DOLAR 32,4504 % -0.15
EURO 34,8290 % -0.66
GRAM ALTIN 2.438,67 % 0,10
ÇEYREK A. 3.987,23 % 0,10
BITCOIN 63.891,42 1.317
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

İŞTE TEKİRDAĞ’IN ÇEVRE SORUNLARI

Son Güncelleme :

08 Haziran 2020 - 12:19

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Tekirdağ Şube Başkanı Dr. Cemal Polat, çevre sorunlarının sadece bulunduğu alanı değil kilometrelerce uzağını bile tehdit ettiğinin son dönemde görüldüğünü belirterek; “Doğaya ve çevreye karşı her davranış, geciken her önlem, verilen her zarar, yapılan her tahribat bir sarmal gibi her yeri, herkesi etkilemektedir.” dedi.

Trakya Bölgesi’nin ve Tekirdağ’ın da ülke genelinde olduğu gibi çevreye karşı yapılan tahribattan nasibini aldığını belirten Dr. Polat, Tekirdağ’daki en büyük çevre sorunlarının Süleymanpaşa İlçesi sahilinde Ceyport Liman Genişletme ve Likit Depolama Tesisleri projesi, Asyaport’un fonksiyon artırma ile liman dolgu alanlarını arttırma; başta Hayrabolu ve Muratlı İlçelerinde yapılan “ Doğalgaz ve Kaya Gazı “ arama sondaj çalışmaları olduğunu açıkladı.

Dünya Çevre Günü ile ilgili açıklamalarda bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Tekirdağ Şube Başkanı Dr. Cemal Polat, “Yıllardır duyarlı kesimler tarafından çevre sorunlarına dikkat çekilmeye ve alınacak önlemler için baskı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Yaşamakta olduğumuz koronovirüs salgını, bu konulardaki uyarıların, çalışmaların ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir.
Pandemi ile net bir şekilde anlaşıldı ki dünyanın bir ucunda ortaya çıkan sorunlar, kilometrelerce ötesine hızla sirayet etmektedir. Doğaya ve çevreye karşı her davranış, geciken her önlem, verilen her zarar, yapılan her tahribat bir sarmal gibi her yeri, herkesi etkilemektedir. Sorun ortaktır, bedel tüm insanların, tüm canlıların ödediği bir bedeldir. “diye konuştu.

“KAYGILARIMIZIN  ARTTIĞI BİR DÖNEMDEYİZ”

Doğaya karşı sorumluluklarımızın arttığı bir döneme girildiğine dikkat çeken Polat; “Sorunlarımız ve kaygılarımızın arttığı bu dönemde, doğaya karşı sorumluluğumuzun da arttığı gerçeğini ve neyle karşı karşıya olduğumuzu hatırlamakta, hatırlatmakta yarar var. Ormanların, tarım arazilerinin, su kaynaklarının tahrip edilmesi, kömürlü termik santraller, nükleer santraller, atmosferde biriken gazlar, HES’ler, betonla kaplanmış soluk alacak alanların bırakılmadığı kentler, dünyayı kaplayan plastikler, genetiği bozulmuş gıdalar, kimyasal atıkların neden olduğu çevre kirlilikleri ve daha da arttırabileceğimiz bu tahribatlar tüm canlılara, doğaya, çevreye, insanlara, hayvanlara, bitkilere, her şeye zarar vermektedir. Tüm bunlar dünyanın hayati önemdeki sorunudur, felaketlerin, salgınların kaynağıdır. Bu göstergelere rağmen kapitalizm, doymak bilemeyen kar hırsı ile ne yazıktır ki çevre tahribatlarına, doğanın dengesini alt üst etmeye devam etmektedir. Pandemi koşulları bile fırsata çevrilerek bu tahribatlara devam edilmiştir. Ülkemizde Salda ve Olimpos’la ilgili girişimlere, Kanal İstanbul projesi kapsamında köprü ihalelerine tanık olduk bu dönemde. Sonuçlarının insanlığı, yaşamı, çevreyi nasıl tehdit ettiği bilimsel olarak açık olmasına karşın nükleer ve kömürlü termik santrallerin yapımı da devam etmektedir. “ifadelerini kullandı.

TRAKYA BÖLGESİ DE TEHDİTTEN NASİBİNİ ALDI

Trakya Bölgesinde öne çıkan çevre sorunlarına değinen Polat; “Bölgemizde bu tehditten payını; Süleymanpaşa İlçemiz sahilinde Ceyport Liman Genişletme ve Likit Depolama Tesisileri, Asyaport’un fonksiyon artırma ile liman dolgu alanlarını arttırma; başta Hayrabolu ve Muratlı İlçelerinde yapılan “ Doğalgaz ve Kaya Gazı “ arama sondaj çalışmaları, Edirne Keşan İlçesi hudutlarındaki Saros Körfezinde FSRU liman ve doğalgaz boru hattı yapım çalışmaları , Kırklareli Vizede yapılmak istenen Termik Santral , RES (Rüzgar Enerjisi Santralleri)’ler, Istrancalardaki kum – çakıl – bazalt ocakları ile OSB’lerle Trakya’mız fazlasıyla insanlığı, yaşamı, çevreyi ve doğal sit alanlarını tahrip ve tehdit ettiği bilimsel olarak açık bir şekilde belirtilmesine rağmen bu tip çalışmaların yapımı devam etmektedir. Ülkemizde pek çok bölgede, yöre halkının su kaynaklarını savunmak için dirençli ve kararlı mücadeleleri çiğnenerek dereler, nehirler, ormanlar katledilmeye devam edilmektedir. Hiçbir bilimsel değerlendirme içermeyen, doğa katliamına dönüşmüş uygulamalarla, hukuk dışı iseler hemen yeni yapılan yasal değişikliklerle yolu açılarak, doğal alanlarımız, kıyılarımız, madenlerimiz kesintisiz talan edilmeye devam edilmektedir.” ifadelerini kullandı.

“ÇEVREYE VE DOĞAYA UYGUN DAVRANIŞLAR GELİŞTİRMELİYİZ”
TMMOB toplumsal sorumluluğunun her zaman bilincinde olduğunu ifade eden Polat; “Tüm bu tablo karşısında ülkemiz için göstereceğimiz hassasiyetin hayati önemdedir. Unutulmamalıdır ki çevreyi ve doğayı korumak, sağlıklı yaşam alanlarının niteliklerini artırmak bir zorunluluktur artık. Yaşanabilir ve yenilenebilir bir çevre, temiz su ve temiz hava insanların en doğal hakkıdır, ranta endeksli projelerle, uygulamalarla heba edilemez. İçinde bulunduğumuz günler, aynı zamanda Gezi Direnişinin yıl dönümü. 7 yıl önce birliktelikten güç alarak ülkenin dört bir tarafında doğayı korumak için, özgürlük, barış, adalet ve insanca bir yaşam için ülkemizin en kitlesel hareketi olan Gezi Direnişi yaşandı. Çevre sorunlarının bütün dünya toplumları için büyük bir tehdit oluşturmaya devam ettiği koşullarda, tüm insanların Gezi günlerindeki duyarlılıkla doğa tahribatlarına karşı çıkması, çevre sorunlarına karşı önlem alması, önlemleri takip etmesi ve doğaya çevreye uygun davranış geliştirmeleri zorunluluktur. Bizler bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak gelecek kuşaklara sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakma amacıyla, bu doğrultudaki çalışmalarımızı sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğimizi Dünya Çevre Günü’nde bir kez daha belirtiriz. TMMOB, işlevsizleştirilme girişimlerine rağmen, yaşadığımız toplum için, doğa ve çevre için toplumsal sorumluluğunu her koşulda yerine getirecektir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Habertrak/Serhat Yeşilipek