TEKİRDAĞ’IN KİLİT TAŞI OLACAK YERLERİ!

( Tekirdağ Marka-Dünya Şehri Olmalı…)

Mimari için kilit taş çok önemlidir. Neden? Çünkü orada inşa edilen taş örgünün bütün yükünü kendinde toplar ve dağıtır da ondan… Kilit taşlarla ilk tanıştığım, daha doğrusu tanıştırıldığım yer; İzmir Agora Antik Şehri oldu. Oradaki mimarın bilgi vermesiyle gözümü kemerlere çevirdiğimde ortada tam merkezde duran kilit taşın diğerlerinden farklı olduğunu, özellikle en sert kayalardan,granitlerden seçildiğini dinledim…

 

 

Şehrimiz için de böyle yerler var; KİLİT TAŞ olabilecek derece önemli yerler. Neler mi? 135 km’lik sahil kesimimiz. Ganoslar-Işıklar Dağlarımız. Buradan başlayacak turizmin Gelibolu’na, Koru Dağlarına, Longoz Ormanları Karadeniz’e kadar…

 

Daha başka? Şehrin yitik tarihi, bu şehre katkı veren bütün insanlar, üşünmeden, bilimsel olarak; üniversitenin öncülüğünde ortaya çıkartılıp anılmalı, tekrar tekrar onurlandırılmalıdır. Şehrin yitik ahşap evleri nasıl da usul usul ortaya çıkıyorsa; hepsi birden bir araya geldiklerinde şehrin, şehir insanına kapanmış, küs olmuş talihi de değişecek. Şehrimizi ilk önce kendi insanımız sevecek; sevmesi lazım…

 

Yağmur yağdığında caddeler su birikintileri içinde kalıyorsa, yaz olduğunda toz toprak çoğalıyorsa, şehrin kaldırımları araçlar tarafından işgal ediliyorsa, şehrin merkezine insanlar inmiyorsa, ESNAF mutsuzsa, kültürel ve sosyal hayat; yarım yamalak dönüyorsa; şehir insanı, şehrini sevemez… Ancak, mutsuzluğunu sever…

 

Nerede kalmıştık? Şehrimiz için kilit taşı olabilecek eserlerden birisinden söz edecektim. Büyükşehir ve Süleymanpaşa Belediyesi’nin ortaya çıkarttığı ahşap binalar çoğalıyor. Büyük resmin birer parçası olarak!

 

Fakat şehrimizi daha bir güzel, çekici yapacak taş mekânlarımız neredeyse yok denecek kadar yok! Övündüğümüz Rüstem Paşa Camiinin tam karşısında, yıkılan Türk Telekom Binasının arkasında viran taş mekân Büyükşehir Belediyesi tarafından kilit taşı öneme sahip bir sorumluluk içinde tekrar onarılıyor. Halkın, sosyal yaşamına katılmak için gün sayıyor.

 

Benimse dile getireceğim taş mekân özel şahıslara ait. Rüstem Paşa Çarşısı ile Öğretmenevi arasında, yıllardır viran bir şekilde öylesine bekliyor. Çok büyük ve çok gösterişli, Çatısının yarısı çökse bile, duvarlarının sağlamlığı ve halen sağlam durumda duran ana ahşap kapısı; Tekirdağ ve Süleymanpaşa için tam manasıyla KİLİT TAŞ öneme sahiptir.

 

Buradaki eğrelti yapı; ÖĞRETMENEVİ yıkıldığında bu taş yapı onarıldığında; eğer şehrimize kazandırılırsa; buradaki görsel şöleni bir düşünün! Sadece görsel şölen mi? Hayır! Buranın sergi salonu veya müze olduğunu gözünüzün önüne bir getirin. Tam da şehrimizin ana merdivenleri, ana tarihi eserinin ve çarşısının olduğu yerde; şehrimizin kalbi nasıl atar?

 

Sağlıklı atmaz mı? Coşku pınarları, şehrin sahili el merkezi arasında büyük bir şölene, eğlenceye, eğitime dönüşmez mi?

 

Eski Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat tarafından Kumbağ’da sahilde eski taş mekân, tam da kilit taşa önemiyle onarıldı. Ama kaç gün açıldı? İnsanların kaçı bundan haberdar? Ne hazindir ki bu tür kilit taşları halen kullanacak kültüre, akla, iradeye bile sahip olamadık…

 

Onarım kazandırdığımız mekânları ya resmi bir yer haline getiriyoruz ya da kapalı tutuyoruz. Hani halkın kendisi ve halk ile buluşma? Bunların şehir insanı ve şehre gelecek iç, dış turizm için vazgeçilmez mekânlar olması için daha kullanılır, daha katılımcı sosyal, kültürel alanlara dönüştürülmesi düşünülmelidir; acilen…

 

Velhasıl dostlarım; merdivenlerin hemen sonunda, Rüstem Paşa ile Öğretmenevi arasında kalan TAŞ BİNA, şehrimizin kilit taşlarından birisidir. Belediye Başkanlarımıza sorsak, bu mekân ne olacak?

 

Desek; şu cevabı vereceklerdir; “ O mekân özel şahıslara ait.” Özel şahısların bu şehir insanı olduğunu düşünürsek, onların isminin bu mekânda yaşatılacağını iyi anlatırsak; her insan, kazancının, mülkiyetinin bir kısmını şehrine adar. Şehrine bırakır. Yeter ki bu kilit taşının önemi ayrıntılarıyla anlatılıp sahiplerinin isminin, bağışının bu yerde yaşatılacağı iyi anlatılsın…