SPORDA GERİCİ ADIMLAR…

Tekirdağ’da ki yüzme havuzu,8 Aralıkta ihaleye çıkarak onarıma alınacak.

Uzmanların incelemesinde bu havuzun kapatılmasına gerek duyulmadan yapılabilmesi mümkün.

Aslında şöyle bir bakıldığında onarıma ihtiyaç duyulan herhangi bir durum da yok.

Sadece biraz çatının bir bölümünde ki demirlerde paslanma var.

Bu demirlerinde havuz kapatılmadan onarımı yapılabilir.

Bayan tuvaletlerinde de ufak tefek yapılacak işler var.

Havuz bakıma alındığında yaklaşık dört ay sporcular, yüzme sporundan ayrı kalacaklar.

Zaten bu havuz devreye girdiğinde,deniz kıyısında olmamıza rağmen, hiç milli sporcumuz yoktu.

Bizim, şuanda; Türkiye şampiyonu olmuş, Avrupa dereceleri bulunan dört,beş milli yüzücümüz var. Bunların performansları düşecek, spordan ayrı kalacaklar.

Gördüğünüz gibi yüzme sporuna Tekirdağ’da yoğun ilgi var.

Hemen bitişiğimizdeki Atatürk Spor Salonu’nun halini görüyoruz.

Bu salon Tekirdağ’ın en büyük spor salonu.

Bir yıldır hala onarımdan çıkamadı.

Bu nedenle okul maçları Süleymanpaşa yerine Muratlı’da yapılıyor.

Hatta Süper ligde oynayan Tekirdağ Hentbol takımımızda burada maçlarını yapıyor.

Ancak kimse ses çıkaramıyor.

Okulların maddi gücü de bunu kaldırabilecek nitelikte değil.

Kulüplerinde maddi sıkıntıları var.

Onlar da Muratlı’da maçlarını yapıyor.

Veliler,çocuklarının maçlarını takip edemiyor.

Yol sorunu ,zaman kaybına ve derslerine de engel teşkil ediyor.

Gelelim havuza…

Yine yüzme havuzumuzunun da aynı akıbete düşeceğinden endişe ediyoruz.

Suyun kirli olduğu belirtiliyor.

Su boşaltılır, on, on beş gün içinde doldurulur.

Yüzme havuzu kapatılmadan gerekli onarımlar da yapılabilir.

Ekonominin zor durumda olduğu bir dönemde böylesi, derin bir bakıma alınması, masraf yapılması devlete zarar yazmaz mı?

Tekirdağ’da alternatif bir yüzme havuzu da yok.

Yalnız Namık Kemal Üniversitesi’nin havuzu var.

O da 35 metre ve  olimpik değil.

Türkiye Şampiyonalarına uygun da bir havuz değil.

Yeni bir havuzun açılması bekleniyor.

Yeni havuz açıldığında bu havuz detaylı bakıma alınamaz mı?

Sporun bu kadar darbe yediği bir dönemi hatırlamıyoruz.

Ölü zaman dilimleri, neden değerlendirilmez?

Onarım dilimleri, neden kısa tutulmaz?