UMUMİ TUVALET KISIRLIĞI

İnsanı, kısacası canlıları ilgilendiren en önemli İHTİYAÇLARDAN birisidir boşaltım sistemi gereği, yediğimizin, içtiğimizin atıklarının dışarı atılması… Bir hayvan için pek sorun ve ihtiyaç değildir UMUMİ tuvalet. İlk gördüğüm münasip yere, hacetini ( idrar ve dışkı ) yapar.

 

Ya insan için? Böyle midir bu iş? Erkekler için biraz daha kırılır, katlanabilinir görünse bile, kadınlar, kızlar için herhangi bir yere hacetini yapmak en utanılmaz durumların başında gelir.

 

Bir zamanlar Antalya Karaalioğlu Parkı içinde tuvaletler yetersizdi. Var olanlarda ücretliydi. Bu işi eleştiren, kabul etmeyen insanlar belediyeye bir ders verdiler. Öyle bir ders ki, er taraf idrar dışkı koktu… Neden mi; herkes uygun gördüğü har çalının, bitkinin arkasına tuvaletini-hacetini yaptı da ondan…

 

İç Anadolu şehri olan Kayseri’ye ilk gittiğimde en çok etkilendiğim iki şey vardı; geniş cadde ve kaldırımlar, her saat açık olan tuvaletler ve çeşmelerinden akan sıcak sular… Yaşadığımız kent Marmara Bölgesi, ülkemiz şehirlerinden göç alan cazibe merkezi olmasına rağmen küçük, çok küçük ama bir o kadar büyük bir soruna sahip. Yetersiz tuvaletler… Paralı tuvaletler ve 24 saat hizmet vermeyen tuvalet anlayışımız…

 

İnsanımız ayrı feryat ediyor. Buraya gelen yabancılar, sağlık sorunu yaşayıp da şehir sahilini gezmeye-görmeye gelenler tuvalet olmayan alanda yakalanınca ne büyük sorunlar yaşadığını önceki yazılarda hatırlatmış, uyarmış, halkın sesine kulak verip yöneticilerin yardımını istemiştik.

 

Ne oldu? Yönetici dediğimiz insan sahaya inip, halkın arasına karışıp halk gibi yaşamı izlemez, izleyemezse yanındaki şamatacı toplulukla hiçbir şey anlayamaz. Sadece halk yardakçılığı yapar, günü kurtarır, yumuşak koltuğunun cazibesine kapılıp nice yönetici gibi koltuk-güç zehirlenmesine teslim olur…

 

Sahile yürüyüşe çıkmış insanlarımızın özellikle kadınların altına işeyenleri, çok zor durumda kalanları yazdık ve yazmaya devam ediyoruz. Özellikle liman ile yelken kulüp arasında halkın PORTOKAL çay bahçesi olarak bildiği yere TUVALET isteniyor. Liman ile Yelken Kulüp ve ondan sonraki alanlarda; askeriyeye kadar hiçbir şekilde tuvalet yoktur. Bu alanda insanı utandıracak manzaralara şahit olundu.

 

Bir insanın; bir kadının tuvalet bulamayınca altına işemesi ne demek? Kaç insanın annesinin, eşinin, sevgilisinin başına bu iş geldi? Bir yöneticinin böyle bir zorluk karşısında alacağı tavır ne olurdu? Şüphesiz utanırdı değil mi; şehrine arkasına dönmüş olmanın utancını yaşardı…

 

Sadece tuvalet yapmakla yetmiyor. Bu ücretler nedir? İçtiğin sudan, soluduğun havadan, uçan kuştan; oldu olacak yellenmeden de ücret alınsa? Şehir merkezine zar-zor inan bir sürü insan; torunları hatırına dışarı çıkmış. Sahilde, çarşıda bulunduğu sürece en azından beş-on kez tuvalet ihtiyacı olan insanlar var; her girdiğinde 1 TL mi ödeyecek? Cebinde 10 TL bulunan, yarısını ekmek almak için saklayan insanın dramını, acısını hiç hissettiniz mi acaba?

 

En önemli canlı-insan ihtiyacı olan TUVALET kullanımı ücretsiz olmalı. Belediyelerin en temel vazifesi, hizmeti, hatta halkına vereceği önemin, saygının yeri olması gereken yerler hem yetersiz, hem de ücretli…

 

Halkımızın ve şehrimize gelen yabancıların en çok dile getirdiği şey; TUVALET! Yani hacet giderme yeri. Özellikle Portakal Çay Bahçesi yakınlarına bir yere ve 24 saat hizmet verecek donanıma sahip bir veya birkaç TUVALET bu şehir için lüks müdür?

 

Şehrin manzarası için belediye başkanına ricada bulunan SAYIN VALİMİZ, tuvalet sorunlarını hiç mi duymuyor acaba? Küçük bir rica; bu büyük sorunu çözmek adına yerinde olmaz mı? Aynı zamanda Cumhurbaşkanımızın sıkça dile getirdiği şey; “ Sahaya inin Sayın Valiler; sahaya inin! “ sözüne de katkı verilmiş olmaz mı?