DOLAR 32,5322 % 0.27
EURO 34,9321 % 0.16
GRAM ALTIN 2.445,07 % 0,26
ÇEYREK A. 3.997,68 % 0,26
BITCOIN 63.669,26 0.747
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

Tekirdağ’ın tarihi burada yatıyor

Son Güncelleme :

19 Haziran 2019 - 15:42

[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Oku”]

Arkeoloji ve Etnografya Müze Müdürü N. Önder Öztürk, yerli ve yabancı olmak üzere yıl boyunca 10 bin 899 kişinin müzeyi ziyaret ettiğini söyledi.

Tekirdağ’ın birçok ilçesinden getirtilen ve binlerce yıl öncesine ait eserlerin müzede sergilendiğine vurgu yapan Arkeoloji ve Etnografya Müze Müdürü N. Önder Öztürk, müzenin bahçesinde ise Helenistik dönemden Osmanlı dönemine kadar birçok lahit, sütun, sütun başlıkları, friz, suak, heykel ve Osmanlı mezar taşlarının teşhir edildiğini kaydetti.

“2018 YILINDA 10 BİN 899 ZİYARETÇİ AĞIRLADIK”

Arkeoloji ve Etnografya Müze Müdürü N. Önder Öztürk, yerli ve yabancı ziyaretçileri müzede ağırladıklarına değinerek, “2018 yılında 10 bin 899 yerli ve yabancı turist tarafından müzemiz ziyaret edildi. Tekirdağ Müzesi 1967 yılında kurulmuş, 1977 yılına kadar küçük bir teşhir salonunda faaliyetlerini sürdürmüştür.1927 yılında vali konağı olarak inşa edilen binanın müze olarak kullanılmak üzere Kültür Bakanlığı’na devredilmesi üzerine yapılan restorasyonlardan sonra merkez Ertuğrul Mahallesi yeni binası 1992 yılında Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak ziyarete açıldı. Müze teşhiri, giriş bölümünde taş eserler salonu, ikinci katta arkeolojik eserler ve etnografya salonu ile geniş bahçe teşhirlerinden oluştu” dedi.

Tekirdağ il sınırı içerisinde bulunan çok sayıda eserin müzeye kazandırıldığına dikkat çeken Öztürk, “Perinthos (Marmaraereğlisi), Heraion Teichos (Karaevlialtı), Byzante (Barbaros), Apri (Kermeyan) başta olmak üzere ilimiz sınırları içindeki ören yerlerinden getirilen heykeller, steller, kabartmalar, mezar taşları ve yazıtlardan oluşan eserler ile kazısı Tekirdağ Müzesi’nce yapılmış Harekattepe Tümülüs’ünde bulunan Trakların Odrys sülalesine ait bir kralın iskeleti, mezar buluntuları, kraliyet ve rahiplik birlikte etlendirilmiş şekliyle sergilenmektedir. Bir Trak prensine ait olan Naip Tümülüsü’nün bire bir boyutlarında canlandırın mezar odası, Makedon ögelerinin ağır bastığı gümüş kaplar, takılar, kandil, kalkan ve şamdan’dan oluşan mezar envanteriyle birliktedir.” Değerlendirmesinde bulundu.

PERİNTHOS ANTİK KENTİ ESERLERİ DE SERGİLENİYOR

Öztürk, İslamiyet Öncesi ve Sonrası dönemlere kadar uzanan birçok buluntunun geniş çaplı olarak müzede sergilendiğine değinerek, “Buluntular arasındaki Mısır menşeli iki nesne yalnız tarihleme açısından değil, prensin yaşam serüveni hakkında bilgiler vermesi açısından önemlidir. Ziyafet masasındaki kaplar ve kalkan üzerindeki ikhneumon figürleri, prensin B. İskenderin ordusuyla birlikte İ.Ö 331’de Mısırda bulunduğunu göstermektedir. Naip Tümülüsüne ait tarihleme göz önüne alındığında onun İ.Ö 324’de ilk geniş çaplı terhisten yararlanıp, ülkesine dönmüş olmalıdır. Geniş salonun diğer bir köşesinde, ülkemizde arkeolojik kazıları yapılan tek Trak kenti olan Herion Teichos ören yerindeki kült ve sağlık merkezinden bulunan adak figürleri, heykelcikler ve ilaç fırını diğer kazı buluntularıyla birlikte sergilenmektedir. Ayrıca İ.S 1. Yüzyılda eyalet merkezi olarak öne çıkan ve bugünkü M. Ereğlisi İlçesine lokalize edilen Perinthos Antik Kenti eserleri ise taş eserler salonunda geniş bir teşhir mekânı oluşturmaktadır.” diye konuştu.

BİRÇOK İLÇENİN TARİHİ ORADA YATIYOR

Öztürk, “Tekirdağ Karansıllı Köyü’nde Yatak ve Kuştepe mevkilerinde bulunan taş aletler ile Malkara İlçesi Çavuşköy Ballı Mevkiinde bulunan çakmaktaşı ve kuartz kesiciler, alt paleolitik döneme ait olup, orta pleistosenin ilk yarısına, yani günümüzden 500 bin yıl öncesine aittir. Bu dönemlerden başlayarak, demir devrine kadar üretilmiş olan taş baltalar, kemik aletler, mızrak uçları, ok uçları, madeni ve pişmiş toprak heykelcikler, günlük kullanım kapları, Saray ilçesinde Ergene ve Galata Deresi’nin oluşturduğu vadilerde yer alan Güneşkaya ve Güngörmez mağaralarına ait bilgiler ve Tekirdağ sahil şeridinde yapılan kazılarda ilk toprağa yerleşme dönemi olan Neololitik Çağ’dan köy biçimli yerleşmelere geçişin olduğu İ.Ö. 5 bin yıllarına ait tarihlenen Kalkolitik Çağ yerleşmesi olan Toptepe Höyüğü kazısı ve ana tanrıça kült kabı, arkeolojik eserler salonunun ve ilimizin en erken dönemlerinin görsel sunumlarıdır” şeklinde konuştu.

“ESERLER TİPOLOJİK SIRALAMA İLE SIRALANMAKTIR”

Müzenin bahçesinde ise Helenistik dönemden Osmanlı dönemine kadar olan eserlerin tipolojik sıraya göre yer aldıklarını belirten Öztürk, “Osmanlı ve yakın dönemlerde kullanılan pişmiş toprak sırlı kaplar, metal kaplar, Çanakkale seramikleri, ateşli ve kesici silahlar, gümüş takılar, Tekirdağ yöresi kadın ve erkek günlük kıyafetleri, hamam takımları, el işlemeleri, örtüler, havlular, eski Tekirdağ fotoğrafları sergilenmektir. Tekirdağ Müzesi’nin üç cephesinde yer alan büyük bahçesinde Helenistik dönemden Osmanlı dönemine kadar olan eserler tipolojik sıra yerleşimiyle sıralanmaktadır. Lahitler, sütunlar, sütun başlıkları, frizler, suaklar, heykeller, Osmanlı mezar taşları müzenin bahçesine teşhir edilen eserlerdir” ifadelerinde bulundu.

Pazartesi günü kapalı olan Tekirdağ Müzesi hafta sonu da hizmet veren müze sabah 09.00-17.00 saatleri arasında açık.

Habertrak/Özlem İnan