DOLAR 32,4504 % -0.15
EURO 34,8290 % -0.66
GRAM ALTIN 2.438,67 % 0,10
ÇEYREK A. 3.987,23 % 0,10
BITCOIN 63.347,99 -0.813
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

“Zeytin alanları ulusal bir servettir”

Son Güncelleme :

07 Nisan 2022 - 12:27

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Salih Çelik, Resmi Gazete’de yayımlanan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Maden Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan yönetmeliğin getireceği sorunları açıkladı.

“Zeytin ve zeytin alanları ulusal bir servettir, ranta kurban edilemez” diyen Emekli Öğretim Üyesi Salih Çelik; “yaşlı zeytin  ağaçları  sökülemez,  başka yere  veya toprak yapısı tamamen bozulmuş maden alanına tekrar dikilemez, verimli olamaz. “diye konuştu.

Sözlerine zeytinciliğin önemi ve bu konudaki kanunlardan bahsederek başlayan Emekli Öğretim Üyesi Salih Çelik;”Ülkemizde  tarımsal üretim ekonomisi ve sağlıklı beslenme açısından, Bahçe bitkileri tarımı içinde zeytin çok önemli bir yer tutan ulusal servet niteliğinde bir bitkidir. Zeytinin hem sofralık  olarak tüketilmesi ve hem de bundan zeytin yağı  üretilmesi, zeytini asla vazgeçilmez bir bitki durumuna getirmektedir. 01/03/2022’de çıkarılan  Maden Yönetmeliği’ne eklenen  4. fıkra ile  zeytin alanları  madencilik alanlarına açıldı. Yapılan bu düzenleme hem Anayasa’nın 44.  ve 45. Maddelerine, hem de 3573 sayılı Zeytincilik Yasası’nın  20. Maddesine aykırıdır.  1995 yılında  Zeytincilik Kanunu 20. Maddesinde  yapılan değişiklik ile ‘’zeytin sahalarına en az  3 km mesafede  zeytin yağı fabrikası hariç zeytinlerin vegatatif ve generatif  gelişmesine engel olacak  kimyevi  atık bırakan, doz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez’’ hükmü eklenmiştir. Eklenen hükümle bunun yolu önceden zaten açılmış ve günümüzde de bu içerik genişletilmiştir. Zeytin üretim alanlarının 3 km yakınında toz veya duman salan taş ocakları ve çimento fabrikaları  ile   gaz salabilen benzin istasyonları dahi kurulamaz, bunun için ÇED raporu  istenmektedir.  Bütün bunlar bir yana getirilen Yönetmelik değişikliği ile  ‘’..madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir…’’ hükmü getirilmiştir.” şeklinde konuştu.

“ZEYTİN AĞAÇLARININ TAŞINMASI OLANAKSIZDIR”

Zeytin ağaçlarının sökülüp başka alanlara dikilmesinin olanaksız olduğunu söyleyen Emekli Öğretim Üyesi Salih Çelik; “Zeytinlik alanlarında zeytin ağaçlarının  sökülüp  taşınması  ve  bu alanların tekrar ‘’rehabilite’’ edilmesi olanaksızdır. Her yıl yaklaşık 173 bin ton zeytin yağı elde ettiğimiz Zeytin ağaçlarının ekolojik uyum gösterdikleri üretim alanlarından sökülerek başka alanlara dikilmesi, tutturulması ve bunlardan tekrar ekonomik anlamda verim elde edilmesi bilimsel anlayışla bağdaştırmak  mümkün değildir.  Zeytin, meyve ağaçları içinde en uzun ömre sahip olan bir ağaçtır. Genellikle toprak isteği konusunda çok seçici olmayan zeytin ağacının  yaşı,  yüz hatta bin yıllarla ifade edilmektedir. Zeytin ağacında kökler, dikey ve yatay doğrultuda gelişir. Her yıl oluşan yeni kökler ağaçtan uzaklaşarak 6 metre derinliğe ve 12 metre kadar yatay uzaklığa simetrik veya asimetrik olarak yayılırlar. Ağacın yaşına, topraktaki nem ve besin maddelerinin kapsamına bağlı olan bu uzunluklar daha da artabilir. Ağacın esas besleyici kökleri yaşlanma ile birlikte gövdeden her yıl uzaklaşan bu kökler üzerindedir. Ana kökler üzerindeki saçak köklerden oluşan kılcal kökler, toprağın derinliklerindeki su ve besin maddelerini alarak  ağacın yaşamasını sağlamaktadırlar. “ifadelerini kullandı.

“ZEYTİN AĞAÇLARI DOZERLERLE SÖKÜLÜYOR”

Emekli Öğretim Üyesi Salih Çelik, zeytin ağaçlarının taşınmasın neden imkansız olduğunu şöyle açıkladı; “Yaşlı  zeytin ağaçlarını, yerinden söküp başka bir alana veya toprak yapısı tamamen bozulmuş  madenden arta kalan alanlara dikerken tutma oranının son derece düşük olduğunu mutlaka dikkate alınması gerekir . Ağaç sökülürken , özel ekipmanlarla genellikle ana gövdeden, 50-60 Cm yarıçap uzaklıkta, yani 100-120 Cm dairesel bir alan ; bu alanın 100-150 Cm derinliğinde konik bir hacim oluşturularak ana kök etrafındaki toprak dağıtılmadan ağaçlar  sökülerek  başka dikim alanına taşınmaktadır .  Sökülüp başka bir alana dikilen genç zeytin ağaçlarını tutturmak belli oranda mümkün olabilir. Ancak besleyici köklerinden kesilip uzaklaştırılarak sökülüp yeniden dikilen yaşlı zeytin ağaçlarını tutturma oranı düşüktür. Ana yaşlı kök üzerinde yeni besleyici kök oluşumu yeterli olamadığı için  ağacın tutma gücü zayıflamaktadır. Tutanlar olsa bile vejetatif gelişme zayıf kalmaktadır, ağaç adeta bonsailaşmaktadır. Kaldı ki maden işletmesine tahsis edilen alanlardan zeytin sökümleri, özel aletlerle değil dozerlerle  adeta katliam yapılarak ilkel biçimde sökülmektedir. Zeytin ağacı mitolojik olaylarda sıkça adı geçen kutsal bir ağaçtır. Günümüzde zeytin dalı ve yaprakları barış sembolü olarak dikkate alınmakta ve  Selanik Aristoteles Üniversitesinde olduğu gibi üniversite logosu olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde ormanlık alanlardaki zeytinlikler, genellikle Delice denilen yabani formdaki zeytinler yıllar önce aşılanarak oluşturulmuş zeytinliklerdir.  Ege Bölgesinde ormanlık alanlarda ve adalarda (özellikle Gökçeada ve Bozcaada’da)  bu tip  oldukça yaşlı zeytin ağaçlarını görüyoruz. Maden alanı olarak rant uğruna talan edilen zeytinlikleri ‘’rehabilite ederiz’’ demek koca bir aldatmacadan ibarettir. Örneğin Burdur ve İsparta’da mermer çıkarılarak  tahrip edilen alanlar rehabilite adı altında tekrar ağaçlandırılmadı, aksine virane bir durumda bırakılmıştır. Liyakatsiz kişilerin hazırladığı sahte ÇED raporlarına dayanarak Verimdeki zeytinliklerimiz rant uğruna  BONSAİ’laştırmaya kesinlikle meydan verilmemelidir. “ Habertrak/Nijat Ayvaz