YAĞMUR YAĞINCA TEKİRDAĞ CADDELERİ HÜZNE BOĞULUYOR

Yağmursuzluğun, kuraklığın en yoğun, en korkutucu yıllarını yaşıyoruz. Kim bilir kaç göl küçüldü, yok olup gitti; suyun yanlış kullanımı, doğaya saygı göstermemenin, bilime uzak kalmanın gafilliği içerisinde.

 

Yağmurlar başlamasaydı,içme suyu başta olmak üzere sulama göletleri de çığlık atarak haykırıyordu.Yağmur  “ Bereket” tir,diye ağzımızdan düşürmediğimiz,su olmazsa canlı yaşamı son bulacağını bildiğimiz halde bir başka konuya yer vereceğim.

 

Tekirdağ’ın plansızlığı, şehri gerçek manada şehir plancılarına, kalbiyle, bilimle, özgürce hareket edecek mimar ve mühendislere teslim etmediğimiz zaman gelinen nokta; her yağmur yağışında Tekirdağ caddeleri ve sokakları hüzne boğuluyor.

 

Hâlbuki yağmurun, suyun cadde ile sokak ile inanılmaz güzel bağları vardır. Altyapısı tamamlanmış, suyolları açık ve yeterli olan şehirlerin sokak ve caddeleri yağmur yağınca, ayrı bir şenliğe, pırıltıya, romantizme bürünür.

 

Akıl alacak gibi değil; bu şehir; bu kadim kent, her yağmur yağışında hüzne boğuluyor. Yağmur, biraz hızlanınca sokak ve caddeler dereye, biraz daha hızlansa neredeyse ırmağa dönüşecek vaziyette. Kayıkla yüzecek gibi dersek abartılı olmaz…

 

Bir süre önce Ertuğrul Mahallesi Kesmekaya Sokak yapıldı. Tek yağmur gideri sokağın ortasından geçen oluklar. Hiç olmazsa kötünün iyisi diyebileceğimiz derecede. Yine yakın zaman önce Ortacami Mahallesi’nde yapılan sokaklar var; Ortacami Sokak asfalta kaplandı; pırıl pırıl bir yol oldu. Kaldırımları da öyle!

 

Ortacami Sokağın su olukları-giderleri nerede? Sıradan bir yağmur yağdığı an bile yolun ortasından, kenarından, yanında gitmeniz zorlaşıyor. Yağmur biraz daha artarsa; yanmışsınız; derhal paçaları sıvayın. Tekirdağ’ın birçok sokağı, caddesi böyle; yağmur olukları, yağmur ızgaraları yok. Ya da yetersiz!

 

Koskoca Muratlı Caddesi; ızgaralarına bakınca gülesiniz geliyor. Yağmur birikintileri yüzünden kaldırımlarda bile gitmek zorlaşıyor; çünkü gelen geçen araçlar suyu beş on metre öteye sıçratıyor.

 

Bu şehrin sokak ve cadde planlaması böyle mi olur? İzmir Bergama ilçesine gitmenizi isterim. Yağmur yağınca bir damla su bulabilecek misiniz o büyük caddede. Caddenin ızgaraları yüzlerce metre uzunluğunda!

 

Daha önce altyapısı olmayan Süleymanpaşa’nın ızgaraları büyütülemezdi. Ya şimdi? Plansızlığın ödülü verilmeli bu sokakları, caddeleri yapan mimar ve mühendislere; plansızlığın ödülü!

 

Sizlerin beceri gösterememe yüzünden bu şehirde yağmur, hiçbir zaman sokağa caddeye çıkma çağrısı, değerli bir romantizm algısı yaratamadı. Yazık değil mi bu şehrin insanlarına! Şehirlerini ne sıcak olunca sevebiliyorlar; ne yağmur olunca. Bütün makyajlar boşu boşuna; her şey görüntüde olunca; şehir insanımızın çok büyük çoğunluğu şehrin kalbine, çarşılarına çıkmıyor.

 

Olan kime oluyor? Yanlış yapan yöneticiye, siyasetçiye, mimara ve mühendiste mi? Kesinlikle hayır! Olan insanımıza ve esnafımıza oluyor. Yeterince dışarı, çarşıya, meydanlara çıkmayan insanımız yüzünden şehir; ıssız bir yaşam alanına, çorak bir çöle dönmüş vaziyette…

 

SAYIN yöneticiler, gaflet uykusuna yatmış şehir planlamacıları; yağmur berekettir bereket; bu şehir sokaklarına, caddelerini hüzne boğulmaktan kurtarın artık. Makyajlı cadde, sokak, kaldırım değil; insanımızı şehirlerin merkezine indiren çekebilen yatırımları yapın; kalıcı olan yatırımlar…