DOLAR 32,2840 % 0.04
EURO 34,9980 % -0.06
GRAM ALTIN 2.446,89 % 0,02
ÇEYREK A. 4.000,67 % 0,02
BITCOIN 61.784,13 -1.227
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

SÜLEYMANPAŞA PLAJI NEREDE?

Son Güncelleme :

22 Eylül 2020 - 9:56

Şehir büyüdü, kentimiz Büyükşehir oldu. Büyük meydanlarımız olmaya başladı. Bir taraftan da büyük ormanlarımız oluşuyor; büyük gurura sahip yöneticilerimizin hüküm sürdüğü, büyük dalgınlıkların, sessizliğin yaşandığı bu yerde. Herhangi bir deniz şehrinde, kasabasında yaşasanız; çocuklarınızla, torunlarınızla yürüyerek denize ulaşabilir, kumsaldan, duşlardan, tuvaletlerden denizden doğa ile insanın en tabi hakkı olan beslenmeden bedavaya yararlanabilir, aileniz için kendiniz için günü huzurla, güneşle, eğlenceyle doldurabilirsiniz…

 

Ya Süleymanpaşa da? Böyle bir imkân var mıdır? Bir yaz zamanı daha geride kaldı. Denize girmek için ya Altınova, ya da Barbaros Kumbağ bölgelerine gitmek için minibüse binmeniz gerekecektir. O da gittiğiniz yerde yer bulabilir, tuvaletinizi iyi tutabilir, cüzdanınız yeterince dolu ise…

 

Bu şehrin denizi, güzel günleri neredeyse Ekim sonuna kadar devam ediyor. Ama deniz mevsimi denize girilen yerlerde iki ayı geçmiyor. Bir sürü sebebi var bu kısalığın. Okulların açılışından tutun da, insanların denizle, balıkla, huzurla buluşmanın bu kadar pahalı ve sorumsuzlukla yönetilmesi gibi…

 

Tekirdağ’ın nüfusu 1 milyonu geçti. Denizlerdeki kıyı uzunluğumuz neredeyse 140 km’ye yaklaşıyor. Üniversite ile birlikte çok samimi ve bilimsel bir araştırma yapılsa; denizden, deniz ürünlerinden faydalanan insanlarımız üzerinde; akıl almaz sonuçlar çıkacaktır ortaya. Denize hiç girmeyenlerin korkunç büyüklüğü, deniz ürünlerini sadece seyyar satıcıdan alabilen insanların boynu büküklüğü, şehir kültüründen uzak, bırakın denize girmeyi, denizin kenarına bile ulaşamayan nice kayıp insan; kayıp uygarlıklar gibi öylesine bekliyor; sinmiş olduğu, sığındığı mahalle ve evinin odaları içinde.

 

Nasıl söylesek; adam olmuş yöneticilerin bunlardan haberdar olması mümkün mü? Mümkün olsaydı, şehrin HALK plajları çoktan olurdu. Tuvaletleri, duşları, cankurtaranlarıyla birlikte, şehrin halk plajları karnaval yerine dönerdi. Bu şenlik, hastanelere giden hasta sayısının azalmasına, hapishaneye düşenlerin yaşamın kıymetini suç işlemeden anlamasına da fayda sağlayacağını vurgulamak isterim.

 

Israrla yazıp anlatmaya çalışıyorum her iki belediyenin anlı şanlı yöneticilerine; şehrimizin insanları ve Süleymanpaşa’nın değerli halkı; ne denizinden, ne deniz ürününden, ne da sahilinden tam manasıyla faydalanabiliyor. Çünkü büyük çoğunluğunun yoksulluğu gizlidir. Utandıkları için, her seferinde çocuklarına, torunlarına tuvalet parası, gazoz parası ödeyemediklerindendir evde kalmanın korkunç hamur işi baskısı…

 

Bu kadar zor mudur; şehir plajları, bu plajların bakımlı tuvaletlerinin, duşlarının halka hizmet, huzur adı altında sunulması. En büyük yatırım; halkın sağlıklı, huzurlu yaşamına değil midir? İlla ki bu işin politik bir tarafı mı olmalı? Zaten var; görmüyor, göremiyorsunuz…

 

Yıllar önce Antalya Çıralı-Ulupınar bölgesinde turistlik ve halka açık bir lokantaya girmiştim; davetli olarak. Suların şırıl şırıl aktığı, büyük yaşlı meşelerin, çınarların hüküm sürdüğü yerdeki hizmete şaşmış kalmıştım. Hele gelen yemek ücretinin çok uygun olması karşılığında bir soru sormuştum oradaki başgarsona; “ Bu işi bu kadar ucuza ve bu kadar güzel nasıl yapıyorsunuz?” O da, gelişimizdeki ilk samimi duygular içinde şu cevabı vermişti; “ Bizler, İNSANA yatırım yapıyoruz; sadece İNSANA!”

 

Bu sohbetin üzerinden birkaç gün geçtikten sonra anlamıştım; İNSANA yatırım yapmanın ne demek olduğunu! Çünkü neredeyse on yıldır, on bininciye anlatıyorum Ulupınar bölgesindeki insana verilen hizmetin yüceliğini. Bu anlatımlarım sayesinde Tekirdağ’dan bu yeri görmeye gidenlerin bile olduğuna tanıklık ettim. Bir başka insana yatırım yapan, Antalya Muratpaşa İlçesinde Özkan’ın Yeri; o lokantada yemek için kuyruğa girmeniz gerekir; çünkü burada da insana yatırım vardır.

 

Ya Tekirdağ? Ya Süleymanpaşa? İnsana yapacağınız her yatırım; şehrimize, politikaya, sağlığa, üretime geri döneceği bilimsel olarak da, manevi olarak da belliyken, bu kısırlık, bu beceriksizlik niye? Halkın; bir yaşlı kadının torunlarıyla hiçbir yere ücret ödemeden bir plaja gitmesi, orada çocuklarıyla birlikte güzel yaz günlerinde birkaç değerli gün geçirmesine katkı vermek, ilahi bir mutluluk kadar muhteşem değil de nedir?

Komşularıyla birlikte güven duydukları, huzur buldukları Süleymanpaşa plajlarını var etmek bu kadar zor mudur? Var olan yeri, koruma altına alıp, insan merkezli yapıp, tuvaletleriyle, duşlarıyla parmak ısırtacak bir hizmet vermek; ayrıca muhteşem bir politik yatırım değil midir; ey ,kurnazlığa teslim olmuş,yardımcılarının kısırlığı içine hapsolmuş değerli pek sayın yöneticilerim…