DOLAR 32,3424 % -0.45
EURO 34,6805 % -0.42
GRAM ALTIN 2.392,41 % -1,25
ÇEYREK A. 3.911,59 % -1,25
BITCOIN 58.371,09 1.385
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–449

Son Güncelleme :

14 Ocak 2019 - 10:27

TİYATROSU OLMAYAN ŞEHİRE TİYATRO GELDİ

——————————————————————-

 

Müjdeli bir haberin ayak sesleri duyulmaya başlayınca insan heyecanlanır ya; benim gibi bir sürü sanatsever de Devlet Tiyatrolarının şehrimize bir oyun sergilemek amaçlı gelmelerine öyle sevindi.

 

Sevincimizin diğer bir tarafı da yıllardır süren; ah açıldı, ah açılacak derken şimdi açılma hazırlıkları tamamlanmak üzere olan Kültür Merkezi’nde şenlik vardı.

 

Belli ki Tekirdağ insanı sanata susamış. Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları, Operası olmayan bir şehrin aziz evlatları; neredeyse koşarak geldiler Kültür Merkezi binasına. Büyük Salonun biletleri çoktan bitmiş.

 

Sahnelenecek oyun; Mehmet Baydur’un yazdığı Düdüklüde Kıymalı Bamya. Ağzına kadar dolu salon ve heyecanla bekleşen insanların yanında Kültür Müdürlüğümüzün memurları, yöneticileri de ayın heyecan içindeydi. Çünkü bir şehrin gelişimine, kültürel, sosyal hayatına katkı vermenin ne demek olduğunu, insanımız, insanlarla yüzleşerek yapıyorlardı.

 

Aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sıklıkla tekrarladığı bir söz var; “HALKA İNİN” Kendi yol arkadaşlarından tutun da, il valilerine, kaymakamlarına, ilçe il teşkilatlarına kadar herkesin halkla yüz yüze, göz göze gelmesini isteyen bir lider; ancak sahanın zarafetine ve zaferine inanır.

 

Ne hazindir ki sahaların birçok yerinde bu böyle olmuyor! Olamıyor… Nedenlerini anlamak için çok iyi akademik araştırmalar gereklidir.

 

Gelelim şehrimizde ki şenlik olayına. Sanatsal faaliyetin yani Düdüklüde Kıymalı Bamya Oyunu bir hayal kırıklığı yarattı. Seksenli yılarda izlediğimiz Yasaklar oyunlarında bir “Minik Kelebek” bölümü vardı; sürekli sansüre uğrayan bir çocuk şarkısının sonunda nasıl bir değişikliğe, şarkıdan başka her şeye benzediğini dinlemiş, izlemiş; acı acı gülümsemiştik…

 

İstiklal Caddesi’nde bulanan Devlet Tiyatrolarının Küçük Sahne Salonu kapanmadan önce orada izlediği bir oyunda neredeyse uyumuştum. Aynı durum; neşesizlik, oyuncuların tutukluğu, konunun bütünlüğünün olmayışı; yıllardır tiyatro sevgisi, heyecanı ve açlığınla yaşayan birisi olarak beni uyutmuştu…

 

Düdüklüde Kıymalı Bamya Oyunu da yeterli alkışı alamadı. Niçin? Ne oyuncuda ne de seyircide beklenen o büyük heyecan oluşmadı…

 

Oysa denize karşı kadim bir tepede kurulmuş ve ilk oyununu sahneleyen Büyük Salonda, büyük heyecanla gelen dört yüz insan vardı. Neredeyse herkesin hayal kırıklığı birbirinin üzerine yaslanmış durumdaydı…

 

Seyircinin eksik coşkusu, gerilerde oturanların sahnede ki sesleri yeterince duyamamaları da heyecanı azaltan etkenlerden birisiydi.

 

Görüne o ki; sanatsal faaliyetler, yeterince özgürlük istiyor. Sanatçının dili ne kadar tatlıysa, o kadar da acı, sivri, eleştiren olduğu an; sanat kendine düşen evrensel görevi yapma yolunda iç huzura kavuşuyor…

ATIŞ POLİGONU ÇÜRÜMEYE Mİ BIRAKILDI?

———————————————–

 

Bunca zamandır kapalı olan; yok yere kapatılıp çürümeye terk edilen bu yer; bu milli servetimizin hali ne olacak?

 

Dönemin Valisi, Vali Yardımcısı ve Gençlik Hizmetleri İl Spor İl Müdürlüğünün de gözleri önünde, onların da onaylarıyla kapatılmış, yok olmaya terk edilmiş bu yeri kazandırmak için hiçbir girişim yapılmayacak mı?

 

Tekirdağ Valisi Sayın Aziz Yıldırım’a Tekirdağ Süleymanpaşa Atıcılık Sporu, Sporcuları adına seslenmek istiyorum. Sayın Valim; bu yerde yetişen sporcuları; kentimize ve ülkemize getirilen başarıları; birincilikleri, her türlü dereceyi inceletmekle, tekrar gözden geçirmekte yarar var.

 

Bakanlığımız sporu geliştirmek için sporculara elinden gelen teşviki vermeye çalışırken, sporla birçok gelişme, ilerleme sağlanacakken, hazır tesisin ve oldukça başarılara tanıklık eden çok önemli bir spor alanının YOK yere kapatılmasını bir türlü sindiremiyorum.

 

Bu alanda bilgisi olan insanlarla konuştuğumuzda; çoğunun içlerinin kan ağladığını görüyorum. “ Çalmadık kapı bırakmadık; elimizden bir şey gelmiyor artık!” diye söz birliği etmişçesine, insanlar devletinden ümidi kesmişçesine bu konuya el atacak yöneticiyi bekliyorlar.