DOLAR 32,2926 % 0.09
EURO 35,0207 % 0.09
GRAM ALTIN 2.454,37 % 0,33
ÇEYREK A. 4.012,90 % 0,33
BITCOIN 62.447,58 0.989
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

“Herkes ciddi tehdit altında”

Son Güncelleme :

19 Mart 2020 - 11:22

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, korona virüsü dolayısıyla sağlığın yanı sıra küresel ekonominin de tehlike altında olduğunu kaydederek “Salgın küresel sağlığı tehdit ettiği kadar küresel ekonomiyi de tehdit ediyor. Dolayısıyla başta çalışanlar ile yoksul ve kırılgan kesimler olmak üzere herkes ciddi bir tehdit altında.” Diye konuştu.

Öztrak, korona virüsü ile mücadelede; ilgililerin vatandaşları sürekli ve doğru şekilde bilgilendirmeye devam etmeleri gerektiğini belirterek “Bundan sonra hastalığın daha fazla yayılmaması için alınan ve alınacak tedbirler önemlidir. Salgınla mücadelede ortak akılla hareket etmeli, rehavete veya paniğe kapılmamalıyız.” Şeklinde konuştu.

Genel Merkez’de MYK gündemine ilişkin düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalara yer verdi:

DEVLETLERE VE ULUSLARARASI TOPLUMA GÖREVLER DÜŞÜYOR

Geçtiğimiz yıl sonunda Çin’de başlayan Korona Virüsü salgını 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi yani küresel bir salgın olarak tanımlandı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre hızla yayılan virüsten etkilenen insanların sayısı 15 Mart itibariyle 144 ülke ve bölgede toplam 153 bin kişiyi aştı. Hayatını kaybedenlerin sayısı ise 5 bin 700’ün üzerine çıktı. Yeni vaka ve ölümler Çin’de azalırken yanı başımızdaki Avrupa’da hızla artıyor. Dünya Sağlık Örgütü komşumuz Avrupa’yı salgının yeni merkezi ilan etti. Salgın ve etkileriyle mücadele için devletlere ve uluslararası topluma çok önemli görevler düşüyor. Devletlerin önceliği vatandaşlarının sağlığını korumaktır. Bu görevin iki bileşeni vardır. Birincisi hastalığın bulaşmasını önlemek. İkincisi hastalığa yakalananları tedavi etmektir. Tüm çabalara rağmen virüs artık ülkemizdedir. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan son açıklamalar virüse yakalanan yurttaşlarımızın sayısının 18’e yükseldiğini göstermektedir. Bundan sonra hastalığın daha fazla yayılmaması için alınan ve alınacak tedbirler önemlidir. Salgınla mücadelede ortak akılla hareket etmeli, rehavete veya paniğe kapılmamalıyız. Bu mücadelenin başarılı olmasının asgari koşulu ise şüphesiz güvendir. Bu çerçevede ilgililerin vatandaşlarımızı sürekli ve doğru şekilde bilgilendirmeye devam etmeleri gerekmektedir. Yine bu çerçevede güven temin etmek için devlet kurumları arasında mutlak tutarlılık ve uyum şarttır.

UMREDEN DÖNEN YURTTAŞLAR KONUSUNDA ZAFİYET VAR

Bakın, insanlarımıza yurt dışına çıkmayın derken binlerce yurttaşımızın umreden dönüş gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldık. Burada ciddi bir zafiyet olduğu açık. Umreden dönen yurttaşlarımız için zamanında herhangi bir planlamanın yapılmadığı anlaşılıyor. Hali hazırda umreden dönen pek çok yurttaşımız yurdun dört bir yanına yayılmış durumda. Ve umreden dönen en az bir yurttaşımızda Korona Virüsü tespit edildi. Son gelen kafileler içinse gerekli fiziki yalıtım ve karantina altyapısının hazırlanmadığı anlaşılıyor. Yurttaşlarımız öğrencilerin apar topar boşaltıldığı yurtlarda son derece sıkıntılı ve iptidai koşullarda tutuluyor. Bugüne kadar hastalığın sınırlarımızın içine girmesini önlemede gösterilen özenin neden umre konusunda gösterilmediği derhal incelenmelidir ve sorumlularda gereğini yapmalıdırlar.

MESELE, YAKIN MESAFEDE VE TOPLU HALDE BULUNMANIN ENGELLENMESİ

Dün gece eğlence mekanlarının faaliyetleri geçici süreyle durduruldu. Tabi burada esas mesele eğlence yerlerinin kapatılması, eğlencenin yasaklanması değil. Hastalığın yayılmasının önlenmesi için insanların birbirlerine yakın mesafede ve toplu halde bulunmasının engellenmesidir. Bilime ve bilim insanlarına kulak vererek toplantılar, ibadet yerleri gibi insanlarımızın birbirine yakın olduğu alanlarda gerekli ve yeterli tedbirlerin henüz neden alınmadığını merak ediyoruz. Tekrar söylemekte fayda var. Hiçbir şey insan hayatından daha değerli değildir. Bu çerçevede alışkanlıklarımızdan, gelenek ve göreneklerimizden bir süreliğine fedakarlık etmek durumundayız.

YURTTAŞLARA DA GÖREV DÜŞÜYOR

Özellikle böyle anlarda devlet kurumları arasında tam bir koordinasyon ve işbirliği önemlidir. Ancak sadece devlete değil yurttaşlarımıza da görevler düşmektedir. Bu çerçevede umreden dönen yurttaşlarımızın herhangi bir belirtiye rastlanmasa bile 14 gün boyunca evlerinde kalmaları ve ziyaretçi kabul etmemeleri gerektiğini bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Ailelerimize de büyük sorumluluklar düşüyor. Salgın nedeniyle okullarda eğitime ara verildi. Eğitime verilen arayı bir tatil olarak görmemek gerekir. Çocuklarımızı mümkün olduğunca kalabalık ortamlardan uzak tutmak zorundayız. Hastalığın yayılmasını engellemenin en etkin yolu bir süreliğine sosyal mesafeyi arttırmaktan geçiyor.

SAĞLIĞI TEHDİT ETTİĞİ KADAR EKONOMİYİ DE TEHDİT EDİYOR

Salgın küresel sağlığı tehdit ettiği kadar küresel ekonomiyi de tehdit ediyor. Salgın nedeniyle küresel büyüme, küresel ticaret, küresel yatırımlar durmak üzere. Dolayısıyla başta çalışanlar ile yoksul ve kırılgan kesimler olmak üzere herkes ciddi bir tehdit altında. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi tüm uluslararası kuruluşlar buna bağlı olarak alarma geçmiş durumdalar. Bizim de üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı 2020’de dünya büyümesini 0,5 puan yani yarım puan aşağı çekerek yüzde 2,4’e indirdi. Uluslararası Para Fonu salgının ekonomik yükünü hafifletmek ve ihtiyaç duyulan üye ülkelere destek olmak amacıyla 50 milyar dolarlık bir finansman paketi hazırladı. Dünya Bankası küresel salgına müdahale amacıyla 12 milyar dolarlık bir finansman paketi açıkladı. Başta ABD ve G7 ekonomilerinde olmak üzere pek çok ülkede ekonomik tedbir üstüne tedbir alınıyor. Dün ABD Merkez Bankası küresel krizden buyana ilk kez faizleri sıfıra indirdi. Ayrıca 700 milyar dolarlık ilave bir likidite paketini de açıkladı. Tüm bunlar küresel ekonomideki tehdidin son derece ciddi olduğunu ortaya koyuyor.

HİÇ BİR EKONOMİNİN BU TÜRBÜLANSA BAĞIŞIKLIĞI YOK

Korona Virüsü salgınına bağlı olarak gerileyen küresel talep ve büyüme Rusya, Suudi Arabistan ve Suudi Arabistan’ın geri planında da ABD arasında petrol fiyatları savaşını da tetiklemiş gözüküyor. Küresel üretim ve değer zincirleri dağılırken küresel borsalar, küresel faizler ve küresel güven dip yapmış vaziyette. Şu anda küresel ekonomi hem arz, hem de talep kanalından darbe üstüne darbe yiyor. Hastalık dünyada üretimi yavaşlatıyor, ara malı teminini güçleştiriyor. Diğer yandan hastalık korkusu tüketimi olumsuz etkiliyor. Düşen gelire ve artan işsizliğe bağlı olarak zaten borçlu firma ve ailelerin geri ödeme güçlükleri finans kesiminde de sıkışıklık yaratmaya başlıyor. Bu yatırım harcamalarını da tabi ki daha da zayıflatıyor. Hiçbir ekonominin küresel ekonomide yaşanan bu türbülanstan ve çalkantıdan bağışıklığı yok.

BİZİM GİBİ EKONOMİLER EN ÇOK ETKİLENECEK

Dolayısıyla devletlere bir başka önemli görev daha düşüyor o da Korona krizinin ekonomik ve sosyal etkilerini kontrol altına almak. Ve toplumun tüm kesimleriyle ekonomilerin üretim gücünü korumak. Korona salgınıyla küresel faizlerin ve enerji fiyatlarının düşmesi ilk bakışta bizim için, Türk ekonomisi için bir fırsat gibi görünebilir. Ancak bu etki son derece kısa vadeli ve aldatıcıdır. Bizim gibi bugüne kadar izlediği yanlış politikalar sonucunda üretimi büyük ölçüde ithalata bağımlı hale gelen firmaları ve aileleri çok borçlu olan ekonomilerin küresel üretimdeki gerilemeden ve talep daralmasından, yani Korona salgınından en hızlı ve en çok etkilenen ekonomiler olacağı açık.

ÇİN’DE BAŞLAYAN SALGIN TÜM DÜNYAYI ETKİLİYOR

Korona Virüsü’nün ilk ortaya çıktığı Çin aynı zamanda küresel ekonominin de en önemli üretim üstlerinden biri. Küresel gelirin yüzde 19’u Çin’de yaratılıyor, küresel sanayi üretiminin yüzde 20’si Çin’de yapılıyor ve Çin küresel şirketler için pek çok kritik parçayı üretiyor. Hassas ölçme aletlerinden makine ekipmanlarına kadar pek çok sektör Çin’de üretilen araç mallarına ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla Çin’de başlayan bu salgın sadece Çin ekonomisini etkilemiyor küresel üretim ve değer zincirlerine çok ciddi darbeler vuruyor.

SALGININ YENİ MERKEZİ AVRUPA, BİZİM İÇİN İYİ HABER DEĞİL

2019’da Çin’in bizim ithalatımız içindeki payı yüzde 9, ihracatımız içindeki payı da yüzde 1,5. Şimdi dünyanın diğer önemli üretim merkezlerinden biri olan Avrupa’da giderek zorlanmaya başlandı. Hatta yeni salgının merkezi Avrupa. Avrupa’nın bizim ithalatımız içindeki payı ise çok daha yüksek yüzde 34. İhracatımız içindeki payı da yüzde 49. Dolayısıyla her iki hem Avrupa’yla, hem Çin’le bizim çok yoğun ilişkilerimiz var. Önemli ihracat ortağımız olan bu ülkelerin ekonomilerindeki yavaşlama bizim ekonomimizi de olumsuz etkileyecektir. 2019 yılı itibariyle ülkemize gelen turistlerin yüzde 45’i Avrupa ülkelerinden geliyor. Dolayısıyla salgının derinleşmesi turizm gelirlerimizi de ciddi anlamda olumsuz etkileyecektir. Hem ithalat darboğazı, hem de salgın nedeniyle üretimde yaşanacak aksamalar iç ve dış talebin hızla daralması ekonomimiz için elbette iyi haberler değildir. Nitekim yine kalkınma için, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 2020’de Türkiye’yle ilgili büyüme tahminini 0,3 puan aşağıya çekerek 2,7’ye indirdi.

Habertrak/Özlem İnan