DOLAR 32,2042 % 0.07
EURO 35,0412 % 0.13
GRAM ALTIN 2.504,08 % -0,25
ÇEYREK A. 4.094,16 % -0,25
BITCOIN 70.990,00 6.088
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 20°

“Sınav tarihleri yeniden planlanmalı”

Son Güncelleme :

06 Mayıs 2020 - 15:51

Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Kamil Sarı, COVID-19 salgını nedeniyle 25-26 Temmuz 2020 tarihine ertelenen YKS’nin 27-28 Haziran’a, salgın tamamen ortadan kalktıktan sonra yapılması gereken LGS’nin ise 20 Haziran tarihinde yapılmasına karar verilmesini eleştirildi.

Eğitim Sen olarak, MEB ve YÖK’e; alınan kararları gözden geçirme çağrısında bulunduklarını belirten Sarı, “Yaşadığımız dönemin gerçekliğine uygun şekilde yeniden bir planlama yapması gerektiğini düşünmekteyiz. Öğrencilerimizin geleceğini belirleyecek bu sınavların, salgın tehdidinin tamamen ortadan kalktığı bilim insanları tarafından açıklanana dek yapılmaması gerekmektedir.” Diye konuştu.

“BU KARARI ANLAMAMIZ KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

“25-26 Temmuz 2020 tarihine ertelenen YKS’nin 27-28 Haziran’a alınmasını; ayrıca salgın tamamen ortadan kalktıktan sonra yapılması gereken LGS’nin 20 Haziran tarihinde yapılmasına karar verilmesini anlamamız ve kabul etmemiz mümkün değildir.” Değerlendirmesinde bulunan Sarı, “Sınav tarihlerinin, öğrencilerin üstün yararı ve aynı zamanda da öğrenciler, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığı gözetilerek planlanması gerekirdi. Ancak, siyasi iktidarın öncelikleri ile eğitimcilerin, öğrencilerin ve velilerin önceliklerinin aynı olmadığı görülmektedir. Sınavların Haziran ayı içerisinde yapılması kararının alınması, siyasi iktidarın ekonomik öncelikleri, insan sağlığına tercih ettiğini bir kez daha göstermiştir. Bu kararın, yaşanan ekonomik krizin etkilerinin emekçiler açısından hafifletilmesine katkısının olmayacağının bilinmesi gerekir.” Dedi.

“ACİL ÖNLEMLER ALINMASI GEREKMEKTEDİR”

Sarı, uygulanan ekonomik politikaların emekçilerin ve halkın yararına olacak şekilde yeniden kurgulanması gerektiğinin altını çizerek, “Dünya genelinde ve ülkemizde bir ekonomik kriz yaşanmaktadır ve buna karşı acil önlemler alınması gerekmektedir. Ancak, söz konusu krizden sermaye çevrelerinin çıkarlarını koruyan; krizin tüm yükünü emekçiler başta olmak üzere geniş toplumsal kesimlerin üzerine yıkan politikalar ve uygulamalarla çıkılması mümkün değildir. Buradan çıkış için atılacak ilk adım, devletin sosyal sorumlulukları ve görevlerini yerine getirmesi olmalıdır. En önemli olan konu ise, uygulanan ekonomik politikaların emekçilerin ve halkın yararına olacak şekilde yeniden kurgulanmasıdır. Vergide adaletin sağlanması ve desteklenmesi gereken kesimlerin kamu kaynakları ile desteklenmesi yine yapılması gerekenler arasındadır.” Açıklamasında bulundu.

“ALINAN KARAR ÖĞRENCİLERİMİZİN EĞİTİM HAKKI VE GELECEĞİNDEN YANA DEĞİLDİR”

Krizle ilgili gerçekçi adımlar atmak yerine, turizm gelirlerinin artması için sınavların öne alındığına işaret eden Sarı, siyasi iktidarın tercihlerini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti ve “Yapılan tercih ve alınan karar öğrencilerimizin eğitim hakkı ve geleceğinden yana değildir. Yapılan tercih öğrencilerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığından yana değildir. Yapılan tercih uzaktan eğitime erişimi olmayan yoksul öğrencilerden yana değildir. Yapılan tercih sınav kaygısı yaşayan öğrencilerimizden yana değildir. Yapılan tercih eğitim aracılığıyla yaşamını belirlemeye çalışan öğrencilerimizden yana değildir. Yapılan tercih çocukların iyi bir geleceği olması için çırpınan velilerimizden yana değildir.” Şeklinde konuştu.

“DEĞİŞİKLİKLERİN SONUÇLARI ETKİLEMEYECEĞİ DE BİLİNMELİDİR”

Öğrencilerin ve eğitimcilerin taleplerini, sağlıklarını, kaygılarını dikkate almadan karar alınmasının kabul edilebilir bir tarafı olmadığına dikkat çeken Sarı, “YKS’nin yeniden Haziran ayına alınmasına dönük tepkilerden sonra YÖK tarafından yapılan açıklama ile TYT süresi uzatılmış, yerleştirmeye esas baraj puanı 180’den 170’e düşürülmüş ve 12. sınıfın ikinci dönem konuları sınav kapsamından çıkarılmıştır. Son anda yapılan bu değişikliklerin kamuoyunda oluşan tepkinin azaltılması amacıyla yapıldığı görülmektedir. Bu değişikliklerin sonuçları etkilemeyeceği de bilinmelidir. Yine LGS’de ilk defa her öğrencinin kendi okulunda sınava gireceği sanki büyük bir yenilik gibi kamuoyuna sunulmaya çalışıldı. Ancak, MEB yetkililerine bunun daha önce de uygulandığının hatırlatılması gerekmektedir. Öğrencilerin ve eğitimcilerin taleplerini, sağlıklarını, kaygılarını dikkate almadan karar alınmasının kabul edilebilir bir tarafı yoktur.” Diye konuştu.

“BU SINAVLAR YOKSUL ÖĞRENCİLER AÇISINDAN OLUMSUZ SONUÇLAR ÜRETECEKTİR”

“Meselenin sadece bir takvim meselesi olmadığının görülmesi gerekmektedir. Yapılması gereken, sınavların içerik, biçim, uygulama şekli dahil olmak üzere yeniden değerlendirilmesidir.” İfadelerini kaydeden Sarı, “Uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrencilerin yaşayacağı mağduriyeti giderecek şekilde sistem yeniden kurgulanmak durumundadır. Var olan durumda yapılacak sınavlara tüm öğrenciler eşit koşullarda hazırlanmadığı için, bu sınavlar yoksul öğrenciler açısından olumsuz sonuçlar üretecektir. Standartlaşmış ve merkezileşmiş sınavların yarattığı eşitsizlikleri yok sayarak kararlar alınmamalıdır.” Dedi.

“GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Öğrencilerin eğitim hakkı için verilen mücadelenin ortak geleceğimiz için verilen bir mücadele olduğuna vurgu yapan Sarı, sözlerini şöyle noktaladı: “Eğitim Sen olarak, uzun vadede standartlaşmış merkezi sınavların kaldırılmasını, kısa vadede de MEB ve YÖK’ün alınan kararları gözden geçirmesini ve yaşadığımız dönemin gerçekliğine uygun şekilde yeniden bir planlama yapması gerektiğini düşünmekteyiz. Öğrencilerimizin geleceğini belirleyecek bu sınavların, salgın tehdidinin tamamen ortadan kalktığı bilim insanları tarafından açıklanana dek yapılmaması gerekmektedir. Öğrencilerimizin eğitim hakkı için verilecek mücadele aynı zamanda ortak geleceğimiz içindir. Geleceğimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz.”

Habertrak/Özlem İnan