MURATLI CADDESİ’NE YAPILAN BÜYÜK AYIP!

 

    Sorumluların sorumluluk duygusu kısa ise, adalet sistemi yeterince çalışmıyor, insanımız kendini “kurban” olarak görmeye alışmışsa yapılacak çok şey olmuyor ne yazık ki… Israrla yazdığım caddelerden birisidir Muratlı Caddesi. Çok önemli bir cadde olması gerekirken, şehrin kuzey çıkış kapısı konumunda olan bu yer oldukça büyük bir öneme sahipken, ne yazık ki cadde üzerinde ne bir park, ne bir tuvalet var…

 

Çocukları ağızlarından düşürmeyen büyük çok büyük amirler, memurlar ve başkanlar şehrimizin en önemli caddelerinden birisinde çocuk parkı olmadığını görmek istemiyorlar. Niçin? Çok meşgul olduklarından mı? Hayır! Halkın seslenişini, halkın dramını daha yüksek sesli duyamadıkları için…

 

Muratlı Caddesi Akçeşme Mevkii denen yerin tam karşısında 1 numaralı Hastane yolu var. Burada yaşananlar tam manasıyla evlere şenlik. Ne yolun berisinde, ne de karşısında otobüs bekleme durakları yok. Yıllardır böyle. Bekleyen yolcuların kurban rolleri çok ötelere taşmış artık bu durumu kanıksamış durumdalar. Bu koskoca caddede bir tane tuvalet yok. Kadınsanız, çok sıkıştıysanız; vay halinize…

 

Muratlı Caddesi’nin büyük çok büyük kaldırımları da bir işe yaramıyor. Bu caddenin işlevi, bağlantı kurduğu yerler; şehir sosyal, kültürel, ekonomik hayatını oldukça büyük çapta ilgilendiriyorken caddeye sokak muamelesi bile yapılmıyor. Bakımsız ve insanların sosyal ihtiyaçlarının yanında zorunlu ihtiyaçlarını dahi karşılayacak belediye yatırımı yok…

 

Acaba bu cadde ve bu cadde etrafına kurulmuş mahalleler; Zafer, Ortacami, Eskicami Mahallelerine eziyet çektirmekten dolayı mutluluk mu duyuyor bu şehrin koltuk meraklı amirleri! Çok merak ediyorum; verilen bunca söz niye yerine getirilmiyor?

 

Caddede bulunan otobüs duraklarının cepleri ve banketleri ise tam bir av sahası! Nasıl mı? Cadde, özellikle otobüs duraklarının olduğu yerler yeterince aydınlatılmadığı, gerekli önlemler alınmadığı için neredeyse her akşam banketlere bindiren araçlar her an büyük kazalara gebedir. Araçların aldığı hasarların; kırılma-dökülmelerin haddi hesabı yok…

 

Eğer ki bu araç sahiplerinden bir tanesi ilgili belediyelerin Fen İşlerini dava etse-mahkemeye verse yüzde yüz hakkını alacak, ibretlik bir cezanın alınmasına, duyurulmasına da yardımcı olacaktır. Ama dedik ya, uslu halkımız, susmuş, susturulmuş ve rolünü iyice benimsediği için; evde, kahvehanede bolca itiraz eder, konuşur, koşar, coşar ama iş gerekli yerlere müracaat olunca; sessizliğe gömülür…

 

Muratlı Caddesi kurtarılamaz mı acaba? Ama slogan atarak, bilmem ne caddesi olacak diyerek değil; tam manasıyla, halkın ve buraya gelen konukların, misafirlerin her türlü sosyal, ekonomik, kültürel ihtiyaçlarını karşılayan uygar bir şehrin şenlik içinde, şölene dönüşmüş bir caddesi olamaz mı? Bu şehrin bu caddesine lüks müdür bu coşku, ilerleme ve değişim…