DOLAR 32,7878 % 1.53
EURO 35,1602 % 0.53
GRAM ALTIN 2.457,99 % 2,80
ÇEYREK A. 4.018,81 % 2,80
BITCOIN 66.768,01 0.809
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 26°

BU GENÇLER NE YAPIYOR?

Son Güncelleme :

23 Mayıs 2024 - 13:46

BU GENÇLER NE YAPIYOR?

Bugün size bir etkinliğimden ve onun son derece sevindirici ve umut verici sonucundan söz etmek istiyorum.

Yukarıdaki fotoğraf Değirmenaltı’da çekildi. Rengârenk kafelerin sağlı-sollu sıralandığı anacadde üzerinde.

Ne yapıyorlar orada?

            Verdiğim cümlelerdeki mantıksızlığı bulmaya çalışıyorlar.

Geçen yaz başlamıştım böyle bir aktiviteye. Haftada iki kez olmak üzere Haziran ortasından Ekim sonuna kadar oradaydım. Hem lise, hem de üniversite öğrencisi olarak yaklaşık 700 genç katıldı cümlelerdeki mantıksızlığı bulma çabasına.(Hepsinin fotoğrafını salimkocak1919 adresli Instagram hesabımda paylaştım. Merak edenler orada görebilirler)

Nasıl cümleler miydi mantıksızlık barındıran cümleler?

Birkaç örnek:

            “Bilim ve teknoloji konularında hatada ısrar edilmez.”

“O tarihî eserler iddianın doğru olabileceğini kanıtlıyor.”

            “Ankara’ya gidemedim. Çünkü neden? Otobüsü kaçırdım.”

“Yaşar Kemal’in başyapıtlarından biri de Yılanı Öldürseler adlı romanıdır.”

            “ABD ile Japonya’yı geride bırakarak dünyada en çok patent üreten birici ülke Çin oldu.”

“Sanki sonsuza kadar hayatta kalacaklarmış gibi düşünüyorlar.”

Üç cumledeki, üç mantıksızlığı, üç dakikada bulan genceAğaç Yaşken Doğrulur kitabımın imzalı dijital versiyonunu gönderiyorum e-posta adresine.

Bu etkinliği yıllarca çocuklar için de yapmıştım. Biraz da gençlere yöneleyim diyerek çıktım yola. (Tabii onlara verdiğim cümleleri zorlaştırarak.)

Havalar biraz düzelince yine Kemeraltı’ya indim.Her defasında olduğu gibi önceki gün de bol bol sohbet etme fırsatım oldu gençlerle.

Şimdi gelelim hem çok üzücü, hem de çok sevindirici izlenimlerime:

Üzücü yanı genel kültürleriyle ilgili. Son derece zayıf. Sadece iki örnek vereyim ki ne denli zayıf olduğu iyi anlaşılsın:

            1.Ziraat Fakültei son sınıf öğrencisi. Ama değil endemik bitkinin ne demek olduğunu bilmesi; ilk kez duyduğunu söyleyen öğrenciye rastladım.

            2.Kitabın yazarıyla adını birbirine karıştıran öğrenci gördüm.

Ama onları fazla eleştiremiyorum.Zira sorumlusu kendilerinden çok; öyle yetişmelerinde rol oynayanlar.

Sevindirici tarafına gelince…

Sıra cümledeki mantıksızlığı bulmaya, yani düşünmeye gelince inanılmaz derecede kaptırdıklarını gördüm kendilerini bu işe. Bulamadıklarında çıldırıyorlar desem abartmış olmam.

Öyle ki:

“Söylemezseniz ben bu gece uyuyamam,” diyen mi ararsınız…

“Yalvarırım size, ne olur söyleyin,” diyen mi ararsınız…

“Söylemezseniz ben ders çalışamam,” diyen mi ararsınız…

Peki, neden düşünmeyi hem de bu kadar çok seviyor gençlerimiz?

Yanıtı pek zor olmasa gerek:

Eğer çocukluklarında; “Sen çocuksun daha. Aklın ermez bu işlere.” Ya da “Çocuk aklı işte. Büyü de ondan sonra konuş,” demişsek…

Dahası “Fazla düşünme, ince hastalığa (yani vereme) yakalanırsın.” Ya da “Düşün taşın, b..tur işin” demişsek, düşünene“Kafayı yorma” demişsek, yani düşünmeyi hem tehlikeli görmüş, hem de aşağılamış, yani düşünmelerine fırsat vermemişsek, o fırsatı bulunca coşmazlar da ne yaparlar?

Zira düşündükçe düşünmenin zevkine varıyorlar.Düşündükçe beyinlerinin özgürleşmeye başladığını hissediyorlar.

Hava koşulları müsait oldukça devam edeceğim Değirmenaltı’ya inmeye.Tabii izlenimlerimi yazmaya da.