DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
GRAM ALTIN 2.500,70 % 1,40
ÇEYREK A. 4.088,64 % 1,40
BITCOIN 66.919,99 -0.119
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

Olimpik Buz Pisti ne oldu? Atış Poligonu Niçin Çürüyor?

Son Güncelleme :

25 Şubat 2021 - 15:20

Gençlerimizi, çocuklarımızı yeterince önemsiyor muyuz? Bu soruyu ülkenin tüm insanlarına sorabilme imkânımız olsa; “ Gençlik” çığlık çığlığa ses verecektir. On sekiz yıllık dönemde yedinci kez değişen Milli Eğitim Bakanlığı ve yazılan yazılarımıza hiçbir zaman dönmeyen Milli Eğitim Müdürleri düşünülünce; Milli Eğitim Sistemimizin ciddi bir açıklık, bilimsellik felsefesine ihtiyacı olduğunu düşünlerdenim.

 

Milli Eğitim Müdürlüğü veya Milli Eğitim Bakanlığı ülke çapında hiç üşenmeden, gocunmadan bir araştırma yapmalı gençlerimiz üzeride; “ Yarınlara nasıl bakıyorsunuz? Yarınlardan umutlu musunuz?” diye…

 

Elbette umut bittiği an yaşamın tadı-tuzu da biter. Umut bir insanın doğasında, genlerinde olan en değerli zenginliğidir. Fakat bu kadar kolay mı tüketilmeli gençliğe, insanlara dair taptaze umutlar. Fırsatını bulur bulmaz başka ülkelere giden gençliğin, gitmesindeki PAY kimindir?

 

Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Eğitim Müdürlükleri, suskunluklarını ne zaman bozacaklar. Ciddi analizler, bilimsel tartışma ve araştırmalar yapılmazsa, çürüyen bazı yerler iyi tedavi edilmezse, ülkenin geleceğini daha başka gelen yoksul ülkelerin gençliklerine mi emanet edeceğiz?

 

Yaşadığımız Süleymanpaşa Tekirdağ için küçük ve önemli bir değerlendirmeyi tekrar paylaşmak isterim. Eğitim ve Öğretim gören gençlerimizin aileleriyle birlikte okul yaşamına olan ilgileri, merakları ve harcadıkları emeği, çabayı değerlendirelim. Üniversiteyi bitirip de kaçının kendi mezun olduğu branşta-kolda çalışabiliyor, iş bulabiliyorlar?

 

Ortaya ne çıkar böyle bir araştırma yapsak. Büyük çoğunluğunun mezun olduğu, öğrenim, eğitim gördüğü branşta-kolda değil, İŞSİZ olduğu ve birçoğunun da hiç ilgisi olmayan işlerde çalıştığını görmemiz ne anlamı taşır? Eğitim politikalarını gözden geçirmemizi sağlamaz mı?

 

Gelelim gençliğimize yönelik kültürel, sportif imkânlara. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüklerimiz var. Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz var. Kültür Müdürlüklerimiz var. Gençlik Hizmetleri Müdürlüklerimiz var.

 

Sadece Süleymanpaşa’nın nüfusu 200 Bin! Bu ne demektir? Burada yaşayan 40–50 Bin genç insanımız olduğu anlamını taşımaz mı? Peki ama

 

Süleymanpaşa Olimpik Yüzme Havuzu’ndan kaç genç insanımız faydalanıyor? Kaç gencimiz ulusal ve uluslararası müsabakalara girecek derece yüzme konusunda ustalaşmıştır?

 

Süleymanpaşa’nın altı tane tenis kortu var. İkisi kapalı, dördü açık… Çok önemli bir hizmet alanı! Yine sormak isterim; buralardan yararlanan, faydalanan, buralarda spor yapan kaç tane gencimiz var? Kaçı, ulusal ve uluslararası müsabakalara-yarışmalara katılacak dereceye gelmiş?

 

Şehrimizin tam kalbinde denizin hemen dibinde yıllardır bayrağımızın, bayrakların dalgalandığı bir Yelken Kulüp var. Belli sayıda öğrenciyi, belli sayıda başarıyı hiçbir zaman şehrin nüfusuyla artan bir şekilde ilerletemeyen bir kulüp; ayakta kalması, faaliyetine devam etmesi nedeniyle alkışlanması gerekirken, yeterince genci kendine çekememesi eleştirilmesi gerekmez mi?

 

Yine şehrimize ve gençlerimize hizmet amaçlı yapılması için milyonlarca para harcanan tam da Olimpik Havuz’un karşısında olan OLİMPİK BUZ PİSTİ; ne oldu? Büyük bir depoya mı dönüştü; dönüşecek? İki yıl önce, Tekirdağ Gençlik ve İl Spor Müdürü olan Hazan Kadir Kardaş ne demişti? “ Trakya’nın en büyük olimpik buz pistinin sonuna gelindi!”

 

Hangi son? Gençliğin sonu mu? Sadece, belli ailelerin, çok az sayıda gencin katılımları, başarıları ve onların fotoğrafları paylaşılarak kurumlar, müdürlükler görevlerini yaptıklarını mı zannediyorlar?

 

Yine şehir insanımızın ve gençlerimizin faydalandığı bir ATIŞ POLİGONU vardı! Şimdi yok…Niçin?..Bunca insanımız,yalnızlığa,sosyal medya körlüğün,evlerin odalarına hapsolmuşken,bunca güzel ve değerli tesis; Türk insanının büyük fedakarlığı,büyük emekleri ve siyasi iradenin de ciddiyeti,kararlığı ile yapılmış durumdayken; GENÇLERE dair,nüfusla kurulacak bir orantı niçin OLUMLU değil?

 

Bütün bunlara cevap verecek, gençlerini, basınını önemseyen, kendi içinde özeleştiri yapan bir kurum; bir KURULUŞ; bir şef, bir müdür, bir amir var mıdır?