DOLAR 32,4688 % -0.05
EURO 35,1881 % 0.31
GRAM ALTIN 2.431,32 % -0,30
ÇEYREK A. 3.975,21 % -0,30
BITCOIN 62.294,19 -2.465
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 13°

Şaraphanenin akıbeti ne olacak?

Son Güncelleme :

31 Ocak 2019 - 12:51

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Tekirdağ İl Temsilcisi Dr. Cemal Polat, Yüzüncüyıl Mahallesi’nde, Şaraphane olarak bilinen alanda, bir firma tarafından yapılması planlanan AVM, rezidans ve konut alanı gibi projelerin Tekirdağ’ın alt yapısına, trafiğine ve kentin demografik yapısına ciddi zararlar vereceğini söyledi.

“KÖTÜ BİR ÖRNEK OLUR”

Eskiden Şaraphane olarak kullanılan bu alanın halkın yararına olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Polat, “Bölgenin demografik ve sosyal yapısına uygun olarak sosyal ve kültürel alanları ağırlıklı, yani denizin görüntüsünü kesmeyecek, toplumun da yararlanacağı alanlar yapılması lazım. Aksi halde panoramik yapının da bozularak kötü bir görüntü yaratacağı görüşündeyim. Bu bizim için kötü bir örnek olur.” Diye konuştu.

Eskiden şaraphane olarak kullanılan alan üzerinde bir firma tarafından planlama yapıldığını ve ifade eden Polat, “Şaraphanenin olduğu yer ile ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi Meclisi kurulan İmar Komisyonu’nda; buranın bir firma tarafından oraya AVM, Hastane, rezidans, okul yeri ve konut alanı olarak planlanması yapılmış ve bu planlama komisyondan geçmiş. Sadece o şarap fabrikasının olduğu bölüm dışında kalan bölümün hepsi bu plan dâhili içerisinde planlanmış. Komisyonlar Büyükşehir meclisine gidiyor. Açık konuşmak gerekirse Büyükşehir Belediye Başkanımız duyarlı. Biz gidip durumu Büyükşehir Belediye Başkanı’na izah edince, bu planlama meclis gündeminden çıkarıldı. Şu an bu planlama geri çekildi. Bekliyorlar ve tekrar incelenmek üzere geri gönderildi.” açıklamasında bulundu.

“DAVA SÜRECİMİZ DEVAM EDİYOR”

Sanayi alanı olarak görünen alanın ticari alana çevrildiğini aktaran Polat, “Şimdi burası normal yasal planlar içerisinde sanayi alanı olarak işlenmiştir. İmar planları içerisinde eskiden orası fabrika alanı olduğu için sanayi olarak geçiyordu. Ama sanayiler ancak OSB alanları içerisinde olması gerektiğinden şehir içinde OSB olması mümkün değil. O ortadan kalktı. Yani bu alanın sanayi alanı olma özelliği ortadan kalktı. Buranın özellikle bu bölgeler ticari alan yok. Sonradan ticari alana çevrildi. Burada dava açıktık. Köy Hizmetlerinin aldığı belediyeye düşen kısmı onlar ticari alana çevirdiler. Biz davamızı açtık. Dava süreci hala devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“TEKİRDAĞ’IMIZIN TANINMASINI VE GELİŞMESİNİ İSTİYORUZ”

Bölgede açılacak herhangi bir AVM veya hastane projesinin şehir ile uyuşmayacağını vurgulayan Polat, “O bölgenin sosyal donatı halkın yararlanabileceği, geniş park alanları, millet bahçesi olarak umuma açık alan talep ediyoruz. Ama şimdi yasal olarak da bu adamların hakları var. Ama katsayısı birdir. Bir ne demektir? Orası 105 dönümlük yer. Yüzde 25 dönümünü Belediyeye verseler, yüzde 40’ına belediye el koyar. Yüzde 40’ına kadar vermek zorunda. Onlar orada ne AVM ne de hastane yapabilirler. Bunun için buranın katsayısı 1 olduğu için bunların yapacağı iş para etmez. Kazanamaz.  Bizim şehrin demografik yapısına uygun olması lazım. Yapılacak olan planların, inşaatların bütünlük sağlaması lazım. Kentte trafik sıkışıklığı olmaması lazım. O plan içerinde hem kamu hem halk hem de plan sahibi yararlansın. Ama sen halkın denizle ilişkisini kesersen, arka tarafta birçok yerleşim var. Bunların deniz ile kesilmesi demektir. Buranın kesilmesi demek şehrin ana görüntüsü panoramik yapısı bozulmuş demektir. Çünkü dışarıda bir turizm kenti bir kültür kenti olarak biz Tekirdağ’ımızın tanınmasını ve gelişmesini istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“SOSYAL YAŞAMI DESTEKLEYECEK ALANLAR YAPILMALI”

Şehirdeki STK’ların bir araya gelerek o alan üzerinde ortak bir planlama yapılabileceğine dikkat çeken Polat, “Bu bölgelerde insanların rahatlıkla oturabileceği, eğlenebileceği veya sosyal tesislerden yararlanabileceği, açık tiyatro salonu olabilir. Öğrenci halkının yararlanabileceği kütüphane merkezleri olabilir. Görüntüyü bozmayacak şekilde bu yapılar yapılabilir. Belediyenin burayı artık alması mümkün değil. Ama bu yer sahibinin de hakkı var. O hakkını özellikle burada yaşayan insanların, kanaat önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin bir araya gelip, ona uygun ortak bir planlama ile yapılmasında yarar var. Aksi takdirde biz bunu alt yapıda kaldıramayız, trafik yoğunluğunu kaldıramayız. Artık panoramik yapının da bozularak kötü bir görüntü yaratacağı görüşündeyim. Bu bizim için kötü bir örnek olur. Alt yapı sıkıntısı olmasın ve esnafları öldürmesin diye. Bunları şehirlerin ana çıkışlarına yapılmasında yarar var. Bu tip yapılar oluştururken de şehiri göz önüne almak zorundayız. Gelecek nesillerinde yaşam alanlarını korumak zorundayız.”

Habertrak/Özlem İnan