DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
GRAM ALTIN 2.500,70 % 1,40
ÇEYREK A. 4.088,64 % 1,40
BITCOIN 66.919,99 -0.119
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

SAHİPSİZ Mİ BU ŞEHİR?

Son Güncelleme :

08 Şubat 2021 - 14:24

Betona, Asfalta Teslim Edilmiş Bir Kent: Tekirdağ

 

Kim bilir kaç vatandaşımızdan ve şehrimize başka şehirden gelen insanlardan aynı sözü duydum; “ Bu şehir sahipsiz mi arkadaş?” ; “ Yo, sahipsiz değil!”, “ Öyleyse, bu kadar güzel ve uzun plajları var, ama halkın büyük çoğunluğu denizden ve balıktan haberi bile yok!”

 

Kaç kez düşündüm bu söylemler adına. Ve onlarca yazı yazıldı; halkın büyük çoğunluğunu, meydanlara, sahile çekin; halkın büyük çoğunluğunu evlerine, kahvehanelere hapsetmeyin diye nice haykırış yapıldı, yapılıyor…

 

Şehre turizm gelmeyişi ayrı bir yana, şehir insanının kendisini sahaya indiremiyorsak bunun hakiki sebeplerine dokunmak gerekir! Dokunmalıyız…

 

Burada sözünü edeceğim yer; güzel, alımlı sahilimiz! Hani halkın şehir merkezinde şehir plajları olmayan, neredeyse balık ekmek yemeye muhtaç olunan, sadece 400–500 insanın dolaştığı geri kalan 200 Bin insanın pek görünmediği sahilimizin Barbaros Caddesi üzerinde ve sahilinde kurulan birkaç kurumdan konuşacağım…

 

Birincisi Ceyport Tekirdağ Uluslararası Limanı, diğeri ise T.C.Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Su Ürünleri Toptancı Hali. Her iki arasında kalan garip-çaresiz bir durumda olan Şaraphane İskelesi…

 

Kurum ve Kuruluşların büyük çoğunluğunun biricik amacı KÂR ve hizmettir. Aynı zamanda bütün kurumların işsizliği azaltan, sosyal ve ekonomik yaşama katkıları vardır. Katkı, hizmet ikinci plana atılırsa; o şehirde yaşayan insanlarda yok hükmünde olmaya başlar.

 

Sözünü ettiğim kurumlar: Ceyport ve Büyükşehir Belediyesi’ne ait Toptancı Hali; baktığınız zaman her ikisi de oldukça gösterişli yatırımlar. Hepsi insanlara hizmet amaçlı yapılıyor; güya… Doğanın olmadığı yerde; insan hep yarım, hep eksik kalır…

 

Ceyprot Limanının yerini bu saatten sonra tartışsak da netice alamayız. Büyük yatırım ve şehrin tam da kalbinde. Şu soruyu sorsak cevap alamayız artık; “ Bu büyük yatırımın halkın gezinti, eğlenme, nefes alma, denize girip sosyalleşeceği yere yapılması şart mıydı?” Cevap alamayız…

 

1980’li yıllarda aynı yerin biraz ötesine yapılan Toprak Mahsulleri Liman Siloları; 100.Yıl Mahallesinin kalbine bir hançer gibi saplanmış durumda. Yatırımlar, halk için, hizmet için oluyorsa; halkın manzarası, sosyal, kültürel yaşam, şehrin peyzajını korumak, kollamak da HİZMET değil midir?

 

Burası, bu bölgeye yapılan yatırımların büyüklüğü, önemi tartışılmaz bir şekilde TAKDİR edilmesi gerekir. Ama şehrin mimarisine, şehrin kültürel, sosyal yaşamına uygun oldukları yıllarca tartışılacaktır. Tıpkı devasa büyüklükteki Adliye Sarayı gibi! Yerinde olan eski hapishane, içinde barındırdığı hüzünlü, sevinçli anılarla birlikte tam manasıyla Tekirdağ’ın turizmi için müzeye çevrilmesi gerekirken, orası şehrin en yeşil, en sosyal ve en kültürel alanları olması gerekirken;

 

Devasa, binalar, devasa liman ve korkunç bir beton yığını…

 

Bu yatırımların yapılmış olmasını,bu korkunç emeği doğru yerlere yapsaydık,ne korkunç ve değerli alkışı,takdiri yapardık…

 

Bunca beton; CEYPORT Limanı ve BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU ÜRÜNLERİ TOPTANCI HALİ; Yahu İLAÇ için bir tek yeşillik, birkaç ağaç yok mu? Yeşilin, ağacın korkusu mu? Yoksa her metrekareyi TİCARİ olarak değerlendireyim, en yüksek KÂRI mı?

 

Ticari fayda, insanı, doğayı yok sayarak anlamlı ve kalıcı olur mu? Doğayı ve şehirlerin Eko Sistemini doğru kullanmadığımız zaman, yazları ve kışları, bahar ayları bile gelir geçer; insanlar, betona baka baka kararır ve hastanelerimiz hiçbir zaman rahatlayamaz…

 

Bugünün dünyasında, uygar ülkelerin gelişmiş şehirlerinde EKO SİSTEMLER başköşeye oturuyor. Doğa ile barışık yaşamak, insanlara da ciddi katkılar, ruhsal, fiziksel faydalar sağladıkları anlaşılmıştır.

 

Ceyport Limanı ve Büyükşehir Belediyesi Toptancı Hali’nin beton bahçeleri, beton meydanları tekrar gözden geçirilip, hiç olmazsa bir parça yeşillik bu şehir insanına bir özür niteliği olarak; buradaki Şaraphane iskelesi ve kalan birkaç yüz metre genişliğindeki plaj; HALKA açılır. Halkın, hüznü, denizinden, plajlarından uzaklığı en azından kötünün iyisi olarak şehir yaşamına hediye edilir…