DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
GRAM ALTIN 2.500,70 % 1,40
ÇEYREK A. 4.088,64 % 1,40
BITCOIN 66.742,38 -0.264
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

Eğitimde sorunlar bitmiyor

Son Güncelleme :

21 Ocak 2019 - 13:17

2018-2019 Eğitim- öğretim yılının yarıyılını değerlendiren Eğitim-İş Tekirdağ Şube başkanı Hüseyin Eren, eğitim sistemindeki temel sorunların halen sürdüğünü vurguladı. Eren, bilimsel, laik ve çağdaş eğitimden uzaklaşıldığını belirterek, öğrencilerin sık sık sınav sistemi ve müfredat değişikliğine maruz kaldığına da dikkat çekti.

“ÇOCUKLAR ÖRGÜN EĞİTİM DIŞINA İTİLDİ”

Eğitim-İş Tekirdağ Şube başkanı Hüseyin Eren, “Dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, personel istihdam sorunları, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi sorunlar maalesef bu öğretim yılına damgasını vurmuştur.” Değerlendirmesinde bulundu.

 “KARMA EĞİTİMİ YOK ETMEK İSTİYORLAR”

Öğrencilerin çağdaş, laik ve bilimsel eğitim için Cumhuriyet kazanımlarını geriletecek ‘haremlik-selamlık’ uygulamasına karşı çıktıklarını kaydeden Eren,   “Karma eğitimi yok etmeye çalışan, okullarımızı ‘haremlik-selamlık’ şeklinde ayırmaya kalkan bu anlayış; çocuklarımızı eşit haklara sahip, ülkenin geleceğinde yararlı yurttaşlar olarak eğitip yetiştirmek yerine, onları cinsel kimlikleriyle ön plana çıkarmaktadır. Çağdaş, laik ve bilimsel eğitimde bu uygulama kabul edilemez. Eğitim-İş olarak, Cumhuriyet kazanımlarını geriletecek olan bu yanlış girişimin iptali için dava açtık.” İfadelerini kaydetti.

“MİLLİ EĞİTİM DERNEK VE VAKIFLARIN ELİNDE”

“Milli Eğitim Bakanlığı, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, iktidara yakın dini kurum ve vakıflarla imzaladığı protokollere 2018-2019 eğitim öğretim yılında da devam etmiş, protokollere yenileri eklenmiştir.” Diyerek “Eğitimde dinselleşme çalışmaları” nı eleştiren Eren, “Bakanlığın, protokoller dönemi ile Milli Eğitimi bir takım dernek ve vakıflar eline terk etmesi politikasının son örneği ise Server Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’nin yarıyıl tatilinde gerçekleşmek üzere “Haydi Çocuklar Camiye Projesi” adı altında, erkek çocukların camilerde namaz kılması ve bununla birlikte belirlenen sureleri ezberlemesi karşılığında puanlamalar yapılarak, ödüller verilmesi yönünde düzenlediği yarışma olmuştur.” Diye konuştu.

“ÇOCUKLARIN EN VERİMLİ ÇAĞLARI HEBA EDİLİYOR”

Yarışmanın detayları hakkında da bilgi veren Eren, “Söz konusu yarışmanın okullarda duyurulması ile ilgili derneklerin okullarda faaliyet göstermesine izin verilmesi yönündeki Bakanlık işlemine Sendikamızca dava açılmıştır. Ayrıca 4-6 yaş çocuklarımıza zorunlu okul öncesi eğitim verilmesi, okul öncesinde yüzde yüz okullaşma sağlanması gerekirken hızla bu hedeften uzaklaşılmakta, bu yaş çocuklarımız Diyanet İşleri Başkanlığı gibi işi eğitim olmayan kurumlarca dini eğitim/ değerler eğitimi adı altında en verimli çağları heba edilmeye çalışılmaktadır. Eğitim-İş olarak dernek ve vakıfların eğitimin paydaşı haline getirilmesine yönelik politikaya geçit vermeyeceğiz.” Açıklamasında bulundu.

“BÜTÇEDEN YİNE EĞİTİME PAY YOK”

Eğitim yatırımlarına ayrılan payın özel okullara destek verir nitelikte olduğunu ve eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu vurgulayan Eren, “Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, okul, derslik, öğretmen ihtiyacı ve altyapı sorunlarına rağmen 2019 yılı için 113 milyar 813 milyon TL olarak belirlenmiştir. Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bu miktar, eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan ve eksiklikleri gidermekten oldukça uzaktır. Yıllardır eğitime en çok pay ayırdığını iddia eden hükümet, 2019 yılı için de sadece zorunlu harcamaları karşılayan bir bütçe hazırlamıştır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay % 17,18 iken, 2019 yılı itibariyle bu oran % 4,88’e gerilemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden yatırımlara ayrılan pay, AKP iktidarı döneminde sürekli azalma eğilimi göstermiş ve 16 yıllık AKP iktidarı döneminde neredeyse en düşük seviyeye gerilemiştir. Eğitim yatırımlarına ayrılan pay AKP’nin gerçek eğitim politikasını ortaya koymaktadır. Son 16 yılda özel okullara sürekli destek verilirken, devlet okulları kendi sorunları ile baş başa bırakılmıştır.” Dedi.

“2023 EĞİTİM VİZYONU BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI”

Açıklanan eğitim vizyonunun temel sorunları gidermede yeterli olmadığını belirten Eren, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın, gelecek 3 yıla dair hedef ve yaklaşımlarını içeren “2023 Eğitim Vizyonu”, Bakan Ziya Selçuk tarafından Bakanlık yerine Saray’da açıklandı. Program, eğitim alanında yıllardır izlenen politikalarda köklü bir değişikliğe gidilmeyeceğini, eğitimde yaşanan ticarileşme, özelleştirme ve dinselleştirme uygulamalarının hız kesmeden devam edeceğini ortaya koydu. 2023 Eğitim Vizyonu’nda “Okulların Finansmanı” başlığı altında yer alan; “Özel sektör ve sivil toplum iş birlikleriyle eğitim kurumlarının finansmanına destek sağlanacaktır.” “Okul Aile Birliği gelirleri yeni bir yapıya kavuşturulacaktır.” “Eğitime ve okullarımıza bağış yapacak kişilerin farklı miktar, tema ve yöntemle bağış yapabilmesi için il ve bakanlık düzeyinde bir yapı kurulacak, mevzuat, yazılım ve erişim düzenlemeleri yapılacaktır.” ifadeleri eğitimin finansmanının yine hayırseverlere ve velilere yükleneceğinin göstergesi olmuştur.

“DERSLİK EKSİKLİĞİ GİDERİLEMİYOR”

“2023 Eğitim Vizyonu’nda, ‘ikili eğitime son verme hedefi’ diğer programlarda olduğu gibi tekrar edilmiştir. Ancak bilindiği gibi AKP iktidarında tekli eğitim yapan okullar bile ikili eğitime geçmiş; okul binaları hem içeriden tuğlalarla bölünmüş ve hem de okul bahçeleri küçültülmüş, eğitim sistemi işlevsiz hale getirilmiştir.” Değerlendirmesinde bulunan Eren, “2017-18 eğitim-öğretim yılı verilerine göre ilköğretim kurumlarının yüzde 14.4; ortaöğretim okullarının ise yüzde 6.4’ünde ikili eğitim yapılıyor. MEB verilerine göre, 2019 sonuna kadar ikili öğretimin kaldırılması için Türkiye genelinde 57 bin 132’si temel eğitimde, 1.630’u ise ortaöğretimde olmak üzere toplam 58 bin 762 derslik yapılması gerekiyor. Ancak MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan pay ile bunu gerçekleştirmek mümkün görünmüyor.” İfadelerini kaydetti.

“ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ SAYGINLIĞINI YİTİRDİ”

Öğretmenlerin geçim sıkıntısı çektiğini ve mesleğin saygınlığını kaybettiğini de dile getiren Eren, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Sendikamızın, 23 ilde 1060 öğretmenle yüz yüze görüşerek yaptığı ‘Öğretmenlerin Ekonomik, Mesleki ve Sosyal Durumlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri’ adlı araştırma sonuçları, öğretmenlerin ekonomik ve sosyal olarak çok zor durumda olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 77,83’ü öğretmenliğin saygın bir meslek olma özelliğini kaybettiğini belirtirken, yüzde 64,72’si borçları nedeniyle motivasyonunun azaldığını söylüyor. On öğretmenden dördü daha çok gelir elde edebileceği bir iş bulması halinde öğretmenliği bırakacağını ifade ediyor. Araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 42,17’si ikiden fazla kredi kartı kullanıyor ancak yüzde 29,25’i kredi kartının sadece asgari borcunu ödeyebiliyor. Öğretmenlerin yüzde 32,55’i şahıslara borcu olduğunu belirtirken, yüzde 22,36’sı ek iş yapıyor.”

Habertrak/Özlem İnan