DOLAR 32,3898 % -0.13
EURO 34,7716 % -0.2
GRAM ALTIN 2.429,35 % -0,24
ÇEYREK A. 3.971,98 % -0,24
BITCOIN 63.643,57 1.687
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

TEKİRDAĞ’IN ONURU: ELİF KESKİN YURTBULMUŞ

Son Güncelleme :

25 Eylül 2019 - 14:32

[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Oku”]

 

Elif Keskin Yurtbulmuş kimdir? Diye soracak olanlara; Milli Sporcumuz ve Hakkı Keskin’in kızı, Ataberk Keskin’in kardeşi derim… Hakkı Keskin, içinde olduğu sporu oğlu ve kızına anlatmış, onların sporda her türlü engelleri aşmalarını sağlamış önemli değerlerimizden birisidir…

 

Ataberk Keskin ve Elif Keskin Yurtbulmuş Tekirdağ’ın Atıcılık Sporu adına unutulmaz başarıların altına imza attılar. Belki de uzun süre kırılamayacak olan başarıların… Defalarca trap (Atıcılık) dalında: Türkiye Şampiyonu ve rekortmeni olan Elif Keskin Yurtbulmuş eski Milli Sporcu ve Balkan Şampiyonudur (1991–1998)

 

Elif Keskin Yurtbulmuş eşi Mustafa Yurtbulmuş ile bir başka büyük başarının, heyecanın ve maceranın sahibi oldular.21 Eylül 2014 Marmaris Marina’dan ayrıldılar. Hedefleri; 5 Kıta,5 Okyanus olacaktı! Ege ve Akdeniz derken, dünya sularında beş yıl yol aldılar… Balıkçıl isimli tekneleriyle süren büyük yolculuk yine bir Eylül zamanı: 21 Eylül 2019 Marmaris Marina’da son boldu.

 

Heyecanın boyutu büyük… Birikmiş anıların bir ömre yayılacak oluşu, imbikten her daim damlayacak oluşu; insan ruhunun en sıcak, en berbat zamanlarda dahi serin ve hoş kalması anlamını taşıyor.

 

Elif Keskin Yurtbulmuş ile eşi Mustafa Yurtbulmuş’u en derin saygım ve sevgimle selamlıyorum. Tekirdağ’ın ve ülkenin onuru olmalarını, yaşama ve yaşamlarına ulusal ve uluslararası düzeyde anlam, heyecan ve erdem katmaları; uyuyan ve uyuşmuş insanlık adına da çok önemlidir.

 

Tabiat, hareketi sever. Hareket, yenilenme bilincidir. Deneyim sahibi olma, öğrenme ve ince bir ezginin ruh âlemiyle birlikte dünyalı olma sıfatı taşır…

 

Balıkçıl’ın değerli sahipleri; Sizler, bizlerin ONURSUNUZ…

 

 

ARAŞTIRMA HASTANESİ GERÇEKLERİ

 

Biz insanoğluna ne yapılsa beğenmeyiz! Araştırma Hastanesi güya yeni yapıldı. Sorunlarımız çözülmeli, hastalıklarımız azalmalı, kuyruklar bitmeliydi; güya…

 

Araştırma Hastanemizin fedakâr çalışanları; doktoru, hemşiresi, hizmetlisi hepsini yaptıkları emekler adına minnetle selamlıyorum. Bu selamım, buradaki aksayan işleri yok saymama neden olamaz!

 

Araştırma Hastanemiz her anlamıyla örnek olacağı yerde; daha dış avluya geldiğiniz an bir şeylerin yolunda gitmediğini gördüm. Çevre düzenleme tamamen doğaya terkedilmiş. Var olan çimler dahi kupkuru olmuş. Sanırsınız buradan Çernobil Nükleer Santralı geçmiş… İçeri girdiğimde ki kokular ayrı bir sorun… Asansörlere dikkatinizi çekmek isterim! Kapılarına birikmiş kirden kapılar; İNLEYEREK açılıyorlar… İnsan bunlarla karşılaşınca buraya adımını atar atmaz, içine ayrı bir sancı acı kaplıyor… Dışı böyleyse acaba için nasıldır? Diye…

 

Buraya büyük yatırım yapıldı. Hükümetimizin ana felsefesiydi hastane gerçekleri. Hastalar çok daha iyi hizmet alacak, anında müdahale olacaktı! Yine sıralar bekleniyor, yine arcılar aranıyor;”bizim hastamıza öncelik verilsin” diye…

 

Halka yansıyan ümitsizlik yine geçmişteki gibi; “ Dayın, amcan varsa!” Bu düşünce, bu umutsuzluk ne zaman bitecek? Bu bir yoksulluk biçimi değil midir? En altta bulunan, en kenar mahalle insanımız dahi yaşama heyecanını, şansını en yukarıdaki gibi görmüş olsa; adalet ve vicdan denen şeylerden çok daha iyilikler doğmaz mı?

 

Hastane Yönetimi verilen hizmetleri, çevre düzenlemelerini ve temizlik işlerini tekrar tekrar gözden geçirmeli… Burası insanların şifa bulmak için gelmiş oldukları yer. Daha araçlarından iner inmez; kalplerine huzur, moral yayılmalı…