gibi; saunanın elinden alınıp fitnes salonuna katılmış.

Bu olaydan, bakanlığın haberi var mı? Hangi projenin gereğidir bu çalışma? Fitnes Salonu yüzde yüz doluluk içinde, halktan büyük talep oldu da, yeni aletler mi kazandırılmak istendi? Hiçbir mazeret doğru değil!

Bütün yaz, onarılacak yerler; en başında saunanın ısınma sorunu ve döşemelerin kırık döküklüğü yapılması gerekirken; dokunulmamış bile!

Olimpik Havuzun sorumlu yöneticileri; buraya gelen insanların ortak düşüncesi; koltuklarınızı hak etmediğiniz üzerine. Bunun, bu düzensizliğin, ilgisizliğin sorumluları bakanlığa, başbakana, hatta Cumhurbaşkanına kadar iletilme düşünceleri ağırdan ağıra kaynamaya başladı bile.

Yol yakınken; halkımıza ait, hepimiz; yetişkinimiz, gencimiz için yapılan bu değerli yerlerin verimli, istikrarlı çalışması için gereken neyse yapmaya davet ediyorum sizleri. Saunanın çalınan, yok edilen dinlenme yerini de; geri iade etmeniz; aklın yolunun bir olduğunun da gerçeği olacaktır.

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİNİN SUSKUNLUĞU

———————————————————————-

Şehrimizin üniversitesi hızla büyüyor. Rakamlarla anlatmak istediğimizde bir kasaba nüfusuna yaklaşmış durumda.

Türkiye’de açılan üniversiteler, onların kolları olan Meslek Yüksek Okulları, Vakıf ve Özel Üniversiteleri de kattığımızda; illerden ilçelere kadar her yerde okuma; eğitim alma imkânı doğmuş durumda.

Yüksek öğretim adına övünülecek bir durum. Dünya üniversiteleriyle kıyasladığımızda ise isimlerini duymadığımız, bir türlü öne çıkma cesareti, çabası olmayan inanılmaz yapılar topluluğundan başka bir şey değil…

Ne oldu da bu kadar suskunluk; bu kadar düşünce kültüründen uzak hale geldiler? 12 Eylülün büyük saldırısı, korkunç vurgunu hale yok edilemedi mi?

Namık Kemal Üniversitesinin şık binaları, doğayla iç içe olan yerleşkesi; kıvanç duymamıza neden oluyor. Aynı zamanda bu kadar sessiz kalması; basından, turizimden, ticaretten; kısacası şehre büyük hareket getirecek her alanda; tarihsel, ticari, turizm, sosyal, meselelerde söz sahibi olup, öncülük yapacakken; sessiz bir büyüme içinde olmalarını tam olarak anlayamıyoruz.

Daha anlayamadığımız o kadar çok şey var ki! Örneğin, Üniversite personelinin eğlence, yemek, dinlence ihtiyacını karşılayacak olan lokantanın kapatılması bir muamma! Burada içki verilmemesi ayrı bir korku ve suskunluk…

Oysa oraya ait, orası için emek harcayan öğretim görevlileri, profösörleri, doçentleri, akıl, düşünce alanında en çok güveneceğimiz insanlarken, onlara yeme içme konusunda kısıtlama getirmek; aynı zamanda düşüncenin, eğitimin, uygarlığın da önüne set çekmek; yeni duvarlar icat etmekten başka bir şey değil.

Sanırım bu suskunluk, daha epey uzun sürecek… Ayağa kalkmaları, ciddi reformlar, inançlı ve istikrarlı demokratik anlayışlar ve özerk duruşlarla mümkün olacak.

 

 

 

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.