DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
GRAM ALTIN 2.500,70 % 1,40
ÇEYREK A. 4.088,64 % 1,40
BITCOIN 67.170,01 1.344
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİNİN ASIK YÜZÜ

Son Güncelleme :

12 Kasım 2020 - 16:41

Kale Muhafızı Gibi Memur

 

Sayın VALİM, Sayın KAYMAKAMIM diyerek başlamak istiyorum yazıma. Bizim şehrimizin yöneticileri, halkın nelere katlandığını duymak, basının da katkısının kaçınılmaz olduğunu bilmek adına Atatürk Bulvarında bulunan Toprak Mahsulleri Ofisinin halka satış yeri var.

 

Sorun tam da burada başlıyor; “ Kara gün dostu “ olarak bilinen TMO ‘nun satış yeri dillere destan; İBRETSEL bir yer… Başkan Recep Tayyip Erdoğan, sıklıkla tekrarlamıyor mu; “ Hey yöneticiler, hey amirler, hey il, ilçe başkanları, sıklıkla halkın arasına inin!” , “ Halkı, şamar oğlanı zannetmeyin!”

 

Meydan boş kalınca, eğitimi, ruhsal durumu, sosyal pozisyonu tartışılır çalışanlara kalıyor halka sunulan hizmetin bütünü. Anlatacağım bu hadiseyi 1938 yılında kurulan TMO’nun geçmişine saygıyı, minneti de unutmadan sıradan bir satış yerinin insana bu kadar eziyet edebilir mi acısını, sancısını yaşayarak yazacağım.

 

Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan TMO’nun satış yerine yoldan sapıp beş adımda ulaşıyorsunuz. Ulaştığınız yerde çok küçük bir cam var. Başınızın bile zor sığacağı bu cama ulaşmak için ayaklarınızın ucuna çıkmanız gerekir. Diyelim ki ayaklarınızın ucuna bastınız camın yanına geldiniz; sanırsınız ki hapishaneye geldiniz, içeride bir tanıdıkla bir başka tanıdıktan yardım alarak bin bir zahmet içinde gelmişsiniz…

 

İlk önce camın yanında bir müddet bekleyeceksiniz. Sonra camı açan bir çalışan-memur; “ Neye geldiniz, derdiniz nedir be adam!” der gibi, her defasında aynı görüntü, aynı bakış olur mu be ağabeycim diyeceğiniz kadar acılı ve bıkkın bir bakışla, heykelimsi vaziyette duruyor. İçeride olan hiçbir ürünü görmeniz mümkün değil. Küçük ve yüksek camda sanırsınız ki kaleyi bekleyen acımasız bir muhafız duruyor.

 

Camın bir bölümünde asılı bir kâğıt var; o kâğıtta satılan ürünlerin ücreti, gramları yazılı. Örneğin Bir litre fındık yağı; 20 TL. Ucuz bulup 1 LT yağ almak için 20 TL uzattınız, kalenin muhafızı gibi duran, yüzünde en ufak bir hizmet anlayışı taşımayan çalışan; 100 TL demenin mutluluğu içinde ısrarla 100 TL diyor. Niçin? Çünkü 1 LT kalmamış ama kalmadı demiyor, sizi germenin erdemi, inadı, gururu içinde sadece 100 TL…

 

Diyelim bir başka ürün aldınız; fiyatı 17 TL. Muhakkak bozukluğunuz olacak yanınızda. Yoksa kale muhafızı görünüşlü memur-çalışan bu duruma çok bozuluyor; çünkü orada da bozukluk yok…

 

1938’den beri hizmet veren bu büyük kuruluş, en azından bizim şehrimizde; Süleymanpaşa’daki halka satış yeri; bu şehrin tamamına yapılan en büyük AYIP, YANLIŞTIR… Kafanızın bile sığmadığı bir taşış yeri; sığınmacı gibi zar-zor bir ürün alıp sevinmenin tarafında olmanızı bekleyen birileri varmış gibi; böyle bir yeri acaba; Sayın Valimiz, Sayın Kaymakamımız kendi başına sıradan bir vatandaş gibi görüp, alış veriş yapma imkânı bulsalar ne düşünürler?

 

Oysa bu kuruluşun misyonu, vizyonu, amaçları arasında; “ KALİTE; kaliteli hizmet ve üretici ve tüketici memnuniyeti!”  anlayışı var. İnsan merkezli olmayan bir satış yeri, mala, ürünü görmeden, zar zor ulaştığınız küçük bir camdan yapılan bir yerin ziyanlığını varın siz düşünün; amirlerim, yöneticilerim…

 

Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan boşu boşuna bir sürü ricada bulunsun siz Sayın Valilerimize, Kaymakamlarımıza; “ Halkın arasına karışın, sahaya inin! “ Sahaya inmek bu mudur?

 

Bu büyük kurumun verdiği hizmetlerin büyüklüğü küçüklüğü tartışılıyor. Çünkü hızla büyümek şöyle dursun, Türkiye’de ki tarım sektörü ayrı bir kayıp, erime içinde…

 

Büyük kuruluşun büyük geçmişine ve büyük yatırımlarına bu küçük hadise gölge düşürmez ama insan şaşırıyor; bu büyüklüğün karşılığında böyle bir eziyet olur mu? Nerede kalite? Nerede tüketici ve üretici memnuniyeti?