DOLAR 32,2682 % 0.06
EURO 34,7511 % -0.12
GRAM ALTIN 2.399,94 % -0,39
ÇEYREK A. 3.923,91 % -0,39
BITCOIN 62.925,19 -0.61
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°

HER İNSAN BİR PARÇA SOKRATES’TİR

Son Güncelleme :

31 Aralık 2020 - 15:54

Çalışmanın başlığı sizi şaşırtmış olabilir. Hatta bu durumdan pay çıkartıp sevinenler de, kızanlar da olabilir. Sokrates’in görkemi, kendine özgü kalıcı şanı hiçbir zaman yok olmadığı gibi üzerine konulan her çağ, değişen her toplum eninde sonunda Sokrates felsefesiyle yüzleşecektir.

 

Felsefe tüm dünyayı bir kılar. Tıpkı; bilimin, sanatın, sporun, turizmin bir kıldığı gibi! En vahşiler, en barbarlar, en namussuzlar bile demokrasisine, felsefelerine katılmadığı milletlerin icatları önünde boyun eğerler.

 

Her insan biraz; bir parça Sokrates’tir. Çok tiziz ve kazanmayı çok sevenler bu düşünceme haliyle katılmayacaklardır. Haklılar da! Onlar Sokrates gibi boş gezenin boş kalfası değiller; katiyen! Hele Sokrat gibi parayı-kazancı dışlamaları düşünülemez bile…

 

Kazanç ve kazanma dedik ya; haddi-hesabı ve sonu olmayan bir yolculuktur bu düşüncenin içindeki büyük ezikliğin hırsı. Bir milyonu hedefler ilk önce; sonra beş ve on milyon derken, ilk sıralara girmenin düşleriyle yatar ve kalkar. Azıcık aşım, ağrısız başım, sözü çoktan masallarda kalmış bir kadim sözler arasında gerilerde kaldı. Yetinme duygusu ise fazlasıyla ezik bir şey…

 

Bu yüzden para kazanmayan Sokrates sürekli eleştirilirdi eşi Ksantippi tarafından. Filozof giysisini giyer ve halkın arasına karışırdı Çıplak Ayaklı Sokrates. Bildiği bir tek şey vardı; “ Hiçbir şey bilmediği” , konuşmaları, uyarıları veya felsefesiyle rahatsız ettikleri ona kızınca “ At sineği gibisin derdiler.” O da haklı olarak; “ At sineği gibi sizleri uykudan uyandırıyorum, niye kızıyorsunuz; geriye kalan yaşamınızı uykuyla geçirememe korkusu yüzünden mi?”

 

Velhasıl, Sokrates’i parasız-pulsuz, günlerce yıkanmayan bir halde dolaşan yaşlı bir adamı, kılığından ve parasızlığından ötürü eleştirenler onu hiçbir zaman kabul etmeyeceklerdir. Ama bir o kadar insan da onu üstün insan, felsefenin babası olarak görecektir. Hatta kendilerine fazlasıyla yakın hissedeceklerdir; özellikle, erdemi, sükûneti, yaşamı, yaşamayı, insaniyeti öne çıkarma düşüncesi içinde olanlar.

 

Sokrates düşüncesi çok basittir aslında. Saf gerçeklik ve demokrasi! Bunların olduğu yerde, düşünce alabildiğine özgürdür. Adalet vardır. Ve kişi, kendini tanımakla müşküldür. Saklamak, gizlemek veya makyajla farklı göstermekle değil…

 

Çalışmamın başlığıdır; Herkes Bir Parça Sokrates’tir ifadesi. Çıplak ayaklarıyla dolaşan, her daim saf gerçeğin, demokrasinin peşinde koşan fazileti öne çıkartan ve bu düşüncesini bir tas baldıran zehrini içerek, idamına şahit olan zindancıyı bile ağlatan bir kişidir.

 

Sokrates’e benzerliğimiz; çıplaklığımızdan gelir. Ne kadar örtünürsek örtünelim, ne kadar saklanırsak saklanalım eninde sonunda herkes çıplak bir vaziyette ve ölümün en hakiki saflığı, gerçekliğiyle yüzleşir ve bu dünyadan uçup gider sonsuzun derinliğine doğru…

 

Kaçınılmaz bir şeydir Sokrat gibi erdemi düşünmek yolun sonu göründüğünde. En acımasız, en barbar, en katı olanların bile aradığı şeydir; erdem, demokrasi ve adalet denen şey…

 

Dikkat ederseniz gücü yerindeyken yağan, esen, saldıran, kükreyen nice kral, kraliçe veya despot yönetici; bir gün, son anının geldiğini hissettiği o zaman; en saf gerçekliğe bürünmüş bir yabanıl hayvan gözleriyle bakar onu yargılayan, ona saldıran o büyük güçlere. Beklediği tek şey fazilet, erdem ve adalettir. Ama ekmediği şeyi biçemeyeceğini bilmenin derin hüznü, korkusu, pişmanlığı sadece bakışlarda kalır; söylenemez bir türlü; yapılan o büyük yanlışlar…

 

Çünkü kanla, canla, acımasızlıkla inşa edilmiştir söylenemeyen nice beklentinin son anları… Son sözü Çıplak Ayaklı Sokrates’e bırakıyorum; her daim doğruyu arayan filozofa;

 

“ Kimseye bir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim. Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan, önce kendisinden başlamalıdır. Tokgözlülük doğal zenginliktir; lüks ise yapay yoksulluk.

 

Ben bir şey biliyorum, o da bir şey bilmediğimdir. Fazilet ruhun güzelliğidir.”