DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

“MEB bütçesinde yatırıma yer yok”

Son Güncelleme :

09 Kasım 2017 - 15:19

“MEB bütçesinde yatırıma yer yok”

Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Hüseyin Eren, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2018 yılı bütçesini değerlendirdi. Eren, Milli Eğitim Bakanlığı için ayrılan bütçenin eğitimin temel ihtiyaçlarını ve eksikliklerini karşılayacak nitelikte olmadığını dile getirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2018 yılı bütçesi 92 milyar 529 milyon TL olarak belirlendi. Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Hüseyin Eren konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Geride bırakılan yıllarda MEB’e ayrılan bütçeyle 2018 yılı bütçesini karşılaştıran Eren, bütçenin önemli ölçüde azaldığına vurgu yaparak “MEB bütçesinde yatırıma yer yok” dedi.

“EĞİTİME EN AZ PAYI AYIRAN ÜLKELER ARASINDAYIZ”

Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı için ayrılan miktarın eğitimin temel ihtiyaçlarını ve eksiklerini karşılamaktan uzak olduğunu aktaran Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Eren eğitime en az pay ayıran ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığını dile getirdi. Eren: “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2018 yılı bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. 2017 yılında 85 milyar 49 milyon TL olan MEB bütçesi, artan okul, derslik, öğretmen ihtiyacı ve altyapı sorunlarına rağmen 2018 yılı için 92 milyar 529 milyon TL olarak belirlendi.  Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bu miktar, eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan ve eksiklikleri gidermekten oldukça uzaktır. Milli Eğitim Bakanı eğitime ayrılan bütçenin çok fazla arttırıldığını söylese de, önceki yıla göre MEB bütçesinin Merkezi Yönetim Bütçesi içerisindeki payının yüzde 7,96, GSYH’ ye oranının ise yüzde 4,28 oranında azaldığı görülmektedir. OECD ülkelerinde milli gelirin ortalama yüzde 6’sı eğitime ayrılmaktadır. Bu haliyle Türkiye, 2018 yılında da milli eğitime ayırdığı bütçe açısından OECD ülkelerinin gerisinde kalmış, eğitime en az pay ayıran ülkeler arasında yer almaktan kendini kurtaramamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinin rakamsal büyüklüğünün nedeni personel giderleri, sosyal güvenlik kurumlarına yapılan ödemeler ve zorunlu cari ödemelerden kaynaklanmaktadır” diye konuştu.

“EĞİTİME AYRILAN PAY GERİLEDİ”

Hükümetin iktidara geldiği dönem olan 2002 yılından bu yana eğitim yatırımlarına ayrılan bütçenin gerilediğini belirten Eren, “AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2018 yılı itibariyle bu oranın yüzde 8,36’ya geriletilmesi öngörülmüştür.  Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden yatırımlara ayrılan pay AK Parti iktidarı döneminde sürekli azalma eğilimi göstermiştir. Eğitim yatırımlarına ayrılan pay AK Parti’nin gerçek eğitim politikasını ortaya koymaktadır. Son 15 yılda özel okullara sürekli destek verilirken, devlet okulları kendi sorunları ile baş başa bırakılmıştır. MEB bütçesinin yüzde 69’u personel giderleri, yüzde 11’i sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere, toplamda yüzde 80’i doğrudan doğruya personel harcamaları için kullanılmaktadır. Eğitim bütçesi yıllar içinde rakamsal olarak artıyor gibi görünse de personel giderlerinin bütçenin yüzde 80’ini kapsaması, eşit eğitim imkânına erişmeyi engelleyecek önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır” dedi.

“ÜNİVERSİTE SAYILARI ARTTI”

Türkiye’de toplam üniversite sayısına vurgu yapan Hüseyin Eren,2003 yılından bu yana üniversite sayılarında artış yaşandığını kaydetti. Eren: “ Gecekondu yapar gibi her ile bir üniversite açan AK Parti iktidarı üniversitelere de genel bütçeden yeterli payı ayırmamıştır. 2018 yılı bütçesinde Yükseköğretim ve üniversitelerin bütçesinin 27.761.363.000 TL olması öngörülmüştür. Ülkemizde 112’si devlet, 67’si vakıf, 5’i vakıf Meslek Yüksekokulu olmak üzere toplam 184 yükseköğretim kurumu bulunmaktadır. 2003 yılından bu yana devlet üniversitelerinin sayısı yüzde 111,3, birinci ve ikinci öğretim öğrenci sayıları ise yüzde 78,19 oranında artmıştır. 2002 yılında Merkezi Yönetim Bütçesi içerisinde yüzde 2,27 olan Yükseköğretim bütçesinin payı yüzde 3,63’e yükselmiştir. (2003 yılına göre artış oranı yüzde 59,9)

Elde edilen veriler AK Parti’nin üniversiteler konusundaki politikasının tamamen göstermelik olduğunu, nitelikten yoksun bir yükseköğretim yapısının oluşturulduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Devlet üniversitelerinin sayısında yüzde 111,3 oranında bir artış olmasına rağmen yükseköğretim bütçesinde 2003’ten bu yana sadece yüzde 59,9 oranında bir artış gerçekleşmiştir” şeklinde konuştu.

“ÖĞRENCİ SAYISI DA ARTTI”

Üniversite sayılarının artmasıyla birlikte öğrenci sayılarında da artış meydana geldiğini belirten Hüseyin Eren, Türkiye’de okul yetersizliği ve derslik açığının bulunduğunun altını çizdi. Eren: “Öğrenci sayısının artmasıyla birlikte okul, derslik ve öğretmen açığı büyümektedir. Bugün Türkiye’de halen öğretmeni olmayan okullar, okulu olmayan köyler bulunmaktadır. Türkiye’deki okulların yarısından fazlasında ikili eğitim yapılmakta, birleştirilmiş sınıflarda eğitim ve taşımalı eğitim uygulamasına devam edilmektedir. Okullardaki altyapı ve donanım eksiklikleri, nitelikli bir eğitim politikasının yürütülmesinin önünde büyük bir engeldir. Okul yetersizliği ve derslik açığının yanında, acil çözüm bekleyen en önemli sorun, öğretmen açıklarıdır. Ancak MEB, öğretmen açığını mevsimlik işçi istihdamına benzer bir anlayış üzerinden kadrosuz öğretmenlerle kapatma yoluna giderek, kalıcı çözümlerin uzağında kalmakta, eğitimde ve eğitim kadrolarındaki sürekliliği sekteye uğratmaktadır. Kısacası, MEB bütçe rakamları siyasal iktidarın eğitime bakışını göstermektedir. Bu bakış, eğitimi özelleştirme, eğitimin yükünü yoksul halkın sırtına yükleme bakışıdır. Öngörülen milli eğitim bütçesiyle parasız, nitelikli ve herkese eğitim anlayışının yaşama geçirilmesi mümkün değildir” dedi.

“SOSYAL DEVLETİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRİN”

Eren, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında “Hükümeti, sosyal devletin gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz” diyerek: “Atatürk, ‘Eğitimdir ki bir ulusu ya özgür, bağımsız, onurlu, yüksek bir topluluk biçiminde yaşatır ya da bir ulusu tutsaklık ve yoksulluğa götürür’ sözüyle özgür bir toplum ideali içinde eğitimin önemini vurgulamıştır. Bu idealin sorumluluğu içinde Eğitim-İş olarak; hükümeti, sosyal devletin gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Taleplerimiz; Genel bütçeden eğitime ayrılan pay yüzde 20’lere, GSMH’ dan da daha fazla pay aktarılarak yüzde 6’lara çıkarılmalıdır.  Okul, derslik ve öğretmen açıkları kapatılmalıdır.  Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasına son verilmeli, devlet okullarına yeterli ödenek ayrılmalıdır. Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmalıdır. İş güvencesinden yoksun sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmelidir. Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacı gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda yardımcı personel istihdam edilmelidir” şeklinde konuştu. Habertrak/Hülya Ural-Özel

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.