DOLAR 32,2532 % -0.08
EURO 35,1361 % 0.05
GRAM ALTIN 2.467,59 % 0,06
ÇEYREK A. 4.034,51 % 0,06
BITCOIN 65.278,20 -1.085
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava 12°

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–421

Son Güncelleme :

06 Aralık 2018 - 14:37

1–2 ARALIK GÜNÜ; NE ÇOK ŞEY VAR MUTLU OLMAYA

——————————————————————————

 

Bugün; yani bir ve iki aralık günleri içinde; Bir müzemiz daha açıldı. Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi açılışı yapıldı. Yunanistan’dan gelen eski Tekirdağ insanları; Mavridis Ailesiyle, Eski Yunanistanlı Eşkinat Ailelerinin sinemaya, edebiyata, operaya aktarılacak değerli hikâyeleri de bu müzede tekrar gün yüzüne çıktı.

 

Süleymanpaşa Belediyesi; Belediye Başkanı Eşkinat’ın açtığı üçüncü ve önemli müze; umuyorum ki, diğerleri gibi çalışanı olmadan açılışı yapılmamıştır. Denizi geçtikleri için onları tebrik ediyorum. Dere içinse hep yazıp duracağız nasılsa…

 

Aynı gün; Atatürk Spor Salonunda Tekirdağ Gençlik Hizmetleri İl Spor Müdürlüğü tarafından OKÇULUK YARIŞMALARI yapıldı. Genç okçularımız; okları, yaylarıyla birlikte, gelecekleri adına oklarını savuruyorlardı tahtanın hedefine…

 

Bir okçumuz daha vardı; Çorlu’dan katılan Deniz isimli kızımız. Trafik kazası sonucu tekerlekli sandalyeye hapsolmuş, bu hapsolmayı karamsarlıkla değil, okçuluk sporuyla; oklarını savurduğu gibi savuran bir kızımız…

 

Bütün bunları; gazetemizin köşesinde, insan denen canlının ölümlü bedeninin ölümsüz düşleri içinde kaleme alma fırsatı ve heyecanıyla gözledim.

 

Önce Deniz’in sırasını beklerken düşüncelerine, gözlerinde ki buruk sevince ve okları, yayı ile tazelenen ümitlerine… Deniz’in oklarında; hedefe savurduğu, yayını gerip boşluğa bıraktığı, zamanı ve yerçekimini delip geçen okun uçunda neler yoktu ki?

 

Engelli insanların, engelleri aşması, aşmak için çabaları, gülümsemek için koşmak, koşamıyorsan, okunu koştur, düşlerini savur, hayallerini besle ve Milli Takıma yüksel; bayrağını, marşını onurlandır…

 

Denizin hedefe yolladığı, zamanı ve yerçekimini delen oklarında bütün bunlar vardı işte. Bir gün sonra; Engelleri Kaldıralım, Engelli Haftası nedeniyle düzenlenen yürüyüşe gelmiş olan 15–20 engelli insanımızın duyarlı bakışlarında da bunun benzeri coşkular, ifade biçimleri vardı.

 

Yarışma saatinden çok önce oraya gelen 5–10 engelli kardeşimiz; diğer engelsiz insanları ve tanıdıklarını görünce gösterdikleri sevinci hiçbir yerde görmedim. Ne büyük bir ev almış, ne büyük bir araç; ne de unvanına bilmem neleri de eklemiş bir insan yüzünde…

 

Onlar; birkaç saatliğine de olsa; Yeryüzünün güneşine, bulutlarına, soğuğuna, rüzgârına çıkmak istiyorlar. Tıpkı bizler gibi…

 

Peki, ama buzdağının görünmeyen yüzü? Binlercesi, yüz binlercesi dışarıya çıkamıyor. Biz sadece 50–10 engelliyi tanıyoruz. Şehrimizde bile binlercesi varken; yeterli bir mutluluk duymamız mümkün mü?

 

O gün; Engelliler için yapılan değerli yürüyüşte; bugünün teknolojisi içinde; evinden dışarıya çıkamayan birkaç engelli ile canlı yayın yaparak; onların da katılım dev ekranlardan izlenemez; izletilemez miydi?

 

Orada bir sürü kurum yoktu. Yüzlerce yönetici, amir de yoktular. Tıpkı kuru ve katı düşünceleri gibi; yokluğa, hiçliğe, belki çürümüş bir mazerete sığınmışlardı…

 

Oysa yarış saatinden çok önceleri gelen birkaç engelli çocuk, üşümekten çok öte, sevinç, coşku içinde yanıyordu. Birkaç insan, yüz, ses, obje, nesne gördüğü için…

 

Artık, çakma aydınların, yöneticilerin, amir ve memurların devri bitmeli… İnsan sevgisini yücelten, insana sevgiyle yapışan yöneticilerin; ülkesine, şehrine ve yuvasından dışarı çıkamayacak yüz binlerce engelliye de yapışacağını; onları dışarı çıkarma cesaretleri olacaklarını biliyorum…

 

Deniz, okunu tam da bunun için hedefe doğru savuruyor. Engelleri yıkmak, her bireyin kendini ifade etmesi için… Mutluluğu herkesin hak ettiğini göstermek, ülke, şehir sevgisini kendi beden ve ruhunun dinçliğinde, gülümsemesinde birleştirmek için…

 

Yarışma saatini beklerken üşüyen o engelli çocukların da üşümeyi duymaması; Deniz’in yaptığı, düşündüğü gibi; kendilerini ifade etmek, yaratıcının nimetlerinden; günden, rüzgârdan, yağmurdan; insan seslerinden, neşeden de; hüzün ve engele takıldıklarına isyan etmemek için…