DOLAR 32,5390 % 0.27
EURO 34,9531 % 0.4
GRAM ALTIN 2.443,38 % 0,19
ÇEYREK A. 3.994,93 % 0,19
BITCOIN 63.130,92 -0.267
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

“Tekirdağ çarpık bir liman kenti olacak”

Son Güncelleme :

20 Aralık 2019 - 14:45

[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Oku”]

Ceyport Tekirdağ Limanı’nın 15 bin metrekarelik terminal sahası, özelleştirme süreciyle birlikte, yeni imar planlarına göre ve yeni dolgu alanlarıyla 260 bin metrekareye çıkarılacak. Yeni plan kapsamında ise 110 bin metrekarelik de dolgu alanı yapılacak. Söz konusu plan dahilinde 100.Yıl Mahallesi’nde yaşayan insanların adeta denize ulaşımının kalmayacağını vurgulayan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Tekirdağ İl Temsilcisi Dr. Cemal Polat, Tekirdağ’ın çarpık bir liman kenti haline geleceğine dikkat çekti.

Yeni proje ve depolama alanlarının genişletilerek hayata geçirilmesi durumunda Tekirdağ’ın sahilinin yok edileceğine dikkat çeken Polat, “Bu yaşam alanlarımızın resmen gasp edilmesi ve yaşam alanlarımızın yok edilmesi anlamına gelir. Türkiye’de, Tekirdağ denince akla doğayla iç içe, deniziyle bütünleşmiş, tarımsal üretimiyle, doğal güzellikleriyle, su sporlarıyla bir kültür merkezi akla gelmesi gerekirken, şu anda tamamen çarpık bir liman kenti haline gelecek.” Değerlendirmesinde bulundu.

Polat, Barbaros Mahallesi’nde bulunan Ceyport Tekirdağ Uluslararası Liman İşletmeciliği tarafından yapılması planlanan Likit Tank Çiftliği, Denizden Alan Kazanımı, Rıhtım ve İskele projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne çevre ve halk sağlığına ciddi zararlar vereceği gerekçesiyle itiraz dilekçesi verdi.

“BÜYÜK SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ”

Denizde yapılacak dolgu ile Süleymanpaşa sahil alanının tamamen kapanacağını, kentin silüeti ve panoramasının olumsuz etkileneceğini işaret eden Polat, “Proje incelendiğinde ekolojik tahribatların da karşı karşıya kaldığımızı göreceğiz. Çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Bunlardan bir tanesi de tesisin yapım aşamasında ve işletme aşamasında ekolojik etkileri olacağı, proje incelendiğinde gayet açık ve net karşımıza çıkıyor. Kent yaşam alanı içinde bulunan bu projenin iptal edilerek, kent halkının kullanabileceği sağlıklı yaşam alanına dönüştürülmelidir.” İfadelerini kaydetti.

“GEZİLEBİLECEK VE YAŞANABİLECEK ALANLARI YOK EDİYORUZ”

Kimyasal depo alanlarının da bölgede yaşayan insanlara ve canlılara büyük zarar vereceğini kaydeden Polat, “Bu bölgedeki insanlarımızın denize ulaşımı olan ve Tekirdağ’ın özellikle en önemli görseli olan sahillerin yok olması demek, Tekirdağ’ın artık ne turistik ne doğal güzelliklerinin kalmaması demek. Çünkü Tekirdağ’da gezilebilecek ve yaşanabilecek alanları yok ediyoruz. Özellikle yat limanı ve marinayla ilgili bir proje olduğu zaman insanların denize ulaşabileceği, hava alacağı, nefes alacağı bir alan kalmayacak. Yine kent yerleşim alanlarının içinde yer alması ve projenin kimyasal depo alanı olması nedeniyle canlı yaşamı da etkileyeceği de bir gerçektir.” Şeklinde konuştu.

“TAMAMEN ÇARPIK BİR LİMAN KENTİ HALİNE GELECEK”

Yaşam alanlarının tahrip edilmesine karşı çıkacaklarını belirten Polat, “Biz bundan yanayız. Bu konuda STK’ları da duyarlı hale getirip, yapacağımız toplantılarla da geniş katılım yaparak, kentte yaşayan yurttaşlarımızın bu konuda vereceği tepkiler de büyük önem taşımaktadır. Bunun için gerekli yol haritalarını da toplantımızda belirteceğiz. Bu yaşam alanlarımızın resmen gasp edilmesi ve yaşam alanlarımızın yok edilmesi anlamına gelir. Türkiye’de, Tekirdağ denince akla doğayla iç içe, deniziyle bütünleşmiş, tarımsal üretimiyle, doğal güzellikleriyle, su sporlarıyla bir kültür merkezi akla gelmesi gerekirken, şu anda tamamen çarpık bir liman kenti haline gelecek.” Dedi.

“GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN KAYIPLARLA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ”

Polat, Tekirdağ’ın söz konusu projeye birlik olarak karşı çıkması gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti: “Burada da insanların yaşaması, limanın yaratacağı yük sadece burayla bitmiyor. O bölgede çalışan araç trafiği düşünüldüğü zaman, ana arterlerin yolların tamamen tıkanması ve burada trafiğin ulaşımın felç olması haline de geliyor. Bunu hiç düşünmüyorlar. Çünkü kamyonlarla yük gelip taşınacak. Demiryolu ile taşıma konusunda da bir bağlantı yapılacağı söyleniyor. Asyaport da o şekilde başladı ama şu anda hepsi tırlarla yük taşıyor. Bunların hepsini yapıp işletmeye geçildiği zaman görmüş olacağız ama o zaman da geri dönüşü olmayan kayıplarla karşı karşıya kalmış olacağız. Bu nedenle tüm Tekirdağ’ın bütünleşerek karşı çıkması gerekmektedir.”

Polat projenin gerçekleştirilmesi halinde Tekirdağlılar’ı bekleyen tehlikeleri de şu şekilde sıraladı: “1. 90 bin m²’lik dolgu alanı yapım aşamasında bölgeden temini düşünülen dolgu malzemesi temini ile dolgu alanı dışında da olumsuz etkilerin olacağı görülmektedir. Dolgu alınacak ama nereden alınacak? Bir proje yapılırken her şeyi açıklamak gerekir. 2. Kent yerleşim alanlarının yakınında planlanan bu proje aynı zamanda “kimyasal depolama” amaçlı olması nedeni ile canlı yaşamını etkileyeceği kabul edilmelidir. 3. İşletme aşamasında Kimyasal madde tanklarının temizliği işlemlerinden kaynaklanacak atık suların ‘Kimyasal Arıtma Sisteminde’ arıtılacağı ÇED raporunda belirtilmektedir. Kirlilik yükü değişken ve yüksek olan bu tesis atık suların arıtımı yüksek teknoloji gerektirirken, Raporda bu konuda yeterli açıklama yapılmamış olup hangi teknolojilerin kullanılacağı detaylı bir şekilde verilmemiş olup, çözüm/çözümsüzlük işletmeye alma aşamasında belirleneceği anlaşılmaktadır. 4. Projenin gerçekleşmesi ile proje alanı ve çevresinde deniz ekosistemi etkilenecek, deniz canlıları yok olacaktır. 5. Kimyasal maddelerin koku etkisi yakın bölgede insan yaşamını olumsuz etkileyecek, kimyasal madde gazlarının hava ile taşınması ile kent sağlığı her zaman tehdit altında olacaktır. 7. 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergen Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planına ve 1/25.000’lik Tekirdağ Çevre Düzen Planına aykırılık oluşturması. 8. Trakya Jeolojik olarak 1. Derece “Deprem Risk Alanı” içinde olması nedeni ile söz konusu proje bölge için büyük risk oluşturmaktadır. Yaratacağı olumsuzluklar ile bölge ve deniz büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağı muhtemeldir.”

Habertrak/Özlem İnan