DOLAR 32,2826 % -0.03
EURO 35,1111 % -0.02
GRAM ALTIN 2.466,77 % 0,02
ÇEYREK A. 4.033,18 % 0,02
BITCOIN 65.294,26 -1.22
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

İN-SANAT BAHÇESİ–184

Son Güncelleme :

16 Kasım 2018 - 16:46

DOĞU EKSPRES KARS’A HAYAT VERİYOR

———————————————————–

 

Doğu sözcüğünü ağzımıza alınca ne çok farklı şeyler geliyor aklımıza. Doldurulmuş bir sürü bilgi ve bilgisizlik…

 

Bu ülke kendi kalkınmasını, yenilenmesini yapacaksa; bütün bölgeler arasında ki özgün kültürler hariç, bütün bilinmezleri, yanlışları ortadan kaldırmak için köklü eğitim, öğretim ve sosyal süreçler başlatmak zorundadır…

 

Rengiyle, diniyle, mezhebiyle veya farklı kimliğiyle bu vatanı sevmenin gönüllü ve kültürel tarafı sımsıkı ve iç içe geçmesi; neşenin, nefhanı, zenginliğin de peşi sıra gelmesi demek…

 

Doğu Ekspres Kars için ayrı bir yaşam kaynağı taşımaya başladı. Batıdan gelecek insanlarımızın; hatta akın akın gelenlerin karşılaştığı manzara; insan ruhuna, midesine, sosyal ve kültürel yapısına oldukça iyi geliyor.

 

Bildiğimiz Edirne, İpsala ovasını andıran büyük düzlükler; aslında yüzlerce metre yükseklikte bulunan platolardan başka şeyler değil. Burada yaşayan insanların da kültürü; yüzlerce, binlerce yıl ötesine uzanıyor.

 

Bir lokantaya, otele veya başka bir işyerine girdiğinizde ki insan oturaklığı, telaşsız dingin yüzü görünce ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

 

Kars Ani Harabeleri, Kafkas Müzesi, Kalesi, Sarıkamış; Kars insanı, yemek kültürü hepsi ayrıca görülmeye, anlaşılmaya ve paylaşılmaya çok müsait ve kucak açmışlar.

 

Turizmi kalkındıracak en önemli şeylerden olanlar; ulaşım, tanıtım, kalacak yer ve gösterilecek kültürel, tarihi alanlar. Bütün bunlar Kars’ta mevcut… Boşu boşuna dünyayı turlarken; kendi ülkeni görmediysen; vah haline; halimize derim…

 

Bu ülkenin zenginliği; Göbekli Tepe gizemine; Sümer, Hitit, Selçuklu, Likya, Bizans, Roma, Osmanlı ve daha nice derin zenginliklere dayanıyor. Köklerin ucu bucağı yok…

 

GEÇMİŞİN ANILARI

——————————

 

Geçmişin anıları, geleceğin düşleri; bugünün yenisidir. Yenilikçi olanın; değişimi, hürriyeti savunanların aynı zamanda geçmişin anılarına, geleceğin düşlerine de zorunlu, yazgılı olduğunu düşünüyorum.

 

Aynı toprağı çiğneyip, ıslayıp bataklığa çevirmek yerine; toprağın canlı kalabilmesi için böcek dünyasının, rüzgârların, yağmurların ve hareketin-seyahatlerin, büyük önemini, vazgeçilmez olduğu anlaşılıyor.

 

Yeryüzü kimsenin tapulu malı değil; hiç de olmadı. Kralları, imparatorları, derebeylerini, velhasıl nice insanı hep kandırdı. İnsan evrenin bir parçası! Bizi meydana getiren elementler, uçsuz bucaksız diyarlardan kopup gelmişler vücut bulmuşlardır…

 

Bunca zenginliğin korkunç yoksullukların yan yana olması ve halen sınırlar çiziliyor olması, her daim önyargılı ve şartlı sevgiler peşinde koşmamız; büyük bir hüsranın kara yazgısından, düş kırıklığından ibaret bir tiyatro sahnesinden başka bir şey değil; katiyen değil…