DOLAR 32,2124 % 0.13
EURO 35,1422 % 0.07
GRAM ALTIN 2.464,90 % -0,12
ÇEYREK A. 4.030,11 % -0,12
BITCOIN 65.757,59 1.288
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 16°

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, SİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM; AMA?

Son Güncelleme :

30 Haziran 2021 - 12:14

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI, Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü çok önemli bir çalışma yapmış… Anıt ve tarihi dut ağacını bilimsel bir çalışma ile kurtarmış, neredeyse 200 yıllık geçmişine,57.Alay zamanlarına kadar uzanacak ve bugünün yitik tarihini, yitirilmiş gençliği tekrar güne; ülke, şehir bilincine ve şenliğine davet edecek başarılı bir çalışmayı YARIM bırakmıştır…

 

Tekirdağ şehir tarihi, şehir kültürü ve turizm nimetlerinden pay alma açısından en arka sıralarda kaldıysa, kurum ve kuruluşlarımızın yeterli, plan ve projeli çalışmalar yapmamasından ötürüdür. İnsanımızın gamsızlığını, şimdilik; bu konulardaki duyarsızlığını da yok saymıyorum…

 

 

Eski Göğüs Hastanesi, daha sonra Devlet Hastanesi 3.Kısım ve çok daha öncesi ise, bir bölümü hapishane olarak kullanılmış beş bina, bugün geldiğimiz noktada şehrimizin kaybolmuş, terkedilmiş, sanki hiç yokmuş gibi yaşadığımız bu zamanda bir yerde kurtuluşumuz olacak bir öneme sahiptir.

 

57.Alay şehrimizde geçici olarak, kuruluş aşamasında bir aydan daha az bir süre kalmış olsa bile, askerlerin toplandığı barakalar şehrimizin Yerkışla denen mevkiinde olmuş olsa bile,57.Alay Binaları olarak bilinen Eski Hastane 3.Kısım, bölgesi ile Gelibolu, Çanakkale arasında kurulmuş manevi köprü, kimsenin yıkıp yok edemeyeceği kadar gerçektir…

 

Hal böyle olunca, buradaki binaların iki tanesi neredeyse yıkılmak üzere… Yüz yılı aşkın ayakta duran, çok farklı kurum ve kuruluşların öykülerine tanıklık eden beş bina ve binaların bahçelerini süsleyen anıt ağaçlarından sadece bir tanesi; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alınıp hastalanmış bedeni onarılmış, oldukça önemli bir bakım görmüştür.

 

Buraya kadar her şey güzel; Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü çalışanlarına, mühendislerine ve yöneticilerine teşekkür ediyorum. Ya bundan sonrası? Yıkılan binalar? Bunlar ne olacak? İyice yıkılması mı bekleniyor? Bu binalara anlam kadar coğrafya-şehrimiz böyle alanlara muhtaç ve açken, sadece bir tane ağacı onarmak; ANIT AĞAÇ ilan etmek, yeterli ve gerçekçi mi?

 

Değil elbet! Hemen, anıt ağaç olarak tescillenen dut ağacının karşısında iki tane çınar ağacı var. Bunlar da ANIT AĞAÇ değiller mi? Bir tanesi, özellikle en görkemli olanı ASALAK bir bitki-sarmaşık tarafından ele geçirildiği halde niçin fark edilmiyor?

 

Yine anıt ağaç olarak tescillenmiş dut ağacının yüz metre ilerisinde bulunan çam ağacı; ANIT AĞAÇ grubuna girmiyor mu?

 

Homeros, yoktan yarattığı destanlarıyla Yunan, Avrupa tarihine binlerce yıl öncesinden anlam katıp değer yükledi. Bugün gelinen noktadan Yunan milletinin övünüp şımarması, tarihlerindeki sanatçıların, filozofların, yazarların, şairlerin sayesinde değil midir?

 

Bizim yöneticilerimiz bunun önemini fark etmek için daha neyi bekliyorlar? 57.Alay Binaları-Bölgesi olarak bilinen ve şimdilik tescilli bir anıt ağacı bulunan binalar topluluğu olan bu yerin geçmişindeki bütün öyküler, destanlar, masallar ortaya çıkartılıp; şairlere, yazarlara teslim edilmelidir…

 

Bir adım ötede duruyor Homeros’un destansı Truva-sı.İlyada ve Odyyseia Destanları,mitolojik öyküler,hemen yanı başımızda…57.Alay bölgesi,mekanları,gökyüzüne yükselen anıt ağaçları,süs bitkileriyle ise “İçimizi yakacak” kadar kimsesiz…

 

Burada öyle bir dönüşüm var ki, doğanın bir numaralı gücü girmiş devreye; “Tabiat, boşluğu her daim doldurur.” İncir ağaçları, zeytinler, sarmaşıklar, çam ve defneler, birbirine karışmış. Viranlığı kendilerince yok edip, her daim tabiatın zaferini ilan etmişler; kendi ormanlarını geliştirmişler…

 

Bu yerlere bakınca, belediyelerimizin dahi uzatacağı elleri olduğunu, Kültür Müdürlüğümüzün de yapabilecekleri bir şey bulunduğunu bilip de bir şey yapmamış ve adeta terk edilmiş halde olması, insanın ruhunu dağlıyor…