13°
Ne hazindir ki doğaya ve insana en fazla yarar sağlayan bisiklet sporu, bisiklet yolları başköşeye bir türlü oturtulamıyor. Süleymanpaşa’nın bir önceki Belediye Başkanı Eşkinat zamanında sahilde kötünün en iyisi yapılan bisiklet yolu ve üç dört yere açılan bisiklet istasyonları şehir insanımız için ciddi bir yenilik olmakla birlikte bisiklet sporu içinde muhteşem bir başlangıç diye sevindik…
Ya sonra? Sonrası mı, Süleymanpaşa’nın değişen ve yenilenen belediye yöneticileri tarafından bir türlü benimsenmeyen, belediyeye ait bisikletler kimi pandemi bahane edilerek, kimi bakım yapılacak denilerek sürekli kaldırıldılar. Onlar kaldırıldı biz gazeteciler, yazarlar hep yazdık ve uyardık.
Tem geri döndüler dediğimiz vakit sahildeki bisikletler yine yerinde yok. Yani yerinde kuzey rüzgârı esiyor. Zaten bisikletler ömrünü tamamlamış zar zor gitse de sahile inen bu bisikletlerde vakit geçiren, bisiklet sürmek isteyen insanlarımız buna da razıydı…
Yüzümüzü ve zihnimizi dönüp biraz ötemizdeki dünyanın diğer kentlerine bir bakalım. Neredeyse tüm yıl ( on iki ay ) bisiklet faaliyetleri yanında uluslar arası yarışmalar yapılıyor. Halk da bu yarışları izlemek için vakit ayırıyor, heyecanlanıyor ve huzur buluyor.
Geçtiğimiz ay 23 gün süren Fransa Bisiklet Yarışları tüm dünya tarafından izlendi. Bu ay sonunda başlayacak olan İspanya Bisiklet Yarışları da milyarlarca insan tarafından izlenecek. Şu an UCI Bisiklet Dünya Şampiyonası-Yol Yarışları İskoçya’nın Glasgow kendinde yapılıyor. Halk, yarışlara büyük ilgi göstermesi bir yana tüm dünyanın gözü de bu yarışlarda.
Bu yarışlar yapılıyor da ne oluyor? Bisiklet sporu özendirildiği gibi, doğaya hiçbir şekilde zarar vermeyen en güzel gezinti, ulaşım aracı da baş tacı edilmekle kalmıyor, gençler için muhteşem bir seçenek, ilgi alanı yaratılıyor. Yani boşluk dolduruluyor. Gençlere, genç zihinlere idealler, seçenekler sunmazsak, başıboşluk neler getiriyor biliyoruz.
Niçin yaşadığımız ülkede sürekli hapishane yapılıyor? Sporun gücünü, değerini yeterince anlamadığımız için olmasın?
Şehrimizde de birkaç yere bisiklet yolu yapıldı. Öylesine… Oralara gitmek için başka bisiklet yolları yok. Sadece Süleymanpaşa’dan Kumbağa’a bisiklet sürerek gitmek istesek, onlarca tehlike atlatmak mümkün… Yeni yollar, yeni yatırımlar yapıyoruz. Bunların kenarında, çelik bariyerlerle korunan bisiklet yollarının olması, Türkiye bisiklet sporuna neler katmazdı?
Gelelim şehrimizin bisiklet sporuna! Bir türlü gereken ilgiyi görmüyor. Neden? Yöneticilerin bu spora ayıracak paraları mı yok? Yoksa işleri başlarından aşmış, başlarını bile kaşıyacak vakit bulamazlarken bir de sesi, soluğu, gürültüsü, doğayı kirleten yanı olmayan bisiklet sporuyla mı ilgilenecekler?
Süleymanpaşa belediyesinin değerli yöneticileri biraz ilgi uyandıran, bir parça çoğalan bisiklet ilgisini nihayet frenlemeyi başardınız. Sahildeki 20–30 bisikleti koruyamaz, kollayamaz, yenileyemezsen, on yıldır aynı bisiklet yolunu on kat arttırıp, şehrimizi, bölgemizi bisiklet cennetine, sportif etkinliklerine dönüştürme çabalarınız bir türlü olmadı; olamadı…
Tekirdağ’ın coğrafi bisiklet sporunu geliştirmek için çok uygun. Dağları, ormanları var. İlk önce bölgesel bisiklet yarışları, sonra ulusal ve uluslar arası ama istikrarlı, disiplinli oluşacak büyük ve değerli organizasyonlar milyonlarca insanın dikkatini Tekirdağ’a çevirmesine neden olur.
Tekirdağ’ı bir yerlere taşıyacaksak doğası, insanı ve sportif faaliyetleriyle taşımak çok daha güzel, anlamlı olmaz mı?
