SÜLEYMANPAŞA, MERDİVENLERLE ŞENLENMEYE BAŞLADI

 

Tekirdağ Süleymanpaşa zor olanı başarıp, altyapı engelini aştıktan sonra şimdi; en kolay olanlarla anılası, imrendiresi, SES getirecek bir şehir olma yolunda ilerlemek istiyor. Daha aşması gereken çok ama çok önemli zorluklar var. Bir defa, Belediye Meclisi’nin kendisi inanmalı bu şehirde yaşayıp, bu şehrin Rönesanssını biz yapacağız diye!

 

Büyükşehir Belediyesi ile başlayan ana merdivenlerin düzenlenmesi ilk başlarda epey korkuttu bizleri. Eski-klasik haliyle isim yapmış, şehrimize gelen herkesin hatırladığı, basamak sayısını dahi bildiği merdivenler yıkılıp yerine yeni yapılanı görünce; “ Alkışlamalıyız” dedik… Neredeyse her şeyi düşünülmüş; bitkileri, ağaçları, bankları, engelli ve çocuklu insanlar, yaşlılar için yürüyüş yolları her şey… Sadece bir eksiği var; henüz şehir insanımız ama hastalık, ama başka nedenlerden sahaya inemiyor. Şehrin kalbi boşluğa, insansızlığa teslim olmuş durumda.

 

Tekirdağ’ın ara merdivenleri diyeceğimiz; şehrin sahili-denizi ile yerleşim yerlerini birbirine bağlayan merdivenler var. Neredeyse unutulmuş, yıllarca el sürülmemiş durumda; viran bir kentin unutulmuşluğunu yaşıyorlardı.

 

Süleymanpaşa Belediyesi bu pisliği, viranlığı gördü. Hamlelerini yapmaya başladı. Meğerse ne kadar basit dokunuşlarla ne çok seviniyormuş insanımız. Yeniliği, estetiği, güzellikleri görmeye görmeye, eğriye-büğrü ye o kadar alışırmışız ki şimdi, renklere bezenmiş, çimentodan yapılmış, biraz desen verilmiş merdivenlere bile ALKIŞLAR yapıyoruz. Böyle olur şehrin başlangıç çıkışı. Hele bir iç ve dış turizm gelsin; bakın görün alacağı yolu…

 

Yalı Sokak ile Gemiciler Sokak, Rodosto Hotel yanından küçük bir geçiş ve bu geçişi Gemici Sokağa bağlayan merdivenler yenilip yan tarafındaki yıkık duvar onarılmış. Bu dokunuş bile oraya öyle bir ayrıcalık katmış ki sormayın! Dışarıları gezen, bir parça gören ve şehrinin de dış dünya ile rekabet etmesi için didinen bir yazar, bir insan için öyle güzel bir ödül ki anlatamam…

 

Şehrimizin bir başka ana merdiveni, hatta ara merdivenleri bile ana merdivenler geçişi kadar önemli ve bu dokunuşlara ihtiyaç duyuyor.

 

Örneğin Şefik Gürsoy Üst Geçitiyle Vali Konağı Caddesine çıkan merdivenler. Çok daha özenli dokunuşu hak etmiyor mu? Bu şehirde çocukluğunu, gençliğini geçirenler için anıların, seslerin, dokunuşların olduğu bu merdivenler en görkemli, en imrendirici hale getirilmesi lük sayılmaz. Zaten, bu bölge şehrimizin turizm bölgesi olacak cesareti göstermiş, içerisinde her türlü değeri, geçmişi, tarihi ve yeniden onarılan yapılarıyla ayağa kalkmaya başlayan öncü bir yerimiz değil mi?

 

Burasının ismi Ertuğrul Mahallesi! Şanı, şerefi ve içerisinde kitaplara, filmlere konu olacak nice geçmişi, mimarisi, mühendisliği ama her şeyden önce eski yapıların onarıldıktan sonra halkı içine çekmeliyiz. Müzeleri, hotelleri, dinlenme, eğlence yerleriyle birlikte burası bir gün ışığı kadar değerli bir yer. Buraya uzanan, sahil ve üstgeçit ile bağlantıyı sağlayan merdivenler de öyle. Umuyorum ki burayı da Süleymanpaşa Belediyesi en yakışan, en zarif ve sağlam bir şekilde düzenleyecektir.

 

Bir başka ana merdiven, sahil ile Peştemalcı Caddesini birbirine bağlayan yerdir. Belki de şehrimizin en uzun ve en biçimsiz merdivenleri burada bulunuyor. Yapmak için yapmışlar ve bir daha bakmamışlar.

 

İnsan anlamıyor bu işi; bu şehir insanı için müze kuran geçmiş belediye başkanları, yöneticileri, müzelere gelecek insanların şehre çıkacağı merdivenleri unutması; ne büyük bir kayıp…

 

Balıkçı Hasan’ın hemen yanında yukarı, şehrimizin merkezine; Ertuğrul Mahallesi ve Yavuz Mahallesine uzanan merdivenleri de daha kullanışlı ve estetik, sağlam olarak görmek isteyen bir sürü insan biliyorum. Hele, Süleymanpaşa’nın yaptığı bu hamleleri gören, yıllarca bekleyip viran halde kalan yapıların birden sihirli bir değnek gibi ayağa kaldırılması; umut yarattığı gibi şaşkınlık yaratıyor.

 

Son sözüm; ne yaparsak yapalım; merkeze, insanımızı çekmek olmalı. İnsanımızın huzuru, neşesi, tercihleri yapılan hizmetleri kabullenmek olmadığı an, evinden, çevresinden uzaklaşamadığı zaman, bu işte bir şeyler var demeliyiz? Niçin? Sorusunu sorup, yapılan yerlerin daha ucuz, daha tercih edilebilirlik nedenlerinin cevabını bulmalıyız…