“Eğitimdeki düzensizlik düşük bütçenin eseridir”

Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Barış Özer, pandemi süreciyle beraber eğitim faaliyetlerinin sekteye uğramasında virüs kadar eğitime ayrılan “düşük bütçenin” de etkisi olduğuna dikkat çekti. Özer, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, düşük bütçeler sebebiyle eğitim emekçisi ihtiyacını kadrolu şekilde karşılayamadığının da altını çizdi.

EĞİTİMDE YAŞANAN DÜZENSİZLİK, YILLARDIR SÜREGELEN DÜŞÜK BÜTÇELERİN ESERİDİR

“Pandemi süreciyle beraber ülkemizde eğitim faaliyetlerinin sekteye uğramasında virüs kadar bütçenin de etkisi vardır.” Değerlendirmesinde bulunarak konuşmasına başlayan Özer, “Öğrencilerimiz bir yana okullarımız bile yeterli alt yapı şartlarını, uzaktan eğitim sürecini karşılamak için yerine getirememiştir. Okullarımızda öğretmen ihtiyacının yanında hizmetli personel sıkıntısı yaşanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, düşük bütçeler sebebiyle eğitim emekçisi ihtiyacını kadrolu şekilde karşılayamamakta, birçok okulda ücretli öğretmenlik sistemiyle emek sömürüsüne devam etmektedir. Öğretmenler sürekli olarak okul-aile birliği doğal üyeleri velilerden para toplanmasında aracı yapılmaya, okul idarecileri okul gelirlerini arttırmak için okulun döner sermayelerini çeşitlendirmeye çalışmaktadır. Bu durum okulların bütçesinin olmamasından kaynaklıdır ve okul idarecileri ekonomik kaygılar sebebi ile ticari, girişimcilere dönüşmek zorunda kalmaktadır, eğitim faaliyetleri istenmeyerek ikinci planda kalmıştır.” Diye konuştu.

ÖĞRETMENLER ODASI PARÇALANMAMALIDIR

Sözleşmeli öğretmenlerinin tamamının kadroya geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Özer, “Çocuklarımıza emeği, adaleti ve sevgiyi öğretirken, eğitim emekçileri bakanlıktan adaletsizliğe karşı keskin bir tavır beklemektedir. Öğretmenler odası ücretli, sözleşmeli, kadrolu ve uzman öğretmen olarak bölünmemelidir. Ücretli öğretmenlik sistemine son verilip, sözleşmeli öğretmenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir.” İfadelerini kaydetti.

EĞİTİM EMEKÇİLERİ BİR BÜTÜN OLARAK DESTEKLENMELİDİR

Pandemi sürecinde öğretmenlerin mali haklarının tümünün korunmasının oldukça önemli olduğuna da değinen Özer, “Eğitim emekçileri idarecileriyle, öğretmenleriyle, şef, sayman, memur ve hizmetli kadrolarıyla bir bütündür. İdarecilerimizin tamamı genel idari hizmetler sınıfına dahil edilmelidir. Öğretmenlerin pandemi sürecinde mali haklarına dokunulmamalı ve her şartta tüm mali hakları ödenmelidir. Eğitim-Öğretim ödeneğinden hizmetli, şef, memur ve sayman olan eğitim emekçilerinin de faydalanması sağlanmalıdır. Söz verilen 3600 ek gösterge eğitim emekçilerine tanımlanmalıdır.” Şeklinde konuştu.

UZAKTAN EĞİTİM SÜRECİNDE ÖĞRETMEN DESTEKLENMELİDİR

“Uzaktan eğitim sürecini fedakarlıkla yürüten eğitim emekçilerinin alt yapı ihtiyaçları ve donanım ihtiyaçları bakanlıkça karşılanmalıdır. Uzaktan eğitim sürecinin kesintisiz ve güvenli sürdürülmesini sağlayacak platform oluşturmak bakanlığın sorumluluğudur.”

ÖZEL ÖZEL EĞİTİM MERKEZİ VE REHABİLİTASYON EMEKÇİLERİNİN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİDİR

“Özel özel eğitim merkezleri, özel gereksinimli öğrencilerimizin destek eğitim programlarından tamamen kamu destekli yararlandıkları, özel kurumlardır.” Şeklinde konuşan Özer,  2021 eğitim bütçesinde  engellilerin toplumsal hayata katılımı ve özel eğitim programı içinde yer alan engelli eğitimine 4.8 milyar lira ayrılmıştır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu paranın çoğu emekçinin değil, eğitim tüccarlarının cebine girecektir. İlgili kurumlar hakkında bakanlığın kamulaştırma çalışmasını tamamlayıp, eğitim emekçilerini devlet güvencesine alması gerekmektedir.” Dedi.

“EĞİTİM EMEKÇİLERİ YOKSULLUKTAN KURTARILMALIDIR”

“TÜİK verilerine göre yoksulluk sınırı 7918 Türk Lirası olarak belirlenmiştir. Ortalama olarak eğitim emekçisinin maaşı 4300 Türk Lirası civarındadır. 2021 bütçe komisyon görüşmelerinde, bakan Ziya Selçuk; ‘Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapılmış ve 1 Temmuz 2020 itibarıyla bakanlığımızın bünyesinde göreve yeni başlayan öğretmenimizin maaşı 4369 Türk Lirası olmuştur’ demiş. Bakan beyin eğitim emekçilerinin maaşları üzerinden kesilen vergilerden haberi yoktur. Bakan Beyin ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullardan haberi yoktur. Bakan beyin kamuda en düşük maaşları, eğitim emekçilerinin aldığından haberi yoktur. Bakan beyin öğretmenlerin alım gücünden haberi yoktur. Ama Bakan Ziya Selçuk, Milli Eğitim Bakanıdır. Ülkemizi yönetenlerden ve yaşam koşullarımızda etkisi olanlardan beklentimiz, eğitim emekçilerinin maaşlarının, yoksulluk sınırının üstünde, ülkemizin ekonomik koşullarında ezilmeyen bir değere yükseltilmesidir. Eğitim emekçileri yalvarmaz ama Eğitim emekçileri bakıp görmeyenden, adaletten şaşandan, sözlerini tutmayandan hakkını almak için ders verir.”

Habertrak/Özlem İnan