DOLAR 32,3867 % -0.17
EURO 34,7956 % 0.14
GRAM ALTIN 2.427,55 % -0,46
ÇEYREK A. 3.969,05 % -0,46
BITCOIN 62.160,06 -2.278
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

“BU HAK GASPIDIR”

Son Güncelleme :

16 Nisan 2020 - 15:41

Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Hüseyin Eren, öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları ile ilgili birçok eksiklikleri olduğunu ve önceliğin bu sorunların giderilmesi olduğuna dikkat çekerek, COVİD-19 bahane edilerek yeni hak gaspları yaratılmak istendiğini kaydetti.

Eğitimde, “izin ve tatil” konusuna varıncaya kadar, acil çözülmesi gereken birçok sorun olduğunu işaret eden Eren, “Eğitim alanında değişiklik yapmak istiyorsa eğitimin en önemli paydaşı olan eğitim ve bilim işgörenlerinin temsilcileri ile masaya oturmalıdır. COVİD-19 nedeniyle eğitime verilen aranın telafisi de geleceğe yönelik planlamayı da birlikte yapmak mümkündür.” Değerlendirmesinde bulundu.

“HAK GASPLARI YARATILMAK İSTENMESİ KABUL EDİLEMEZ”

Tüm dünyada öğretmenlerin aynı özlük haklarından faydalandığını kaydeden Eren, “Öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları ile ilgili birçok eksiklik ve eşitsizlik varken Covid-19 bahane edilerek yeni hak gaspları yaratılmak istendiğine işaret etti. Öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları ile ilgili birçok eksiklik, eşitsizlik varken COVİD-19 bahane edilerek yeni hak gaspları yaratılmak istenmesi kabul edilemez. Tüm dünyada öğretmenlerin özlük hakları bellidir. Bu noktada ülkemiz öğretmenlerinin eksikleri vardır fazlaları yoktur.” Diye konuştu.

“COVİD-19 FIRSATÇILIĞI YAPMAK DOĞRU DEĞİLDİR”

Öğretmenlerin “Uzun yıllardır devam eden uygulamaları ortadan kaldırma girişimi söz konusudur. Hükümetin acil yapması gereken yani Meclis’e getirmesi gereken birçok konu vardır ve uzun yıllardır çözüm beklemektedir. Örneğin; Öğretmenler arasında eşitsizlik yaratan sınıf öğretmenlerinin 18, meslek öğretmenlerinin 20, kültür öğretmenlerinin 15 olan maaş karşılığı zorunlu ders uygulamasının 15 saatte eşitlenmesi. Tek bir madde ile öğretmenliğin sözleşmeli olamayacağı, kadrolu atama yapılması ve sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi. Uzman öğretmenlik gibi ucube bir uygulama neticesinde yaratılan haksızlığın son bularak kıdem esaslı olarak tüm öğretmenlere aynı hakların tanınması, önceliklidir. Bu konuların, ivedilikle ve Millet İttifakı olumlu yaklaştığı taktirde meclisin oy birliği ile kabul edebileceği ortada iken COVİD-19 fırsatçılığı yapmak doğru değildir.” İfadelerini kaydetti.

İŞTE DÜZENLEME GETİRİLEN O MADDELER!

Söz konusu düzenlemenin hangi alanları kapsadığını açıklayan Eren, “1-İlk bakışta salgın hastalık, deprem, hava şartları gibi zorunlu eğitime ara verme durumunda yaz tatilinin kısaltılabilmesidir. Bunun için de 15 gün ara verme yeterli görülmüştür. Çok iyi bilinmektedir ki 15 günlük bir ara her zaman telafi edilebilir. Yani 180 günlük eğitim öğretim sürecine pekala yayılabilir. Burada 15 gün gibi bir kısıtlamaya gitmek kesinlikle en büyük hatadır. Telafi edilemeyecek husus bugün yaşadığımız Covid-19 salgınında olduğu gibi eğitime en az iki ay ara verilmesidir. Bu durumda da hiçbir eğitimci yapılacak telafiye ‘hayır’ demeyecektir. Eğitimde amaç öğrencilerdir ve onların yararı için her türlü fedakarlık başta eğitimciler tarafından yapılır. Mevcut düzenlemelere göre hukuki bir engel yoktur. Yani böyle bir telafi için kanun değişikliğine gerek yoktur. Okulların açılma, kapanma, ara tatil yapma, ara tatil uzunluğu, kısalığı konusunda bakanlık zaten yetkilidir. Bu yıl ilk kez uygulanan bir haftalık ara tatil uygulaması, Bakanlık kanun değişikliği yapmadan geçmiştir. Yani kanun değişikliği gerektirecek bir durum yoktur. 2-Öğretmenlerin 657 sayılı yasada yer alan ‘Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar’ ifadesi anlamsız kılınmaya çalışılmakta ve dinlenme (yani yarı yıl ) tatilinde de idareye öğretmenlere izin vermeme yetkisi verilmeye çalışılmaktadır. Öğrencilerin dinlendiği dönemlerde öğretmenlerin dinlenmesinden daha doğal bir durum olamaz. 3-Yöneticilerin izinleri ile ilgili düzenleme yapılmaktadır. Eğitim kurumu yöneticilerinin izin süreleri zaten bellidir. Bunun yanına bakanlık ya da  il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde görevlendirilen öğretmenleri de eklemek yani unvanları öğretmen olduğu halde izin vermemeyi amaçlamak  izaha muhtaçtır. Görev kabul edenlerin görevlerinin süresi başlangıçta belirlenir ve zorunlu görevlendirme yapılmazsa zaten sorun kalmayacaktır. Yani kanun değişikliğine ihtiyaç yoktur. 4-Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmeti veren Rehberlik Öğretmenlerine yaz döneminde öğrencilerin lise ve üniversite tercihlerinde görev verilmesi doğru bir yaklaşımdır. Fakat bu görevlerin gönüllülük esasına göre verilmesi gerekir. Öğretmenlerden iki aylık izin süresinin bir ayında fedakarlık isteniyorsa Bakanlık da fedakarlık yapmalı ve gönüllü olarak bu görevi yapacak öğretmenlerimize daha önce de önerdiğimiz gibi günlük 8 ek ders ödemesi yapılarak teşvik mekanizması işletilmelidir. Yani bunun için de kanun değişikliğine gerek yoktur.” Açıklamasında bulundu.

“EĞİTİM VE BİLİM İŞGÖRENLERİNİN TEMSİLCİLERİ İLE MASAYA OTURMALIDIR”

“Ayrıca yapılan değişikliklerde ‘öğretmenlerin yaz tatili salgın nedeniyle 1 aya indirilebilir’ denmiş ancak rehber öğretmenlerde bu ibare konulmamıştır.” Şeklinde konuşan Eren, “Bu durumda rehber öğretmenlerin yaz tatilleri daimi olarak 1 aya indirilmiştir. Tercih dönemlerinde zaten bütün arkadaşlarımız günlük 3 saat ders ücreti karşılığı görev yapmaktadır. Ancak bu durumun COVİD-19 bahane edilerek yasalaşması rehber öğretmenlere yönelik bir hak gaspıdır. Eğitim-İş olarak tekrar söyleyelim ki; hükümet eğitim alanında değişiklik yapmak istiyorsa eğitimin en önemli paydaşı olan eğitim ve bilim işgörenlerinin temsilcileri ile masaya oturmalıdır. COVİD-19 nedeniyle eğitime verilen aranın telafisi de geleceğe yönelik planlamayı da birlikte yapmak mümkündür.” Sözlerini dile getirdi.

Habertrak/Özlem İnan