DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
GRAM ALTIN 2.500,70 % 1,40
ÇEYREK A. 4.088,64 % 1,40
BITCOIN 66.742,38 -0.264
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

İNSAN KILIĞINDA İKİ İNSAN: ( Kadriye ile Esnaf Şükrü )

Son Güncelleme :

12 Ekim 2020 - 10:36

 

Birisi özürlü bir kadın olmanın tecavüze uğramanın yazgısını, güvenli bulduğu caddelerde yaşar, iyi insanlara güvenir, onlardan medet umarken, diğeri ise Ertuğrul Mahallesi İhsaniye Sokak No: 12 de, ahşap kapının önünde kediler ile birlikte kalıyor. Ayakları şiş, simsiyah, Alzheimer hastası olarak; acının, sıkıntının, geçmiş ve geleceğin kaygılarını bile hissetmeden, yabanıl bir hayvan gibi yaşıyor.

 

Tekirdağ’da yaşayan iki insandan söz ediyorum. Onları birkaç saat izleyip, kendi kendimize utanacağımız, bu yüzden de bu tür insanlarla fazla yüzleşmeden geçip gittiğimiz Tekirdağ; sanırsınız ki antik zamanlarda patlayan Vezüv yanardağı nasıl ki Pompeii şehrini yok ettiyse, şehrimiz de varken, öyle yok olmuş; insaniyet açısından…

 

Sözünü ettiğim iki insan; Kadriye ile Esnaf Şükrü’dür. Her ikisi de gazetemizin köşesinde içtenliğin insana erişmiş haliyle apaçık bir şekilde haber yapılmış, şehrimizin tarihine, bir utancın acılı içtenliğiyle yazılmıştır. Halkımızın büyük teveccühünü-ilgisi ile karşılaşıp, bir umut ışığı doğmuş gibi sevinmiştim; Kadroş ile Esnaf Şükrü’nün haberlerinden sonra…

 

Her ikisinin de korunmaya, kollanmaya, sahip çıkılmaya ihtiyaçları var. Her ikisi de bu şehrin iyi insanlarına istem dışı sığınmış durumdalar. Birisi caddede, özürlü haliyle büyütmeye çalıştığı kız çocuğu ile birlikte, gündüzün korunaklı haline dokunan huzuru içinde mendillerini satmaya çalışıyor. Diğeri ise, artık ayrılmadığı kapısının önünde, kediler ile tamamlamaya çalıştığı bir ömrün trajik yazgısının farkında bile olmadan ömür tüketiyor…

 

Antik şehirler; Efes, Pompeii, binlerce yıl öncesinin yok oluşlarının içinden dahi çıkarılıp gün yüzüne, insanlığa; geçmiş ile güne ve geleceğe, ibretsel bir öykü içerisinde taşınıyor. Ya Tekirdağ, ne yanardağın, ne başka bir felaketin yok olma süreci yaşamıştır! Onun öyküsü öncü insanlarından uzak olmasıdır. Her şehrin öncüleri-aydınları; yardım severleri vardır. Tekirdağ’ın yardım severleri vardır elbet. Ellerinden geleni yapan bir sürü insan var.

 

Bu insanların elleri, bir türlü Kadriye-Kadroş gibi özürlü, çaresiz, Esnaf Şükrü gibi bakıma muhtaç olanlara uzanamıyor… Ne acı bir yok oluş öyküsü; yaşayan bir şehrin, sanki yanardağı külleriyle örtülmesi gibi bir örtü ki sormayın; kapkaranlık, aydınlığı, ışığa kavuşacağı günleri arıyor; bekliyor…

 

Kişisel yardımlar, yardımseverlikler bir yere kadar; menzilleri de kişisel ve kısa oluyor. Kurumsal hale gelecek, sivil kuruluşlar, vakıflar; bir avuç yardımı, bir kucağa taşıyacak, paranın, mülkün, gururun, koşulların girdabından kurtulmuş, zincirlerini kırmış; ilahi bir mutluluk içerisinde, yaşamını sonsuz bir huzura teslim edecek çalışkan, merhametli ve zengin insanlara ihtiyacımız var.

 

Bu insanlar kurtaracaktır;  özrünü, çaresizliğini mazeret görmeyip, tecavüzü sırtında bir kambur gibi taşıyan Kadriyeleri… Şişmiş kapkara ayaklarını, kaybettiği hafızayı aramayan Esnaf Şükrüleri; bu onurlu, yüce insanlar kurtaracaktır; kendi can sıkıntılarını, kendi huzursuz hallerini yok ederek; Homeros Destanları gibi dilden dile anılacak bir kalıcılık içerisinde, göksel takdirleri de kazanıp, esas olan zenginlik içerisinde ömürlerini tamamlayacaklardır sahiplendikleri şehirleri içerisinde…