“Laiklik özgürlüktür”

Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Hüseyin Eren, Eğitim-İş olarak laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem verdiklerini söyledi.

Eren, kişilerin inanç ve vicdan özgürlüklerini savunarak, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanıp baskı altına alınmalarını kabul edilemez bulduklarını ifade etti. “Eğitim-İş olarak tüzüğümüzde de belirtildiği üzere, Atatürk ilke ve devrimleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle, laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem veriyoruz.” Diye konuşan Eren, “Kişilerin inanç ve vicdan özgürlüklerini savunurken, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmalarını ya da baskı altına alınmalarını da kabul edilemez buluyoruz. Bu nedenle de ülkede yaşayan herkesin çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı olduğunu savunarak, bu hakkın yaşama geçirilmesi için mücadele ediyoruz.”

Anayasaya 5 Şubat 1937’de eklenen laiklik ilkesinin Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli devrimlerinden biri olduğunu belirten Eren, “Ulusumuzu çağdaş düşünce sistemi ve evrensel bakış açısına kavuşturan Atatürk devrimlerinin büyük bölümü laik devlet düzenine geçilmesiyle sağlanabilmiştir. İnsanların inançlarına saygı gösterilmesi gerektiğini savunan Eğitim-İş, Atatürk’ün söz konusu tanımını benimsemiştir ve devlet yönetiminde inançların öne çıkmasına karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ne demokratik, sosyal hukuk devleti olma özelliği kazandıran laiklik, her dine ve mezhebe bağlı bireylerin eşit haklara sahip olduğu, insan haklarına saygılı bir toplum düzeni gerektirmektedir.” Değerlendirmesinde bulundu.

“DİNİ EĞİTİM YAYGINLAŞMAYA DEVAM EDİYOR”

Siyasi iktidarın eğitim alanındaki uygulamalarının, eğitim sistemindeki temel nitelikleri değiştirmeye yönelik olduğunu kaydeden Eren, “Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumları ve kuralları, dine, etnisiteye göre değil, laiklik ilkesine göre şekillenmiştir ve bu yapı korunmalıdır. Ancak bugün siyasi iktidar tarafından gerici düzenleme ve uygulamalar ile cumhuriyet devrimlerinin temeli olan laiklik ilkesine büyük darbe vurulmuştur. Hükümetin eğitim alanındaki uygulamaları, Cumhuriyet atılımlarını tasfiye etmeye, eğitimimizin temel niteliklerini değiştirmeye yöneliktir. Değiştirilen müfredat, hazırlanan programlar ve kitaplar bilimsellikten uzak, çağdaş ve laik ölçütlerden yoksundur. Eğitim yönetimi kadroları da bu anlayışla oluşturulmaktadır. Siyasi iktidar, ‘dindar ve kindar nesil’ yetiştirme hedefine uygun olarak dini eğitimi yaygınlaştırmaya hızla devam etmektedir.”

“LAİK EĞİTİM SİSTEMİNİ ORTADAN KALDIRILIYOR”

“Eğitim-İş olarak, iktidara geldiği günden bu yana laiklikle kavgalı olan bu anlayışa karşı, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz ve bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.” Vurgusu yapan Eren sözlerini şu şekilde noktaladı: “Akılcı ve bilimsel düşünen, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişiliği gelişmiş, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve üretken bireyler yetiştirmek; Türk Milli Eğitimi’nin temel amaçları arasında yer almaktadır.  Ancak siyasi iktidarın hedefi, öğrencileri cemaatlerin ve tarikatların kucağına iterek çağdaş, bilimsel, akılcı, laik eğitim sistemini ortadan kaldırmaktır. Anayasa’dan, aralarında Tevhid-i Tedrisat Yasası’nın da bulunduğu ‘Devrim Kanunları’nı kaldırmayı amaçlayan siyasi iktidar, karma eğitime son verme amacını gerçekleştirmek için adım adım ilerlemektedir. Karma eğitime son verilmesi durumunda,  Atatürk’ün liderliğinde kurulan cumhuriyetin en önemli kazanımlarından olan ve milli eğitimde birliği esas alan Tevhid-i Tedrisat ortadan kaldırılacak ve tekrar çok başlı eğitim sistemine dönülecektir.”

Habertrak/Özlem İnan