DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
GRAM ALTIN 2.500,70 % 1,40
ÇEYREK A. 4.088,64 % 1,40
BITCOIN 66.919,99 -0.119
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

KÜÇÜK ESNAFIN HALİ, İÇLER ACISI…

Son Güncelleme :

01 Mart 2021 - 10:55

Akçeşmeli Küçük Esnafın Feryadı…

 

Bir zamanlar sanatçı Fatih Erkoç’un çok meşhur olmuş bir şarkısı vardı;

 

“ Bir acayip bekleyiş…

Sanki dakikalar yok, yıllar geçiyor…

Beynimin aynasında

Örümcekler bağlamış hücrelerime;

 

Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede?” diye sürüp giden 1990’lı yılların başında oldukça sevilen bir şarkıydı… Ya şimdi? Küçük esnafın düştüğü durum da bundan farksız…

 

Sanmayın ki birçoğunun sesi çıkmıyorsa, işleri, hali; İYİCEDİR… Bilenler bilir insanımızı, büyük çoğunluğu kendi ruhunu kemirir, elinde avucunda ne varsa satar da ben “ AÇIM!” demez…

 

Akçeşme’de küçük esnaflık yapan neredeyse 25 yıldır bu işten ( Kahvehane) geçinen, geçtiğimiz yıl eşini kaybedip iki çocuğuyla baş başa kalan bir esnaftan söz edeceğim sizlere.

Diğer küçük esnafların da çıkmayan seslerini yok sayanlara, sadece aidat alan DERNEKLERE, ”yardım” adı altında ayrımcılık yapan Büyükşehir Belediyesi’ne,”yardım” diye çok komik ödemelerle küçük esnafı unutan hükümet ( Kurum ve Kuruluşlar)  görevlilerinin görmeyen gözlerine, duymayan kulaklarına sesleneceğim…

 

Söze şöyle başlamak isterim; Büyükşehir Belediyemiz tarafından yapılan 2000 TL’li yardımı, hiç olmasa küçük bir teselli olacak 2000 TL’lik ödemenin sonucunu öğrenince, sevincim kursağımda kaldı…

 

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan-yapılacak yardımların bir koşulu vardı. Üzerinde mülk olmayacak! Dükkânın kirada olacak… Akıl almaz bir koşul, önyargı… Sanki dükkânı kendisinin olanın, kiracı olmayanın AÇ kalamayacağı gibi bir durum… Yahu verdiğiniz para kime yeter? Kimi zengin eder ki?

 

Aynı yetersizliği esas sorumlu olanlar ise yerine getirmek şöyle dursun; hükümet tarafından yapılan 3000 TL,(1000×3:3000TL) birçok esnafın ne kirasına, ne bir aylık elektrik, vergi ödemelerine yetti… BİZ VERDİK; OLDU, düşünceleri, kuma gömülen kafalardan farkı var mı? (…)

 

Sözünü ettiğim, buraya taşıdığım küçük esnafı uzun zamandır tanıyorum. Kendi yağı ile kavrulan, vergisini, dernek aidatlarını zamanında ödeyen, çevresine duyarlı yüzlerce, binlerce küçük esnafımızdan sadece birisi. Kahvehane ruhsatı olması sebebiyle dükkânı aylardır kapalı. Kendisinden başka yevmiye ile iki insana da iş imkânı yaratıyorken, şimdi kendi geçim derdine düştü.

 

Lokantalara, pastanelere, pidecilere, lahmacun satanlara, çay ocağı ruhsatı olanlara paket servisi imkânı verilmişken, kahvehane ruhsatı olanlara KAPATMA cezası verildi. Kapatma kararlarına, kısıtlamalara hepimizin bilindiği gibi görünmez bir virüs; covid–19 sebep oldu. Duyarlı ve zengin ülkeler, kapatma kararları karşısında; koşulsuz olarak esnafının, halkının yanında olup hazinelerinin ağzını açıp İNSANCA yaşayacak kadar yardımları yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar…

 

Ya bizler? Verdiğimiz kısıtlama, kapatma kararlarının bile adil olmasına hassasiyet göstermeyi tam olarak beceremedik… Çay ocağı ruhsatı alan, hiç olmazsa kâğıt bardakta günlük nafakasını çıkarırken, kahvene ruhsatı olana; “ Evinde otur, yapacak bir şeyin yok!” Nasıl olacak? Kendi etlerini, kemiklerini mi kemirecek hiçbir geliri olmayan ve bir türlü görülemeyen, duyulmayan bu insanlar-küçük esnaflar…

 

Elinde avucunda hiçbir şey kalmayan Akçeşmeli küçük esnafımız, bir yolunu bulup, çocuklarının ve kendi nafakasının karşılığı olan günlük yevmiye için 23 yıllık işyerinin biraz ötesinde simit satmak istedi. DUR; YASAK, dediler… Kâğıt bardakta 15–20 bardak çay satmak istedi yılların kahve işletmecisi küçük esnafa; ZABITALAR, sırayla geldiler;

 

“ Yasak Hemşehrim!”

 

Küçük esnaf kaçtı, zabıtalar kovaladı… Kim sorarsan zabıtalar görevini yapıyordu… Oysa cebinde 10 TL’si bile olmayan küçük esnafın aylardır kapalı olan dükkânından bir kuruş geliri yoktu. Devletin verdiği yardımı dahi alamamış, Büyükşehir Belediyesi tarafından yardıma uygun görülmemişti…

 

Akçeşmeli küçük esnafımız da çareyi bir afiş hazırlayarak buldu; derdini hiç olmazsa gelen geçene duyurdu; İban numarasını da yazarak…

 

Zaten, YARATICI-ALLAH, her şeyi görüyor; haklıyı, haksızı, eninde sonunda kendi adaletini uygulayacaktır; komşusu açken, kendisi tok yatıp göbeğini kaşıyıp, üstelik de millet içen diyerek, devletin kurumlarında çalışan, koltuk dolduran, ÇARE üretir diye gelen efendilere…